31 Aralık 2011 Cumartesi

Yetim kızlar ve dul kadınlara farklı çeyiz parası

Olacak iş mi? Oluyor!.. Çeyiz parası ödenirken, yetim kızın anne veya babası, dul kadının da kocası nereden emekli olmuş, ona bakılıyor.

YETİM KIZLAR

Diyelim ki yetim aylığı alan kız çocuğu evlenecek.
Ölen anne veya babası SSK ya da Bağ-Kur'a tabi ise, evlenecek olan kız çocuğuna;
“Al sana, yetim aylığının 24 katı çeyiz parası” deniliyor.
Ölen anne veya babası TC Emekli Sandığı'na tabi ise, “yetim aylığı” alan kız çocuğuna evlenirken deniliyor ki;
“Al sana, yetim aylığının 12 katı çeyiz parası.”
Diğerlerine 24 kat, memurun yetim kızına 12 kat!..

29 Aralık 2011 Perşembe

Yeni defterler ve yeni cezalar geldi.

HANGİSİNİ anlatalım? Yeni defterler de var, para cezaları da hatta hapis cezaları da… En iyisi bir ucundan başlayalım.

DEFTER SAYISI ARTTI

Yeni Türk Ticaret Kanunu (YTTK) ile ticari defterlerin sayısı artırıldı. Mevcut defterlere ek olarak;

1- Pay defteri,
2- Yönetim Kurulu karar defteri,
3- Genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

gibi işletmenin muhasebesi ile ilgili olmayan defterler de ticari defter kabul edildi. Yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri dışında tutulacak defterler de olacak. Bu defterlerin hangisi olacağı “Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu” tarafından belirlenecek (YTTK Md.64). Bu arada, Vergi Usul Kanunu değişmezse, vergi yasaları yönünden ayrı, Ticaret Kanunu açısından ayrı defter tutulması söz konusu olacak!

28 Aralık 2011 Çarşamba

411 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

Resmi Gazete No 28154
Resmi Gazete Tarihi 26/12/2011

Kapsam

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 411)

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 414 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, "Bu Kanunda yer alan maktu hadler ile asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan para ile ödenecek ceza miktarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan maktu had ve miktarların yüzde 5 ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, bu suretle tespit edilen had ve miktarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye, nispi hadleri ise iki katına kadar artırmaya veya yarısına kadar indirmeye veya tekrar kanuni seviyesine getirmeye yetkilidir." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm göz önüne alınarak, Vergi Usul Kanununun 104, Mükerrer 115, 177, 232, 252, 313, 343, 352 (Kanuna Bağlı Cetvel), 353 ve Mükerrer 355 inci maddelerinde yer alıp 2011 yılında uygulanan miktarların ve hadlerin, 2011 yılı için %10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen ve 1/1/2012 tarihinden itibaren uygulanacak olan miktarlar ve hadler ekli listede gösterilmiştir. Tebliğ olunur.

Ek için tıklayınız.

26 Aralık 2011 Pazartesi

280 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

Resmi Gazete No 28154
Resmi Gazete Tarihi 26/12/2011
Kapsam

Gelir Vergisi Genel Tebliği
(Seri No: 280)

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar ile 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2011 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1. Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 123 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında, Kanunun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82 ve 86 ncı maddelerinde yer alan maktu had ve tutarların, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5'ini aşmayan kesirlerinin dikkate alınmayacağı, Bakanlar Kurulunun, bu surette tespit edilen had ve tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkili olduğu hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında da 103 üncü maddede yer alan vergi tarifesinin gelir dilimi tutarları hakkında da yukarıdaki hükmün uygulanacağı öngörülmüştür.

Bu hüküm göz önüne alınarak Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alıp, 2011 yılında uygulanan had ve tutarların 2011 yılı için % 10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında1 arttırılması suretiyle belirlenen ve 2012 takvim yılında uygulanacak olan had ve tutarlar aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

25 Aralık 2011 Pazar

Çiftçi kadınların sigorta haklarına düzenleme!

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2 Ağustos 2003'ten önce aile reisi sayılmayan kadınların da tarım sigortalılığından yararlanabileceğini bildirdi.

Bayraktar, yazılı açıklamasında, tarımda en fazla ihmal edilen konulardan birinin sosyal güvenlik olduğunu, bu sektördeki en mağdur kesimin de kadınlardan oluştuğunu savundu.

Çiftçi kadınların ''aile reisliği'' kavramından kaynaklanan sigortalılıkla ilgili hak kaybının, TZOB'un girişimleri neticesinde yapılan düzenlemeyle giderildiğini bildiren Bayraktar, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen değişiklikle 2 Ağustos 2003'ten önce aile reisi sayılmayan kadınların da tarım sigortalılığından yararlanabileceğini belirtti.

23 Aralık 2011 Cuma

İbranamenin geçerli olabileceği haller

Bu çalışmamızın konusunu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 23.12.2010 tarih 2010/17121 E. ve 2010/39658 K. sayılı kararıdır. Kararın özeti ibra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi diğer tarafın ya da üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde ibra iradesine değer verilemeyeceğidir.

Karara konu somut olayda davacı, davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken, iş yerinin diğer davalı şirkete devredildiğini, devir tarihinde davalıların kendisine iş garantisi vermeleri nedeniyle ibraname imzaladığını ancak işveren tarafından işe alınmayarak iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili ise davacının 25.05.2000 - 31.12.2004 tarihleri arasında çalıştığını,iş yerini devralan şirkette çalışmayı kabul etmeyerek iş akdini kendi isteği ile sonlandıran davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı,tazminat ve işçilik alacaklarının ödendiğinin ibraname ile sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

22 Aralık 2011 Perşembe

Prime Esas Kazanç ve Sigorta Gün Sayısını Eksik Göstermek Beş Puanlık Prim İndiriminden Yararlanmaya Engel mi?

2008/Ekim ayından itibaren özel sektör işverenlerine tanınmış olan önemli bir prim desteği bulunmaktadır:

I- GİRİŞ

5 puanlık prim indirimi… 5763 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi birinci fıkrasına (ı) bendi olarak eklenen düzenlemeden, özel sektör işverenleri belli koşulları taşımaları halinde yararlanabilmektedirler.

Buna göre, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazine’ce karşılanmaktadır.

İşveren hissesine ait primlerin Hazine’ce karşılanabilmesi için;

- İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na vermeleri,
- Sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazine’ce karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri,
- Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.

20 Aralık 2011 Salı

Vergi borcuna tecil (erteleme) istemi

“Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun”un 48’inci maddesi uyarınca, amme alacağının vadesinde ödenmesi, haciz uygulaması veya haczedilen malın paraya çevrilmesi hallerinin amme borçlusunu “çok zor” duruma düşüreceğinin anlaşıldığı durumlarda vergi, resim, harç ceza, tahkik (soruşturma) ve takiplerine ait;

* Mahkeme giderleri
* Vergi cezaları
* Para cezaları
* Gecikme zammı alacaklarının 36 ayı geçmemek üzere tecil edilerek (ertelenerek) takside bağlanması mümkündür.

