1 Aralık 2011 Perşembe

İş kazalarının Bölge Çalışmaya bildirme zorunluluğu kaldırıldı.

T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü

Sayı : B.13.2.SGK.0.10.05.00/X- 435- 10931162 08 TEMMUZ 2011

Konu : İş kazası ve meslek hastalığı vakalarının Çalışma Bölge Müdürlüklerine intikal ettirilmesi

G E N E L G E   2011/ 57

Bilindiği üzere, işyerlerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı olayları nedeniyle işveren, sigortalı ve üçüncü kişilerin, meydana gelen olaylardaki kusur derecelerinin belirlenebilmesine yönelik gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 10, 26, 110 ve 111 inci maddeleri, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 21, 22 ve 23 üncü maddeleri hükümlerine göre işlem yapılabilmesi için, Kurumumuzca değişik tarihlerde yayımlanan genelge ve genel yazılarla, Kurumumuz denetim ve kontrolle görevli memurları tarafından düzenlenen raporlarda kusur derecesiyle ilgili bir değerlendirmeye yer verilmemiş ise Bakanlığımız iş müfettişlerince kusur oranlarının tespiti için konunun Bakanlığımız ilgili çalışma bölge müdürlüklerine intikal ettirilmesi istenmiş idi.

Raporlu işçi çıkartılabilir mi?

Raporlu işçi çıkartılabilir mi?
  

 
Okurumuz Ayhan Sivrikoz, "İşyerindeki çalışma süresi 2 yıl olan işçi, yolda giderken bir arabanın çarpması sonucu kendi kusuru olmaksızın yaralanmıştır. Bu sebeple işe devam edememektedir. İşveren, bu işçinin iş sözleşmesini ne zaman derhal fesih ile sona erdirebilir? İşveren, işçinin bildirim süresine ilişkin ücretini peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshettiğinde, bildirim süresi işçinin kıdeminden sayılacak mıdır?" diye soruyor.

Öncelikle İş Kanunu'na göre, işverenlerin raporlu işçileri işten çıkartabilmelerinin belli koşullara bağlandığını belirtmeliyiz. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı başlıklı 25'inci maddesinde işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Ayrıca bu derhal fesih hakkı şartlarını sağlamayan raporlu bir işçi işten çıkartıldığında, işe iade davası açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

İhbar tazminatı ödenmeyen durumlar

Süresi belirli olsun veya olmasın işveren; 

Şubeye kargo gönderilerinde sevk irsaliyesi

SORU: Merkezi İstanbul'da bulunan işyerimizin şubeleri arasında gerek kargo yolu ile ve gerekse kendi araçlarımızla göndermekte olduğumuz basılı kâğıt ve benzeri nitelikteki büro malzemelerinin veyahut da aktifimize kayıtlı elektronik eşya için göndermiş bulunduğumuz yedek parça ve malzemeler için sevk irsaliyesi düzenlenmesi gereklimidir?

YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 230 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereği olarak kısaca emtianın sevki esnasında fatura bulunsun veya bulunmasın mal hareketlerinin mutlaka sevk irsaliyesine bağlanması gerekmektedir.

