31 Ocak 2012 Salı

Basit Usul mükellefleri Gelir Vergisi beyannamesini Şubat ayında verecek.

Geliri, sadece Basit Usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olan mükellefler için beyanname verme süresi 1 Şubat 2012 tarihinde başlıyor.

Mükellefler 2011 yılı kazançlarına ilişkin beyannamelerini, Şubat ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairelerine verebilirler.

GSS için SGK'ya başvurmayan yabancılara 886 TL ceza

1 Ocak 2012 itibariyle zorunlu genel sağlık sigortası (GSS) süreci başlamış oldu. Yeni sisteme göre bütün vatandaşlar GSS kapsamına alınacağı gibi Türkiye'de bir yıldan fazla ikamet eden yabancılar da (kendi ülkelerinden GSS'li değillerse) GSS'li sayılacaklar.

Ancak uygulamada Türk vatandaşları ile yabancılar arasında iki fark var. Birincisi, bir yıllık ikametini doldurmuş olan yabancılar gelir testine başvurmayacaklar. Bunlar doğrudan SGK'ya başvurup, en yüksek GSS primi olan 213 lirayı ödemeye başlayacaklar. Yani yabancıların, "Benim de gelir seviyemi ölçün, ona göre prim ödeyeyim" deme şansları yok.

Vergi Müfettişi Alımı İçin Önemli Açıklama

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Vergi Denetim Kuruluna alınacak ilk etapta 400 toplamda ise 1,500 müfettiş yardımcısının alım süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Şimşek, giriş için KPSS puanının geçerlilik döneminin 10-11 Temmuz 2010 ve 9-10 2011 tarihleri arasında olacağını söyledi.

Şimşek ayrıca, KPSSP40, KPSSP54 ve KPSSP57 puan türlerinden herhangi birinden 80 ve üzeri puan alanların sınava başvurabileceğini açıkladı. Maliye Bakanı, sınava girebilmek için başvuruda bulunanlardan en yüksek puan sıralamasına göre ilk 2000 aday arasında olma şartı aranacağının da altını çizdi.

Giriş sınavının önce klasik usulde yazılı daha sonra da sözlü olarak yapılacağını belirten Şimşek, sınavın yazılı bölümünün 3-4 Mart 2012 tarihinde yapılmasının planlandığının da belirtti.

Staj yaptırma zorunluluğu

İşyerimizde 170 personel çalışmaktadır. Yaz döneminin gelmesiyle stajyer öğrenci çalıştırmak istiyoruz. İş Kanunu’na göre belli bir oran var mıdır yardımlarınızı bekliyoruz. İsmi Saklı


Sayın okurum, 3308 sayılı Kanun’un 18’inci maddesine göre; “On ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden az, yüzde onundan fazla olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi yaptırır. Öğrenci sayısının tespitinde kesirler tama iblağ olunur...” denilmektedir. Buna göre 170 personeliniz olduğundan, işletmenize en az dokuz, en fazla da 17 arasında stajyer öğrenci kabul edebilirsiniz.

Ali Tezel - Habertürk

Kaynak kullanımı destekleme fonu

Bakanlar Kurulu’nun 25 Ekim 2010 gün ve 2010/974 sayılı kararı ile ‘Bankalar ve finansman şirketlerince ticari amaçla kullanılmamak kaydıyla gerçek kişilere kullandırılan tüketici kredilerinde uygulanacak Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi’ oranı yüzde 15 olarak tespit edilmiştir. (28.10.2010 gün ve 27743 Sayılı Resmi Gazete)

4684 sayılı ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 3’üncü maddesi uyarınca Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisi, bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunur ve doğrudan genel bütçeye gelir yazılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirilir. Kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya on beş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Trafik cezası çalışandan kesilir mi?

Şirket aracıyla kırmızı ışıkta geçmişim. Kamera kayıtları ile birlikte şirket aracına trafik cezası geldi. Şirket müdürü bu cezayı maaşımdan keseceğini söyledi. Maaşımdan kesebilir mi? Bu bahane ile tazminatsız işten atabilir mi? Trafik cezasının çalışandan kesilmesi doğru mu? Yasal haklarım neler?

Ciro faturalarında KDV oranı kaç olmalı?

Fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticarî teamüllere uygun miktardaki iskontolar Katma Değer Vergisi (KDV) matrahına dahil edilmiyor. Bu kapsamdaki iskontolar fatura bedelinden indirilir. Kalan bedel üzerinden KDV hesaplanır. Fakat bu iskontolar fatura üzerinde değil de yıl sonunda yapılıyorsa matrahtan düşme diye bir durum söz konusu olmuyor, ciro primini alan taraf primi ödeyen tarafa fatura düzenliyor. Satış primi, hasılat primi, yılsonu iskontosu gibi adlarla yapılan bu tür ödemeler KDV'ye tabidir. Çünkü yapılan iş ana firmaya karşı verilen bir hizmet olarak kabul edilir. Bu düzenlemeler uyarınca, bu tür ciro primleri ve iskonto uygulamaları, satışa konu olan mal ya da hizmetten bağımsız başka bir hizmetin bedeli olarak kabul ediliyor ve bu işlemler için düzenlenen faturalarda %18 KDV oranı uygulanıyordu. Bu durumun bazı sakıncaları oluyordu. Fatura üzerinde yapılan iskonto ile daha sonra yapılan iskontolarda farklı oran uygulanmasına sebep oluyordu. Çünkü indirimli oranda (yüzde 8 veya yüzde 1) mal satılması halinde fatura üzerinde yapılan indirim dolaylı olarak indirimli oranda KDV uygulanmasına sebep oluyordu. Daha sonra yapılan ciro priminde ise KDV oranı malın tabi olduğu orandan bağımsız olarak yüzde 18 olarak uygulanıyordu. Farklı oranda KDV uygulanmasının iadelerde suiistimale sebep olması da mevzubahis olabiliyordu. Yüzde 1 oranında yapılan mal satışı için daha sonra ciro primi verilmesi halinde ciro primi faturası yüzde 18 olarak vergilendiriliyor ve bu vergi de iade edilecek vergilerin şişirilmesine yol açıyordu. Son dönemlerde vergi daireleri ciro primlerine ait KDV'lerin iade edilemeyeceğini iddia ediyordu. Mükellefler bu yoruma katılmadıkları için ihtilaflar oluşabiliyordu.