Tecil; iyi niyetli, fakat zor durumda olan mükelleflerin vadesi geçmiş borçlarını faiz karşılığında ve prensip olarak teminat altına alınmak suretiyle ertelenmesini sağlayan bir müessesedir. (Çelik, Celal “6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Uyarınca Tecil” Vergi Dünyası, S:235, Sf:50-57)

Defter tasdik ettirmemenin sonuçları

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda; yasal defterlerin tasdik ettirilmemesi, usulsüzlük olarak kabul edilmektedir.

Kanunun, “Usulsüzlük dereceleri ve cezaları” başlıklı 352’nci maddesinde; tasdikin geç yaptırılması veya hiç yaptırılmaması ayrı ayrı cezalara tabi tutulmaktadır. Bu konuyu şöyle açıklayalım:

Tasdiki zorunlu defterlerin, tasdik süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde tasdik ettirmeyenler; VUK’nun 352’nci maddesinin II. Derece usulsüzlüklerle ilgili 6 no.lu bendine göre cezalandırılmaktadırlar.

Yasada belirtilen sürenin bittiği tarihi izleyen bir aylık süre geçtikten sonraki sürelerde yaptırılan tasdik hiç yapılmamış sayılmaktadır.

19 Aralık 2011 Pazartesi

İnternet sitesi olmayan şirket yöneticisine hapis

YENİ Türk Ticaret Kanunu’na göre; her sermaye şirketi, bir internet sitesi açmak zorunda (YTTK Md. 1524). Siteyi açmak yetmiyor, bu sitede şirketle ilgili “çok özel ve sır niteliğinde” birçok bilginin de paylaşılması gerekiyor. Bu zorunluluğa uymayanlara hem “hapis” cezası hem de “adli para cezası” var.

YAYIMLANACAK İÇERİKLER

Yasa’nın 1524. maddesine göre, internet sitesinde yayımlanacak içeriklerin bazıları şunlar:
- Şirketle ilgili olup, pay sahibini, küçük yatırımcıyı, alacaklıyı ve şirkette menfaati olan kişiyi ilgilendiren tüm bilgiler,
- Şirketin yıl sonu ve ara dönem finansal tabloları ile birleşme, bölünme bilançoları, özel amaçlarla çıkarılan bilançolar,
- Yönetim kurulunun yıllık raporu,
- Yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle yöneticilere ödenen her türlü paralar, temsil ve seyahat giderleri,
- Denetleme raporları (denetçi, özel denetçi ve işlem denetçisi raporları),
- Genel kurula ait olanlar dahil, her türlü çağrılara ait belgeler, raporlar ve yönetim kurulu açıklamaları,
- Tasfiyeye ilişkin ilanlar,
- Şirketçe kanunen yapılması gereken ilanlar.

18 Aralık 2011 Pazar

TÜRMOB'dan serbest muhasebeci ve mali müşavirlere ceza

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), 13 serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavire çeşitli sürelerle mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile meslekten çıkarma cezası verdi.

Konuya ilişkin TÜRMOB Disiplin Kurulu Kararları, Resmi Gazete'nin 18 Aralık 2011 tarihli sayısında yayımlandı.

Buna göre, Birlik, çeşitli illerin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odalarına kayıtlı 4 serbest muhasebeci mali müşavire 6'şar ay süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma ve 1 serbest muhasebeci mali müşavire de meslekten çıkarma cezası verdi. Üç serbest muhasebeciye de çeşitli sürelerle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası veren Birlik, 5 serbest muhasebeciyi de meslekten çıkardı.

TÜRMOB'un Resmi Gazete'de yayınlanan ilanı aşağıdadır:

17 Aralık 2011 Cumartesi

Ağır ve tehlikeli işlerde mesleki eğitim şart

İş Kanunu'nda "Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ile çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz." hükmü bulunmaktadır. Bu hükme dayanarak çıkartılan Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalıştırılacak İşçilerin Mesleki Eğitimlerine Dair Tebliğ'de de Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği ile belirlenen ağır ve tehlikeli işlerde çalışan /çalıştırılacak işçilerin mesleki eğitime tabi tutulmaları ve bu eğitimlerinin belgelendirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.

Mesleki eğitim zorunluluğu 

01.01.2009 tarihinden itibaren Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçilerin, işe alınmadan önce, mesleki eğitime tabi tutulmaları zorunludur. İşyerinde yapılan işler, asıl iş itibariyle "Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği" kapsamında yer almakla birlikte, işçinin yaptığı iş ağır ve tehlikeli işler kapsamı dışında ise, 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında mesleki eğitim alma zorunluluğu aranmayacaktır.

Defter tasdiklerine ilişkin TÜRMOB sirküleri

TÜRMOB defter tasdikleriyle ilgili bir sirküler yayınladı. Söz konusu sirkülerde özet olarak aşağıdaki konulara değinilmiştir:

* 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ticari defterlere ilişkin hükümleri dikkate alındığında; 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle yeni hesap döneminde tutulacak defteri kebir dahil defterlerin açılış tasdiklerinin ayrıca bir düzenleme yapılmadığından halen yürürlükteki olan mevzuat (6762 sayılı TTK ve 213 sayılı VUK) hükümlerine göre 31.12.2011 tarihine kadar yapılması,

* 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle sona erecek hesap döneminde tutulan defterlerin kapanış tasdiklerinin 31 Ocak 2012 tarihine kadar yapılması,

* 2012 yılında tutulan defterlerin kapanış tasdiklerinin 6102 sayılı TTK hükümlerine göre 2013 yılının altıncı ayının sonuna kadar (30 Haziran 2013) yapılması,

16 Aralık 2011 Cuma

Otomotivde vergi zammı olacak mı?


Dedikodulara göre 1.3-1.6 litre araçların vergi oranları artırılacaktı. Ancak Maliye Bakanı bir açıklama yaparak bu dedikoduları yalanladı ve şöyle dedi: “Kesinlikle böyle bir çalışmamız söz konusu değildir. Gündemimizde de böyle bir hazırlık yoktur”

DEDİKODULAR NEYDİ

Emre Özpeynirci piyasada dönen dedikoduları şöyle anlatmıştı:

Ekim ayında 1.6 litre üstü motor hacmine sahip otomobillere ÖTV zammı yapan ancak istediği etkiyi elde edemeyen hükümetin, son bir haftadır bu kez 1.3-1.6 litre için zam hazırlığında olduğu dedikodusu ortalarda dolaşıyor.

Dozu giderek artan 'ÖTV zammı' söylentisine göre Ankara'da otomotivin üzerindeki vergi sistemini değiştirmek adına hummalı bir faaliyet yürütülüyormuş.

Otomotiv sektörü her ne kadar vergiye dokunulmayacak dese de 1.6 litrenin altındaki araçlara yönelik yeni bir düzenlemenin yolda olduğu ve yeni düzenlemede 1.6 litrenin altında yeni bir vergi basamağı yaratılarak bu sınıfın ikiye bölüneceği söylentileri giderek artıyor. 1.3 litre altı ve 1.3-1.6 litre arası olmak üzere ikiye ayrılacak vergi sisteminde 1.3 litrenin altındaki araçların yüzde 37 olan ÖTV'sine dokunulmayacak, 1.3-1.6 litre arasındaki araçların yüzde 37 olan ÖTV'si ise yüzde 60 civarına çekilecekmiş.