İnternet siteleri için yapılacak ödemelerle ilgili mukteza


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-315-30 20/05/2011 - ………
Konu : Mükellefin ……………….. ………… internet sitesinin tabi olacağı faydalı ömür ve amortisman oranı
İlgi : …………………. tarihli dilekçeniz
İlgide kayıtlı dilekçeniz ile ……………… ………………………… ………….. …….………………..’nin diğer ülkelerde bulunan şirketleri için kullanmış olduğu internet sitesinin ……………………………………….. ………………………. ……………………………………………… ………….. şirketi tarafından Türkiye’ye uyarlandığı ve neticesinde …………… ………………………….. ……….’nin mülkiyetinde olacak "www…………………….com" isimli internet sitesinin hazırlanmış olduğu, bununla birlikte söz konusu web tasarımına ilişkin faturanın …………..…… mukimi şirket tarafından firmanız adına düzenlenmiş olduğu belirtilerek;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda internet sitesinin gayrimaddi hak tanımında yer almadığı ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun amortisman hükümlerine ilişkin tebliğlerinde internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranına ilişkin herhangi bir oran belirtilmediğinden bahisle hazırlanan bu internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranı hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
1. Amortismana mı tabi tutulacak gider mi olacak?
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 313’üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirtilmiştir.
Aynı kanunun 5024 Sayılı Kanun’la değişen 315’inci maddesinde, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığı’nın tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bahsi geçen maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389 ve 399 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.
İşletmelere ait web sitelerinin tanıtım amaçlı veya ticari amaçlı olarak kullanılması mümkün olup web sitesinin tasarımına ilişkin harcamaların; eğer web sitesi işletme bakımından gelir yaratıcı bir işleve sahipse (internet üzerinden satış, sipariş, ödeme yapılması vb. özellikleri varsa) kanunun 313’üncü maddesinde belirlenmiş olan limiti aşmaları halinde aktifleştirilerek 339, 365, 389 ve 399 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 4.3. Bilgisayar Yazılımları sınıflandırması uyarınca 3 yılda ve %33.33 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, web sitesi sadece işletmenin tanıtımına yönelik olarak kullanılmakta ve herhangi bir gelir getirici işleve sahip bulunmamakta ise aktifleştirilmeyip doğrudan gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

Somali'ye yardımın tamamı vergiden düşürülebilir.

Geçen hafta Ramazan paketleri, iftar yemekleri ve çalışanlara yapılan Ramazan yardımlarıyla ilgili bilgi vermiştim.

Yazımın arasında Somali'ye yapılacak yardımla ilgili de bilgi vermeye çalıştım. Ancak gelen sorular ve hafta içerisindeki gelişmeler bu konuyu tekrar gündeme almayı gerekli kıldı. Başta Somali olmak üzere, Doğu Afrika'da yaşanan kıtlık büyük bir insanlık dramının yaşanmasına sebep oldu. Bölgeden gelen haber ve görüntüler içler acısı. Tüm Müslüman aleminin Ramazan'ı yaşadığı bu dönemde iftar saatlerinde lokmalar boğazlara diziliyor. Herkes Müslüman kardeşlerinin yardımına koşmak istiyor. Son bir haftada toplanan yardımların oralara ulaşmış olmasıyla içimiz bir nebze olsun ferahladı. Bu yardımları toplamak ve oralara ulaştırıp dağıtmak için seferber olan fedakar kişi ve kuruluşlara da teşekkürü ihmal etmemek gerekir. Bu kadar yardımı toplayıp paketlemek, kargoyla götürmek ve muhtaç insanlara dağıtmak hiç de küçümsenmeyecek organizasyonlar.

Sahte fatura yerine belgesiz gider

Sahte veya yanıltıcı belge kullanımı, uygulamada bazen gider veya maliyetleri artırma ve bu yolla vergi yükünü azaltma amacına dayanmakta. Bazen de, mal veya hizmet tedarik edilen kişinin belgesini başka bir firmadan vermesinden kaynaklanmakta. Hatta küçük mal ve hizmet alımlarında karşı tarafın mükellefiyet kaydının olmaması da belgesiz giderlere neden olmakta. Geçmiş olaylar ve tecrübeler göstermektedir ki sahte ve muhteviyatı itibariyle belge kullanımının önemli bir kısmı farkına varılmadan gerçekleşmekte.

Sürekli alım yapmadığınız ve tanımadığınız bir firmadan mal veya hizmet alımı yapabilirsiniz. Mal ve hizmet tesliminden sonra iş faturanın düzenlenmesine geliyor. Bu arada ödemeyi de yapmış olabilirsiniz. Mali müşavirinizin yapmış olduğu araştırma sonucunda ilgili faturadaki firma vukuatlı yani vergi dairesince özel koda alınmış olabilir. Hatta size verilen faturadaki şirketin mükellefiyet kaydı olmayabilir. Bu durumda gerçekten söz konusu mal ve hizmeti almış olmanıza rağmen faturayı kayıtlarınıza alırsanız ileride ciddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Belgenin sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olması durumunda vergi suçu cezası ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Vergi suçu raporu savcılık tarafından takip edilmekte ve sonuçları ağır olmakta. Bu ceza kısmı dışında ayrıca hesaplanan vergi aslı ve gecikme faizi ile vergi aslının üç katı vergi ziyaı cezası ödemek durumunda kalırsınız.

Derneklerin ticari faaliyetleri, tacir olmaları ve tacirlikten doğan sorumlulukları

Dernekler Kanununda yapılan asıl tanımlamaya göre Dernek; “Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluğu” dur. Burada yapılan tanımlamadan da anlaşılacağı üzere bir teşekkülün dernek sayılabilmesi için gerekli en önemli şart, hiç kuşkusuz bu teşekkülün “kişi birlikteliğine dayanması ve kazanç paylaşımı gayesi dışında” kurulmuş olmasıdır.

Dernekler, ticari kazanç elde etmek veya elde edilecek kazançların paylaşımı amaçları ile kurulamaz, ancak derneklerin gayelerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları maddi olanakları temin etmek amacıyla kazanç getirici faaliyetlerde bulunmaları, işletme kurmaları, müteşebbis veya iştirakçi olabilmeleri her zaman mümkündür.

Gereksiz ilk 10 vergi - “Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Halkın Vergiye Bakışı”

İstanbul Ticaret Odası (İTO), vergi sorununa mükellefin bakış açısının da çok önemli olduğu fikrinden hareketle Türkiye’nin en kapsamlı bilimsel araştırmasına imza attı. 23 il merkezinde 3 bin 220 mükellefle anket ve yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan “Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Halkın Vergiye Bakışı” başlıklı bilimsel araştırmayı Yard. Doç. Dr. Filiz Baloğlu, Doç. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Yard. Doç. Dr. Murat Şeker hazırladı. Projeyi ise Doç. Dr. Burhan Baloğlu yürüttü. İTO’nun aylık yayını olan İtovizyon Dergisi’nde yer alan araştırmadan “Türkiye’nin vergi sorununun temelinde güvensizlik ve adaletsizlik yatıyor” sonucu çıktı.

Nail Sanlı : YMM ve SMMM'ler Ortaklık Yapabilmeli

Türkiye’deki 800 bin şirketin yaklaşık yarısının gayrifaal ya da hayat standardı esasına göre kurulduğunu belirten TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, 400 bin şirketin tasfiye sürecine girmesi için yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu, önemsediklerini belirten Sanlı, şunları söyledi:

Vergi Denetim Kurulu'nun yeni başkanı Adnan Ertürk oldu.

Maliye Bakanlığında Hesap Uzmanları Kurulu, Teftiş Kurulu ve Gelirler Kontrolörlüğü Başkanlıkları ile vergi denetmenlerinin tek çatı altında toplanmasıyla oluşturulan Vergi Denetim Kurulunda Başkanlığa Ertürk'ün getirilmesine ilişkin kararname, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.

Doğrudan Maliye Bakanına bağlı olarak çalışacak Kurulda, daha sonra Başkan Yardımcılıkları ve Grup Başkanlıklarına da atama yapılacak.

Bu arada bir başka atama kararı ile Vergi Denetim Kurulunda açık bulunan Vergi Müfettişliklerine yapılan yeterlik sınavında başarı gösteren Abdullah Karaboyacı, Muhammet Nasif Naziroğlu, Fırat Mumcu, Mehmet Fatih Gür, Eyyüp Sabrihan Alkan, Arif Bayram, Ali Ergül, Abdullah Keser, Ayhan Güneş, Serdar Gargı, Cihat Karatekin, Mustafa Deniz, Ali Avkan, Abdurrahman Fatih Türkkahraman ile Ömer İlalan'ın atanmaları da uygun görüldü.

Maaşında indirime gidilen işçi kıdem tazminatını alır.