Stajı Başlama Sınavı'nı kazanan adaylara İSMMMO'dan zorunlu eğitim

İSMMMO, 19 Kasım 2011 tarihinde yapılan staja başlama sınavını kazanan adayların katılması gereken Zorunlu Eğitim'le ilgili bir duyuru yayınladı. Duyuru aşağıdadır:

19 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen Staja Giriş Sınavında başarılı olan adaylarımız için, 20-22-27-29 Aralık 2011 tarihlerinde “Zorunlu Eğitim” düzenlenecektir. Adaylar sadece bir gün eğitime katılacaklardır. Eğitimimiz adı üzerinde zorunludur. Askere giden ve eğitime katılamayacak adaylarımız askerden sonra eğitime katılabilirler. Askere gidecek erkek adayların gitmeden önce, sınav kazandı belgesi ve sevk evrakının bir fotokopisini Odamıza teslim etmesi yeterlidir.

15 Aralık 2011 Perşembe

Uzun süreli rapor kovulma nedeni

3 ay rapor alan işçinin iş sözleşmesi bu nedenle fesih edilebilir mi? Ne yapmamız lazım? 5...404644 Nolu SMS:

İş Kanunu'na göre, işçinin hastalık halinde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı, işçinin işyerindeki çalışma süresine göre kanunda belirtilen bildirim sürelerini 6 hafta aşmasından sonra başlar. Örneğin 5 senedir çalışan bir işçi için bildirim süresi 8 haftadır ilave 6 hafta daha 14 hafta eder. Bu işçi için rapor süresi 14 haftadan fazla ise işveren sözleşmesini bildirimsiz olarak feshedebilir.

Yeni TTK ile 5 dakikada şirket kuruluşu mümkün olacak

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yeni Türk Ticaret Kanunu'nu ve gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Yazıcı, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) yürürlüğe girmesiyle şirket kuruluşlarının daha basit hale geleceğini belirtti.

Bloomberg HT'ye konuk olan Yazıcı, yeni kanunun 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe gireceğini belirterek, Kanun, ticaretin ve sanayinin tüm aktörleri açısından önemli sonuçlara yol açacak bir düzenleme. TTK'nın yürürlüğe girmesiyle şirket kuruluşları son derece basitleştirilecek. Bugünkü merasimler terk edilecek. Şirket kurmakla alakalı belgeleri ve evrakları temin eden kişi 'şirketi kuruyorum' dediği andan itibaren 5-6 dakikada elektronik ortamda şirketini kurabilecek diye konuştu.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Düşük maaşlı emekliye 250 lira intibak müjdesi

SSK emeklilerinin intibak düzenlemesi netleşti. 2013'te uygulamaya geçirilecek İntibak Yasası ile ilgili çalışmaların tamamlandığını, bu hafta Bakanlar Kurulu'na geleceğini belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emeklinin 10 lira ile 250 lira arasında ilave ödeme alacağını açıkladı.

Türkiye'de 2000'den sonra çıkan yasal düzenlemelerle emeklilere ülkenin gelişme hızından 2008'e kadar yüzde 100, 2008'den sonra ise yüzde 30 bir pay veriliyor. Yenişafak gazetesinin haberine göre Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı'nın ortaklaşa hazırladıkları ve 2000'den önceki SSK emeklilerine de gelişme hızından belli oranda bir pay yansıtılarak intibaksızlığı giderme formülü üzerindeki çalışmalar tamamladı. 6-7 değişik varyasyon üzerinden hazırlanan düzenleme 2000 öncesi emeklileri kapsıyor. 2 milyon 743 bin kişiyi ilgilendiren düzenleme, 2000 yılı öncesindeki Türkiye'nin büyüme katsayısının maaşlara yansıtılması oranına göre bütçeye yük getirecek. Bu kapsamda hazırlanan çalışmalara göre bütçeye 2,5 ila 11,5 milyar liralık yük getireceği hesaplanıyor. Önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu'na sunulacak düzenleme 2013'ten itibaren uygulamaya geçirilecek.

İlaçta KDV indirimi

İlaçlardaki KDV oranı düşürülüyor. İlaç krizine KDV çözümü geliyor. İlaçlarda KDV yüzde 18’den yüzde 8’e inecek.

Bakan Çelik, KDV oranında indirime gidileceğini belirterek, “İlaç sanayiinin KDV’si yüzde 18’den yüzde 8’e inecek” dedi. Çelik, “340 ilaçta iskontoyu kaldıracağız veya fiyat artacak” diye konuştu.

Ücretlerde zaman aşımı 5 yıldır.

* Mart 2008 tarihinde işe başladım, Aralık 2010'da işten çıkartıldım. Haftalık 72 saat çalıştırıyorlardı; yıllık izin hakkı vermiyorlardı. Şu an mahkemeye versem olur mu? 5...183483 Nolu SMS

Ücretlerde zaman aşımı 5 yıldır. 5 yıl içerisinde istediğiniz zaman dava açma hakkınız vardır. Ancak faiz talebi dava açıldıktan sonra olabilir. Ödenmeyen fazla çalışma ücretlerinizi ve kullanmadığınız izin ücretini talep edebilirsiniz.

ALİ ŞERBETÇİ / TAKVİM
14.12.2011

Şirketinden borç para çekene hapis

YENİ Türk Ticaret Kanunu (uzatma olmadığı takdirde), 1 Temmuz 2012’den itibaren yürürlüğe girecek. Kanun’un getirdiği en önemli yeniliklerden biri de; “şirket ortakları ve yakınlarının, şirkete borçlanmalarının yasaklanmış olması” ile ilgili.

NASIL BİR YASAK?

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 358. maddesine göre;

- Anonim ve limited şirketlerde, pay sahibi ve ortaklar, şirkete borçlanamayacaklar. Daha açık bir anlatımla, “şirketten borç para” çekemeyecekler.
- Daha önce çektikleri borç paraları da 1 Temmuz 2015’e kadar yani yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren “üç yıl içinde” nakdi ödeme şeklinde “iade” edecekler.
- Şirket yönetim kurulu üyesi ve onun alt ve üst soyu, eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile kendisinin ve söz konusu yakınlarının ortağı olduğu şahıs şirketleri ve en az yüzde 20’sine katıldıkları sermaye şirketleri, şirkete nakit ve ayın olarak borçlanamayacaklar (YTTK Md. 395).
- Bu yasaklamaya uymayanlara yani şirketten borç para çekenlere, 300 günden az olmamak üzere “adli para cezası” uygulanacak (YTTK Md. 562). 300 günlük ceza da, günlük 20-100 TL hesabıyla 6-30 bin TL arasında olacak.