Ücreti düşürülen işçi 6 iş günü içinde itiraz ederse, kıdem tazminatını alarak ayrılabilir. İşçinin ölümü halinde ise kıdem tazminatı kanuni mirasçılarına yapılır.

Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili son günlerde gündeme gelen tartışmalar üzerine başlattığımız yazı dizimizin bugünkü bölümünde mevcut uygulamalardan bahsedeceğiz. Öncelikle hangi hallerde işçiye tazminat ödenir, ona bakalım:

İşçi ücretine yapılacak zam oranı, iş sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa tamamen işverenin takdirinde olmakla birlikte, işverenin ücretten indirim yapma hakkı bulunmamaktadır. İşverenin işçinin ücretinden indirim yapması halinde, bu durum işçi tarafından 6 iş günü içinde kabul edilmediği takdirde, işçiyi bağlamaz. İşçi, ücretinin düşürülmesi gerekçesiyle kıdem tazminatı isteyerek iş sözleşmesini feshedebilir.

Mevsimlik işçilerin kıdem tazminatı

Bazı işlerin niteliğinden dolayı çalışma süresi yılın belli bir dönemiyle sınırlı tutulmaktadır. İşte, bu şekilde yılın belli dönemlerinde çalışıp, belli dönemlerinde çalışılmayan işlere mevsimlik iş denilmektedir.


İşyeri Devirlerinde İşverenlerin Kıdem Tazminatından Sorumlulukları

Günümüzde yaşanan ekonomik krizler ve diğer gelişmeler neticesinde birçok işletmenin yapısında değişiklikler yaşanmaktadır.

I- GİRİŞ

Bu kapsamda, işletmeler bölünmekte ve/veya başka işletmelerle birleşmektedir. Birleşme ve bölünmelerden başka işverenlerin işyerlerini başka işverenlere devrettiği durumlara da sıklıkla rastlanmaktadır. İşletmelerin yapısında görülen bu değişiklikler, kimi durumlarda birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle ekonomik açıdan daha büyük girişimlerde bulunabilmek adına yapılırken; kimi durumlarda da işyeri devri, mali güçlük içinde bulunan işletmelerde kapatmanın bir alternatifi olarak gerçekleşmektedir.

Hiç kuşku yok ki işyerinin devri, o işyerinde çalışan işçileri de yakından ilgilendirmektedir. İşçilerin iş güvencesini tehlikeye sokan en önemli nedenlerden bir çalıştıkları işyerinin el değiştirmesi, devir yoluyla bir işverenden diğerine geçmesidir. İşyerinin devri durumunda işverenler çoğu zaman yeniden yapılandırmaya gitmekte, bunun sonucu olarak da işyerinde işgücü fazlalığı ortaya çıkabilmektedir. Ortaya çıkan fazla işgücü işten çıkarılırken devreden ve devralan işverenlerin işçilik alacaklarından hangi miktarlarla sorumlu olacağı sorusu çoğu zaman sağlıklı bir şekilde yanıtlanamamaktadır.

Makalemizde işyerinin devri halinde devreden ve devralan işverenlerin kıdem tazminatından ne ölçüde sorumlu olduğu konusu mevzuat ve yargı kararları ışığında açıklığa kavuşturulacaktır.

Alınan malın iadesinde fiş şart mıdır?

Geçenlerde ülke çapında şubeleri bulunan mağazanın birinden aldığım ürün bozuk çıktı. Doğal olarak ürünü mağazaya geri götürdüm. Ancak, kaybetmiş olmamdan dolayı ürünün fişini ibraz edemedim.

Fişi ibraz edemeyince mağazanın kasasındaki bayan bana bir tane yazıyı gösterdi. Yazıda "54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği uyarınca fiş olmadan ürün değişimi veya geri ödeme yapılmayacaktır" denilmekteydi.

Aksi yönde ne kadar ısrar ettiysem de başaramadım.

Fiş olmadan da alınan malın iade edilebileceğinden emindim fakat eve geldiğimde, 54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’ni okuma gereği duydum.