13 Aralık 2011 Salı

Elektronik Defter 1 Sıra No.lu Genel Tebliği

13 Aralık 2011 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 28141

Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

ELEKTRONİK DEFTER GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 1)

1. Giriş

1.1. Bilindiği üzere, 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun (1) 14 üncü maddesi ile değiştirilen, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun (2) “Defter Tutma Mükellefiyeti” başlıklı 66 ncımaddesinin ikinci fıkrasında, söz konusu maddede geçen defterlerin (yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, karar ve işletme defteri) elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabileceği ve bu defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (3) hükümleri icabı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Askerlik borçlanması 3.5 yıldan sayılmıyor!

05.01.1959 doğumluyum. 15.08.1993 tarihli Sigorta girişim var. 1988-2000 ve 2000-2004 tarihleri arasında Bağ-Kur’a prim ödedim. 01.08.2008 tarihinden itibaren tekrar Sigorta’ya döndüm. Hangi Kurum’dan daha önce emekli olurum?

CEVAP: 15.05.1983 tarihli Sigorta girişiniz ve 4/a, 4/b kapsamında toplam 5.874 gününüz var. Buna göre; 25 yıl, 47 yaş ve 5.150 günle Sigorta’dan normal emekli olabilirsiniz. Tüm şartlar tahakkuk etmiş. Fakat Bağ-Kur’dan Sigorta’ya geçtiğiniz için; 2829 sayılı Kanunun 8. maddesine göre, Sigorta’ya 3.5 yıl (1.260 gün) prim öderseniz, Sigorta’dan emekli olursunuz. Sigorta’ya 187 gün prim ödemişsiniz. 3 yıl (1.080 gün) daha ödeyeceksiniz. Askerlik borçlanması bu 1.260 güne dahil olmaz. Bilfiil 1.080 gün prim ödeyeceksiniz. Bağ-Kur’dan emekli olmak isterseniz; 58 yaş ve 15 tam yıl (5.400 gün) ile Bağ-Kur’dan yaştan emekli olursunuz. Gününüz dolmuş. Hiç prim ödemeden, 58 yaşınızın dolduğu 05.01.2017 tarihinde, Bağ-Kur’a emeklilik müracaatı yapabilirsiniz. Özetlersek, 1.080 gün prim öderseniz Sigorta’dan veya hiç prim ödemeden, 58 yaşınızın dolduğu 05.04.2017 tarihinde Bağ-Kur’dan emekli olabilirsiniz. Tercih sizin.

Lütfi Köksal / Türkiye

12 Aralık 2011 Pazartesi

Memurlar limited şirket ortağı olabilir.

2011/2 KPSS yerleştirmelerinde devlet memuru olarak atandım. Yeni yılda memur olarak görev yapacağım. Limited şirket ortağıyım. Memur olmamda bir sakınca var mı? T.A.

Devlet memurlarının şirket ana sözleşmesinde şirketi idare ve temsil edecek olanların belirtilmiş olması ve ayrıca yönetim ve denetiminde görev almaması kaydıyla limited şirket ortağı olabilmesi mümkün. Devlet memurları ek gelir elde etmek için limited şirket kurmak isterlerse, memurluğuna zarar gelmeden belirttiğim şekilde şirket ortağı olabilir. Tüm memurların dikkatine...

Ali Şerbetçi - Takvim

12.12.2011

Sağlık nedeniyle kıdem tazminatı alma

Kıdem tazminatına hak kazanmanın koşullarından biride sağlık sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanmadır. Sağlık sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanma uygulamasında iş sözleşmesini işçi veya işverenden birisi fesh edebiliyor.

İşçi iş sözleşmesini;
- İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa,
- İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa, feshedebilir.
- Örneğin; işyerinde işçinin sağlığını tehdit eden kimyasal maddeler varsa, işçi ile aynı ortamda bulunan bir başka işçi veya işveren verem vb. gibi bulaşıcı bir hastalığa tutulmuşsa veya tozlu bir ortamda çalışan işçi akciğer hastalığına yakalanmışsa işçi iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebilir. İşçi iş sözleşmesini bu durumlardan biri ile feshederse ve bir yıllık çalışması varsa kıdem tazminatına hak kazanır.

Kaçakçılık suçuna vergi kaybı şartı

Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 359. maddesinde düzenlenmiş olan kaçakçılık suçu, mükelleflerin korkulu rüyası. Bu suç şekli suç olarak düzenlendiğinden ortada vergi kaybı olmasa bile suç oluşuyor. Kaçakçılık suçunun oluşması için kanunda belirtilen hareketin yapılması yeterli olup ayrıca vergi kaybının ortaya çıkması (çift defter kullanma fiili hariç) gerekmiyor.

VUK TASLAĞINDAKİ DURUM

Maliye Bakanlığı tarafından bir süredir yürütülen çalışmalar sonucunda Vergi Usul Kanunu taslağı hazırlandı. Henüz son şeklini almamış olan taslakta kaçakçılık suçunu oluşturan fiillere 258. maddede yer veriliyor. Söz konusu maddenin ilk fıkrasında; 'Vergi kaybına neden olacak şekilde aşağıda yer alan fiilleri işleyenler kaçakçılık suçu işlemiş sayılırlar' ifadesi yer alıyor. Bu ifadeden sonra kaçakçılık suçunu oluşturan fiiller üç bent halinde sayılmış. Taslakta yer verilen fiiller, halen yürürlükte olan VUK'ta düzenlenen fiilleri kapsıyor. Ancak, taslakta iki önemli farklılık var. Bunları başka bir yazımızda ele alacağız. Taslak, kullanılan dilin sadeleştirilmesi anlamında oldukça olumlu. Ancak, yürürlükteki kanunda yer alan anlaşmalı matbaa konusu taslakta da atlanmış durumda. Yani, anlaşmalı matbaanın sahte belge basması taslakta da suç fiilleri arasında sayılmamış.


Mali güce göre vergilendirme

Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan buyruğa göre Türkiye Cumhuriyeti ‘sosyal bir hukuk devleti’dir. “Demokratik sosyal hukuk devleti insan hak ve hürriyetlerine saygı gösteren, ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadi ve mali tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve milli gelirin adalete uygun bir biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirleri alan, adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimi uygulayan devlettir.” (Anayasa Mahkemesi’nin 26-27/09/1967 gün ve 336/29 sayılı kararı)


10 Aralık 2011 Cumartesi

Şirket ortakları işçisinden az prim ödeyebilir mi?

Bir konferans için Mersin’de idim. Ev sahibi Mersin SMMM Odasının üyelerinin yoğun bir ilgisi var. Mali müşavir dostlardan birisi, “Şirket ortakları için basamak sistemi vardı. Bu basamağa göre prim ödüyorduk. Şimdi nasıl ödeyeceğiz, şirket ortakları işçisinden daha az prim ödenemez diyorlar, bu doğru mudur?” deyince, bir çok şirket ortağını ilgilendiren bu hususu mercek altına almaya karar verdik.

Bağ-Kur sigortalılarının, emeklilik ve sağlık haklarından yararlanmak için ödemeleri gereken sigorta primlerinin tutarını, kendisi asgari ücretle (837 TL) , asgari ücretin 6,5 katı (5.440,50 TL) arasında kalan olmak şartıyla kendisi tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Yani, eskiden 24 gelir basamağına göre prim ödeyen Bağ-Kur’lular, artık basamak sistemiyle prim ödemiyor. Basamak sistemi 1.10.2008 itibariyle kaldırıldı.

2011 biterken - dönemi kapatırken uyarılar

Yavaş yavaş yılı tamamlama telaşına girdiğimiz şu günlerde yıl sonuna dönük bazı hatırlatmalar yapayım istedim.

1- Ciro primi faturalarınızı en geç aralık tarihli almaya çalışın

Değerli okurlar, son zamanlarda ciro primi konusu değişik açılardan tartışma yaratmaya başladı.

a. İade sürecinde yaşanan sorunlar

Düşük oranlı KDV'ye tabi mal satışı nedeniyle KDV iadesi alan şirketlerin, malin satıldığı dönem dışında, hele de yılı geçtikten sonra gelen ciro primi faturalarında gösterilen KDV'nin iadesinin alınamayacağı iddia edilmeye başlanmıştır. Bu yaklaşım gıda sektörünün bir çok oyuncusu için adeta kâbus senaryosu halini almış görünmektedir. Bugüne kadar sorunsuz iade alan şirketler aniden hiç hesapta olmayan bu problemle karşı karşıya kalmışlardır. Birçok firmanın finansman yükü bu nedenle oldukça artmış, normalde alageldikleri KDV tutarları belki de hiç alamayacakları devreden KDV'ye dönmüştür. Bu yanlış süratle düzeltilmezse KDV bir servet vergilemesi haline gelecektir.

b. Geç gelen faturadaki KDV iddiası

Ciro primlerinin ayni yıl değil de izleyen yılda düzenlenmesi halinde, bu faturadaki KDV'nin artık indirilemeyeceği de iddia edilmiştir. Bu nedenlerle ciro primi faturalarınızı yıl bitmeden veya olabildiğince en geç Aralık tarihli almaya çalışınki bu tür tartışmalar sizin için bir önem taşımasın.

2- Bu döneme ilişkin faturalarınızı alin

2011 e ilişkin ancak 2012 tarihli gelen faturaların KDV'si ile ilgili olarak da yukarıda tartıştığımız sorunlar yaşanabilir. Mali İdare'den alınan yazılı görüşe istinaden geç gelen 2011 tarihli faturalarla ilgili KDV dâhil tutarı 2011 beyannamesinde gider olarak dikkate alabilirsiniz görüşü veriyorduk. Artık bu konuda da yeniden görüş alınmasını tavsiye ediyorum.

9 Aralık 2011 Cuma

TESMER 2012 yılı sınav takvimi

TESMER, 2012 yılında yapılacak sınavların takvimini açıkladı. Takvime ulaşmak için lütfen buraya tıklayın.

Askerlik Borçlanması (Soru-Cevap)

Soru: Askerliğini yapmış olanlar bu süreleri sigortalılık olarak saydırabiliyormuş. Ayrıca askerlik dolayısıyla işten ayrılırsam kıdem tazminatı ödenir mi? Bu konuda beni aydınlatabilir misiniz? Bedelli uygulamasından faydalanmamı tavsiye eder misiniz?

Cevap: Sigortalıların er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri borçlanılabiliyor. Bunun için kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunması gerekiyor. Askerlik borçlanmasının yapılabilmesi için aylık 267,84 lira ile 1.740,96 lira arasında bir tutar belirlenip, kaç ay askerlik yapıldıysa bu tutarla çarpılarak ortaya çıkacak meblağ bir ay içinde ödenmeli. Bu sayede borçlandırılan süreler sigortalılığa sayılıyor. Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru şartı aranıyor. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmıyor.


8 Aralık 2011 Perşembe

İSMMMO'dan Beyanname Kontrol Programı (Ücretsiz)

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, üyelerinin işlerine yardımcı olmak amacıyla yapılmış bir programı ücretsiz olarak dağıtıyor.

Beyanname Kontrol programında mali müşavirler müşterilerinin beyannamelerini takip ederek olası cezaların önüne geçmiş oluyor.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması

Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat ve Deliller” başlığını taşıyan 4. Kısmının ikinci bölümünde “Belge ve Senetler”le ilgili hükümler yer almaktadır. (Madde:199-224)

Hukuki tanımlamadan da anlaşılacağı üzere “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları” belgedir. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Md. 199)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222’nci maddesinin başlığı “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması”dır. Buna göre “Mahkeme, davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterle ilgili düzenlemeler 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari İşletme” başlıklı birinci kitabının beşinci kısmında yer almaktadır. (Madde:64-88)


Türkiye Noterler Birliği Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulaması Kullanım Kılavuzu

Noterler tarafından onaylanacak defterlerin muhasebeciler tarafından, Türkiye Noterler Birliği Online sitesi aracılığı ile önceden elektronik ortamda girilmesi ve uygulama tarafından verilen defter liste numarası ile Noterliklere gidilmesi durumunda, defter onaylama işlemlerinin hatasız, hızlı ve eksiksiz olmasının sağlanmasına yönelik, Türkiye Noterler Birliği Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından yayımlanan MUHASEBECİ DEFTER BİLGİ GİRİŞİ UYGULAMASI KULLANIM KILAVUZU yazı ekindedir.

http://archive.ismmmo.org.tr/docs/kilavuz/MUHASEBECI_DEFTER_BILGI_GIRISI_UYG.pdf

6 Aralık 2011 Salı

İşçinin bedelli askerliği ve kıdem tazminatı

Bilindiği üzere hangi işçilerin kıdem tazminatı alabileceği, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükteki 14'üncü maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümde yer aldığı üzere, muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedilmesi durumunda, işverenin kıdem tazminatını ödeme yükümlülüğü doğmaktadır. Yani askerlik nedeniyle kıdem tazminatı talep edilebilmesi için muvazzaf askerlik dolayısıyla işçi tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi gerekmektedir. Mevcut sonuncu düzenlemeden önceki bedelli askerlik uygulamalarında 21 günlük temel askerlik hizmeti yapılmasından dolayı, muvazzaf askerlik dolayısıyla işçi tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesinin şart olması nedeniyle, işçi talebi üzerine işveren tarafından kıdem tazminatı ödeniyordu. Ancak bu defa 21 günlük temel askerlik hizmeti yapılmayacak ve yükümlü işçiler bedelli askerlik parasını yatırdıklarında bu yükümlülüklerini yerine getirmiş olacak ve dolayısıyla da muvazzaf askerlik için iş sözleşmesi feshedilmediğinden kıdem tazminatı da ödenmeyecektir.


Yeni TTK'da anonim şirket kuruluşu

Geçtiğimiz yasama döneminde TBMM'de kabul edilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek. Yeni yasa birçok özelliğiyle yenilikler içeriyor. Bu yeniliklerden bir kısmı ise ek maliyetler içeriyor. Bu nedenle kimi çevrelerce yasanın yürürlük tarihinin ötelenmesi isteniyor. Aksi görüşte olanlar ise 'kervan yolda düzülür' mantığıyla yasanın ertelenmesine karşı çıkıyor.

Taleplerin kabul görüp görmeyeceğini bilemeyiz ama sonuçta bu yasanın ilgili çevrelerce iyi bilinmesi gerekiyor. Biz de bu noktadan hareketle yeni yasayla ilgili bazı bilgileri okurlarımızla paylaşmak istedik.

TEK KİŞİLİK KURULUŞ

Yeni yasaya göre anonim şirket sadece bir gerçek veya tüzel kişi tarafından da kurulabiliyor. Halen yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'ya göre anonim şirket en az beş kişi ile kurulabiliyor ve ortak sayısı 5'in altına düşemiyor. Yeni yasaya göre çok ortaklı olarak kurulan anonim şirketlerde ortak sayısı bire düşebiliyor. Tek ortaklı ve çok ortaklı anonim şirketler arasında temel bir farklılık bulunmuyor. Ancak, yeni TTK'da tek ortaklı anonim şirketler için bazı özel düzenlemeler yapılmış durumda. Şirketin tek ortaklı olarak kurulması ya da birden fazla ortaklı olarak kurulduktan sonra hisselerin bir kişinin elinde toplanması halinde, tek kalan ortağın; adı, yerleşim yeri ve vatandaşlığının ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekiyor.


Türk Ticaret Kanunu açısından defter tasdiki

Vergi Usul Kanunu (VUK) açısından defter-i kebir (büyük defter) tasdiki zorunlu olmamasına karşın; TTK açısından zorunludur. Yani Türk Ticaret Kanunu, defter tasdikleri açısından mükellefe ilave yükümlülük getirmektedir.

TTK’nin “Defter Tutma Mükellefiyeti” başlıklı 66’ncı maddesinde; “Her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek maksadıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri ve bilhassa, diğer kanunların hükümleri mahfuz kalmak üzere, aşağıdaki defterleri Türkçe olarak tutmaya mecburdur.


Ortakların şirkete borçlanma yasağı

Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek olan Yeni Ticaret Kanunu iş yaşamında oldukça köklü değişikliklere neden olacak. Bu değişiklikleri irdelediğimiz yazı dizimizin geçen haftaki kısmında bağımsız denetçilik kavramı üzerinde yoğunlaşmıştık. Bugünkü konumuz ise şirketleri en az bağımsız denetçilik kadar ilgilendiren bir başka husus: "Şirkete Borçlanma Yasağı"

Yeni Ticaret Kanunu şirketin hukuki varlığı ile ortakların kişilikleri arasına kalın bir perde çekmekte. Adeta şirket kasası ile ortaklarının kasası veya cepleri tamamen ayrıştırılıyor.

Kapsama giren borçlar 

Yeni Ticaret Kanunu'nun "Pay Sahiplerinin Şirkete Borçlanma Yasağı" başlıklı 358. madde hükmüne göre; iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahipleri şirkete borçlanamayacak. Ancak; şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olan ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulan borçlar bu yasak kapsamında değerlendirilmeyecek. Bu düzenleme ile şirketin nakit parasının ortakları tarafından kullanılması engelleniyor. Şirketin kaynaklarını alternatif alanlarda kullanmak yerine, şirket ortaklarına aktarmasının, yatırım harcamalarının azalmasına yol açtığı düşüncesi ile bu düzenlemenin yapıldığı anlaşılıyor.

2 Aralık 2011 Cuma

Vergi Dairesi müdürleri eylemde

Türkiye’nin dört bir yanından gelen müdür ve müdür yardımcılarının katıldığı eyleme Gelir İdaresi Müdürleri de destek verdi.

REKOR KATILIM

Yaklaşık 1200 kişinin katıldığı eylemde katılımcıların önünde eşit ücrete eşit iş kokartı gözlendi. Müdürler bugün eşit işe eşit ücret kararnamesi ile mağdur olduklarını, iş yüklerinin çok fazla olmasına rağmen altlarında çalışan uzmandan daha düşük maaş aldıklarını ve bu durumun düzeltilmesini talep ettiler.

Bugünkü eyleme en büyük katılım İstanbul’dan gerçekleşti. İstanbul ekibi eyleme 5 otobüs 2 minibüs olmak üzere 350 kişi ile katıldı.

Anonim ve limited şirketlerde kâr dağıtımı ve yedek akçeler

Şirketlerde her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, pay oranında katılma hakkına sahiptir. (YTTK.Md:507)

Yıllık kâr, yıllık bilançoya göre belirlenir ve esas sözleşme aksine bir hüküm yoksa, kâr pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir.

Kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payına mahsup edilmek üzere avans kâr payı dağıtımı yapılabilir. Bu bağlamda ‘kâr payı avansı’ Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan şirketlerde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) bir tebliğ ile düzenlenecektir. (YTTK.Md:5009)

Yönetim kurulu üyelerine kazanç payları sadece net kârdan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yaptıklarından ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin yüzde beşi oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kâr payı dağıttıktan sonra verilebilir. (YTTK.Md:11) Sermaye şirketlerinde ayrılması öngörülen ‘yedek akçeler’ Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 519. maddesinde hüküm altına alınmıştır.


İş sağlığı ve güvenliği yasası çıkıyor.

İş kazalarının en çok etkilediği ülkelerden birisi olan Türkiye'de, iş kazası ve meslek hastalığından dolayı yaşanan acıların azaltılması, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hazırlandı.

Gerçekten de özellikle çalışma koşullarının iyileştirilmesi için bu yönde bir yasaya ihtiyaç vardı. Yasa, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacak.


1 Aralık 2011 Perşembe

İş kazalarının Bölge Çalışmaya bildirme zorunluluğu kaldırıldı.

T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü

Sayı : B.13.2.SGK.0.10.05.00/X- 435- 10931162 08 TEMMUZ 2011

Konu : İş kazası ve meslek hastalığı vakalarının Çalışma Bölge Müdürlüklerine intikal ettirilmesi

G E N E L G E   2011/ 57

Bilindiği üzere, işyerlerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı olayları nedeniyle işveren, sigortalı ve üçüncü kişilerin, meydana gelen olaylardaki kusur derecelerinin belirlenebilmesine yönelik gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 10, 26, 110 ve 111 inci maddeleri, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 21, 22 ve 23 üncü maddeleri hükümlerine göre işlem yapılabilmesi için, Kurumumuzca değişik tarihlerde yayımlanan genelge ve genel yazılarla, Kurumumuz denetim ve kontrolle görevli memurları tarafından düzenlenen raporlarda kusur derecesiyle ilgili bir değerlendirmeye yer verilmemiş ise Bakanlığımız iş müfettişlerince kusur oranlarının tespiti için konunun Bakanlığımız ilgili çalışma bölge müdürlüklerine intikal ettirilmesi istenmiş idi.

Raporlu işçi çıkartılabilir mi?

Raporlu işçi çıkartılabilir mi?
  

 
Okurumuz Ayhan Sivrikoz, "İşyerindeki çalışma süresi 2 yıl olan işçi, yolda giderken bir arabanın çarpması sonucu kendi kusuru olmaksızın yaralanmıştır. Bu sebeple işe devam edememektedir. İşveren, bu işçinin iş sözleşmesini ne zaman derhal fesih ile sona erdirebilir? İşveren, işçinin bildirim süresine ilişkin ücretini peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshettiğinde, bildirim süresi işçinin kıdeminden sayılacak mıdır?" diye soruyor.

Öncelikle İş Kanunu'na göre, işverenlerin raporlu işçileri işten çıkartabilmelerinin belli koşullara bağlandığını belirtmeliyiz. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı başlıklı 25'inci maddesinde işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Ayrıca bu derhal fesih hakkı şartlarını sağlamayan raporlu bir işçi işten çıkartıldığında, işe iade davası açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

İhbar tazminatı ödenmeyen durumlar

Süresi belirli olsun veya olmasın işveren; 

Şubeye kargo gönderilerinde sevk irsaliyesi

SORU: Merkezi İstanbul'da bulunan işyerimizin şubeleri arasında gerek kargo yolu ile ve gerekse kendi araçlarımızla göndermekte olduğumuz basılı kâğıt ve benzeri nitelikteki büro malzemelerinin veyahut da aktifimize kayıtlı elektronik eşya için göndermiş bulunduğumuz yedek parça ve malzemeler için sevk irsaliyesi düzenlenmesi gereklimidir?

YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 230 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereği olarak kısaca emtianın sevki esnasında fatura bulunsun veya bulunmasın mal hareketlerinin mutlaka sevk irsaliyesine bağlanması gerekmektedir.

İnternet siteleri için yapılacak ödemelerle ilgili mukteza


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-315-30 20/05/2011 - ………
Konu : Mükellefin ……………….. ………… internet sitesinin tabi olacağı faydalı ömür ve amortisman oranı
İlgi : …………………. tarihli dilekçeniz
İlgide kayıtlı dilekçeniz ile ……………… ………………………… ………….. …….………………..’nin diğer ülkelerde bulunan şirketleri için kullanmış olduğu internet sitesinin ……………………………………….. ………………………. ……………………………………………… ………….. şirketi tarafından Türkiye’ye uyarlandığı ve neticesinde …………… ………………………….. ……….’nin mülkiyetinde olacak "www…………………….com" isimli internet sitesinin hazırlanmış olduğu, bununla birlikte söz konusu web tasarımına ilişkin faturanın …………..…… mukimi şirket tarafından firmanız adına düzenlenmiş olduğu belirtilerek;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda internet sitesinin gayrimaddi hak tanımında yer almadığı ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun amortisman hükümlerine ilişkin tebliğlerinde internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranına ilişkin herhangi bir oran belirtilmediğinden bahisle hazırlanan bu internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranı hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
1. Amortismana mı tabi tutulacak gider mi olacak?
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 313’üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirtilmiştir.
Aynı kanunun 5024 Sayılı Kanun’la değişen 315’inci maddesinde, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığı’nın tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bahsi geçen maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389 ve 399 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.
İşletmelere ait web sitelerinin tanıtım amaçlı veya ticari amaçlı olarak kullanılması mümkün olup web sitesinin tasarımına ilişkin harcamaların; eğer web sitesi işletme bakımından gelir yaratıcı bir işleve sahipse (internet üzerinden satış, sipariş, ödeme yapılması vb. özellikleri varsa) kanunun 313’üncü maddesinde belirlenmiş olan limiti aşmaları halinde aktifleştirilerek 339, 365, 389 ve 399 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 4.3. Bilgisayar Yazılımları sınıflandırması uyarınca 3 yılda ve %33.33 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, web sitesi sadece işletmenin tanıtımına yönelik olarak kullanılmakta ve herhangi bir gelir getirici işleve sahip bulunmamakta ise aktifleştirilmeyip doğrudan gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

Somali'ye yardımın tamamı vergiden düşürülebilir.

Geçen hafta Ramazan paketleri, iftar yemekleri ve çalışanlara yapılan Ramazan yardımlarıyla ilgili bilgi vermiştim.

Yazımın arasında Somali'ye yapılacak yardımla ilgili de bilgi vermeye çalıştım. Ancak gelen sorular ve hafta içerisindeki gelişmeler bu konuyu tekrar gündeme almayı gerekli kıldı. Başta Somali olmak üzere, Doğu Afrika'da yaşanan kıtlık büyük bir insanlık dramının yaşanmasına sebep oldu. Bölgeden gelen haber ve görüntüler içler acısı. Tüm Müslüman aleminin Ramazan'ı yaşadığı bu dönemde iftar saatlerinde lokmalar boğazlara diziliyor. Herkes Müslüman kardeşlerinin yardımına koşmak istiyor. Son bir haftada toplanan yardımların oralara ulaşmış olmasıyla içimiz bir nebze olsun ferahladı. Bu yardımları toplamak ve oralara ulaştırıp dağıtmak için seferber olan fedakar kişi ve kuruluşlara da teşekkürü ihmal etmemek gerekir. Bu kadar yardımı toplayıp paketlemek, kargoyla götürmek ve muhtaç insanlara dağıtmak hiç de küçümsenmeyecek organizasyonlar.

Sahte fatura yerine belgesiz gider

Sahte veya yanıltıcı belge kullanımı, uygulamada bazen gider veya maliyetleri artırma ve bu yolla vergi yükünü azaltma amacına dayanmakta. Bazen de, mal veya hizmet tedarik edilen kişinin belgesini başka bir firmadan vermesinden kaynaklanmakta. Hatta küçük mal ve hizmet alımlarında karşı tarafın mükellefiyet kaydının olmaması da belgesiz giderlere neden olmakta. Geçmiş olaylar ve tecrübeler göstermektedir ki sahte ve muhteviyatı itibariyle belge kullanımının önemli bir kısmı farkına varılmadan gerçekleşmekte.

Sürekli alım yapmadığınız ve tanımadığınız bir firmadan mal veya hizmet alımı yapabilirsiniz. Mal ve hizmet tesliminden sonra iş faturanın düzenlenmesine geliyor. Bu arada ödemeyi de yapmış olabilirsiniz. Mali müşavirinizin yapmış olduğu araştırma sonucunda ilgili faturadaki firma vukuatlı yani vergi dairesince özel koda alınmış olabilir. Hatta size verilen faturadaki şirketin mükellefiyet kaydı olmayabilir. Bu durumda gerçekten söz konusu mal ve hizmeti almış olmanıza rağmen faturayı kayıtlarınıza alırsanız ileride ciddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Belgenin sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olması durumunda vergi suçu cezası ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Vergi suçu raporu savcılık tarafından takip edilmekte ve sonuçları ağır olmakta. Bu ceza kısmı dışında ayrıca hesaplanan vergi aslı ve gecikme faizi ile vergi aslının üç katı vergi ziyaı cezası ödemek durumunda kalırsınız.

Derneklerin ticari faaliyetleri, tacir olmaları ve tacirlikten doğan sorumlulukları

Dernekler Kanununda yapılan asıl tanımlamaya göre Dernek; “Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluğu” dur. Burada yapılan tanımlamadan da anlaşılacağı üzere bir teşekkülün dernek sayılabilmesi için gerekli en önemli şart, hiç kuşkusuz bu teşekkülün “kişi birlikteliğine dayanması ve kazanç paylaşımı gayesi dışında” kurulmuş olmasıdır.

Dernekler, ticari kazanç elde etmek veya elde edilecek kazançların paylaşımı amaçları ile kurulamaz, ancak derneklerin gayelerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları maddi olanakları temin etmek amacıyla kazanç getirici faaliyetlerde bulunmaları, işletme kurmaları, müteşebbis veya iştirakçi olabilmeleri her zaman mümkündür.

Gereksiz ilk 10 vergi - “Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Halkın Vergiye Bakışı”

İstanbul Ticaret Odası (İTO), vergi sorununa mükellefin bakış açısının da çok önemli olduğu fikrinden hareketle Türkiye’nin en kapsamlı bilimsel araştırmasına imza attı. 23 il merkezinde 3 bin 220 mükellefle anket ve yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan “Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Halkın Vergiye Bakışı” başlıklı bilimsel araştırmayı Yard. Doç. Dr. Filiz Baloğlu, Doç. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Yard. Doç. Dr. Murat Şeker hazırladı. Projeyi ise Doç. Dr. Burhan Baloğlu yürüttü. İTO’nun aylık yayını olan İtovizyon Dergisi’nde yer alan araştırmadan “Türkiye’nin vergi sorununun temelinde güvensizlik ve adaletsizlik yatıyor” sonucu çıktı.

Nail Sanlı : YMM ve SMMM'ler Ortaklık Yapabilmeli

Türkiye’deki 800 bin şirketin yaklaşık yarısının gayrifaal ya da hayat standardı esasına göre kurulduğunu belirten TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, 400 bin şirketin tasfiye sürecine girmesi için yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu, önemsediklerini belirten Sanlı, şunları söyledi:

Vergi Denetim Kurulu'nun yeni başkanı Adnan Ertürk oldu.

Maliye Bakanlığında Hesap Uzmanları Kurulu, Teftiş Kurulu ve Gelirler Kontrolörlüğü Başkanlıkları ile vergi denetmenlerinin tek çatı altında toplanmasıyla oluşturulan Vergi Denetim Kurulunda Başkanlığa Ertürk'ün getirilmesine ilişkin kararname, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.

Doğrudan Maliye Bakanına bağlı olarak çalışacak Kurulda, daha sonra Başkan Yardımcılıkları ve Grup Başkanlıklarına da atama yapılacak.

Bu arada bir başka atama kararı ile Vergi Denetim Kurulunda açık bulunan Vergi Müfettişliklerine yapılan yeterlik sınavında başarı gösteren Abdullah Karaboyacı, Muhammet Nasif Naziroğlu, Fırat Mumcu, Mehmet Fatih Gür, Eyyüp Sabrihan Alkan, Arif Bayram, Ali Ergül, Abdullah Keser, Ayhan Güneş, Serdar Gargı, Cihat Karatekin, Mustafa Deniz, Ali Avkan, Abdurrahman Fatih Türkkahraman ile Ömer İlalan'ın atanmaları da uygun görüldü.

Maaşında indirime gidilen işçi kıdem tazminatını alır.

Ücreti düşürülen işçi 6 iş günü içinde itiraz ederse, kıdem tazminatını alarak ayrılabilir. İşçinin ölümü halinde ise kıdem tazminatı kanuni mirasçılarına yapılır.

Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili son günlerde gündeme gelen tartışmalar üzerine başlattığımız yazı dizimizin bugünkü bölümünde mevcut uygulamalardan bahsedeceğiz. Öncelikle hangi hallerde işçiye tazminat ödenir, ona bakalım:

İşçi ücretine yapılacak zam oranı, iş sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa tamamen işverenin takdirinde olmakla birlikte, işverenin ücretten indirim yapma hakkı bulunmamaktadır. İşverenin işçinin ücretinden indirim yapması halinde, bu durum işçi tarafından 6 iş günü içinde kabul edilmediği takdirde, işçiyi bağlamaz. İşçi, ücretinin düşürülmesi gerekçesiyle kıdem tazminatı isteyerek iş sözleşmesini feshedebilir.

Mevsimlik işçilerin kıdem tazminatı

Bazı işlerin niteliğinden dolayı çalışma süresi yılın belli bir dönemiyle sınırlı tutulmaktadır. İşte, bu şekilde yılın belli dönemlerinde çalışıp, belli dönemlerinde çalışılmayan işlere mevsimlik iş denilmektedir.


İşyeri Devirlerinde İşverenlerin Kıdem Tazminatından Sorumlulukları

Günümüzde yaşanan ekonomik krizler ve diğer gelişmeler neticesinde birçok işletmenin yapısında değişiklikler yaşanmaktadır.

I- GİRİŞ

Bu kapsamda, işletmeler bölünmekte ve/veya başka işletmelerle birleşmektedir. Birleşme ve bölünmelerden başka işverenlerin işyerlerini başka işverenlere devrettiği durumlara da sıklıkla rastlanmaktadır. İşletmelerin yapısında görülen bu değişiklikler, kimi durumlarda birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle ekonomik açıdan daha büyük girişimlerde bulunabilmek adına yapılırken; kimi durumlarda da işyeri devri, mali güçlük içinde bulunan işletmelerde kapatmanın bir alternatifi olarak gerçekleşmektedir.

Hiç kuşku yok ki işyerinin devri, o işyerinde çalışan işçileri de yakından ilgilendirmektedir. İşçilerin iş güvencesini tehlikeye sokan en önemli nedenlerden bir çalıştıkları işyerinin el değiştirmesi, devir yoluyla bir işverenden diğerine geçmesidir. İşyerinin devri durumunda işverenler çoğu zaman yeniden yapılandırmaya gitmekte, bunun sonucu olarak da işyerinde işgücü fazlalığı ortaya çıkabilmektedir. Ortaya çıkan fazla işgücü işten çıkarılırken devreden ve devralan işverenlerin işçilik alacaklarından hangi miktarlarla sorumlu olacağı sorusu çoğu zaman sağlıklı bir şekilde yanıtlanamamaktadır.

Makalemizde işyerinin devri halinde devreden ve devralan işverenlerin kıdem tazminatından ne ölçüde sorumlu olduğu konusu mevzuat ve yargı kararları ışığında açıklığa kavuşturulacaktır.

Alınan malın iadesinde fiş şart mıdır?

Geçenlerde ülke çapında şubeleri bulunan mağazanın birinden aldığım ürün bozuk çıktı. Doğal olarak ürünü mağazaya geri götürdüm. Ancak, kaybetmiş olmamdan dolayı ürünün fişini ibraz edemedim.

Fişi ibraz edemeyince mağazanın kasasındaki bayan bana bir tane yazıyı gösterdi. Yazıda "54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği uyarınca fiş olmadan ürün değişimi veya geri ödeme yapılmayacaktır" denilmekteydi.

Aksi yönde ne kadar ısrar ettiysem de başaramadım.

Fiş olmadan da alınan malın iade edilebileceğinden emindim fakat eve geldiğimde, 54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’ni okuma gereği duydum.