29 Ocak 2012 Pazar

Çek yaprağı ‘bono’ gibi olacak

Karşılıksız çek yazanlara doğrudan hapis cezası verilmesini kaldıran tasarıda yapılacak değişiklik ile 6 aylık yasal takip süresi 3 yıla çıkarılarak çek yaprağına ‘bono’ statüsü kazandırılacak.

Meclis Genel Kurulu’nda önceki gün görüşülmeye başlayan tasarının kalan 4 maddesinin görüşmelerine salı günü devam edilecek. Genel Kurul’da kabul edilen önergeyle “dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde” Türk Ceza Yasası’ndaki genel hükümlerin uygulanacağı konusunda pekiştirici bir hüküm tasarıya eklenmişti. Ak Parti Grup Başkanvekilleri, alacaklı mağdurların takip yolunu güçlendirmek amacıyla ikinci bir önerge hazırladı. Ak Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “6 aylık zaman aşımı süresini 3 yıla çıkarmak istiyoruz. Mevcut uygulamada 6 aylık süre içinde takibat başlatılmazsa çekin kıymetli evrak özelliği kayboluyor. Önergeyle çekin bono statüsünde değerlendirilmesini sağlayacak. 3 yıl boyunca alacaklı kıymetli evrak statüsüyle takibat yapabilecek, başkaca suç unsuru varsa suç duyurusunda bulunabilecek. Böylece mağdurlar arasında bir denge kurmak istiyoruz” dedi.

MTV gider yazılır mı?

Gelir Vergisi Kanunu’nun; “İndirilecek Giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi için on tane fıkra yer almaktadır.

Bunlardan 5’inci fıkrada; “Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri.”

6’ıncı fıkrada; “İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar.”

Devam eden 7’nci fıkrasında ise; “Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar.” gider yazılacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun; “Gider kabul edilemeyen ödemeler” başlıklı 41’inci maddesinde, gider olarak kabul edilmeyen ödemelere ait dokuz fıkra bulunmaktadır.

8’inci fıkrada; “Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları;” gider olarak yazılamayacağını hüküm altına almasına rağmen, işletmelerin aktifinde kayıtlı diğer araçlar için yapılacak harcamaların gider yazılamayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.

27 Ocak 2012 Cuma

Bağ-Kur’lunun eş-çocuğuna sağlık yardımı

4/B (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayılanlardan 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcu bulunan ve tecil ve taksitlendirme talebi bulunmayan sigortalıların 18 yaş altı çocukları hariç olmak üzere bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, genel sağlık sigortalısı olmak için talepte bulunanlardan, kanunun (60/g) bendi kapsamında tescil edilenler de prim ödeyebilecek. 4/B kapsamındaki sigortalılar, bakmakla yükümlü olduğu kişisi olarak sağlık yardımlarından faydalandırılmıyor.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Gelir Testi yaptırma süresi uzatıldı.

Gelir testi yaptırmayanlar için kurum içi gerekli düzenlemelerin yapılacağını belirten Bakan Çelik, gelir testi yaptırmak için Şubat ayı sonuna kadar sürenin uzadığını söyledi.

Bütün yeşil kartlılar ve sigortalıların bile panik yapıp gelir testine koştuklarını bu nedenle de yığılmalar ve uzun kuyruklar oluştuğunu belirten Bakan Çelik gelir testi yaptırma süresinin Şubat ayı sonuna kadar yapılabilmesini sağlayacak kurum içi düzenlemelere gittiklerinin müjdesini verdi.

 Habertürk TV'ye konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik son günün 31 Ocak olarak duyurulan gelir testi yaptırma zorunlulu kosunda önemli bilgiler verdi. Çelik şunları söyledi:

23 Ocak 2012 Pazartesi

Çek yasası ile tahliyeler piyasayı durdurur.

Çek yasası tartışması devam ediyor. Özellikle tarıma dayalı sanayiciler hapis cezasının kalkmasının piyasayı durduracağını öne sürdü. Karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılmasına yönelik iş dünyasının bir bölümünden gelen eleştiriler iktidardaki Ak Parti içinde de farklı görüşler oluşmasına yol açtı. Bazı milletvekillerinin hapis cezasının kaldırılmasının alacaklı açısından mağduriyet yaratacağını ve piyasada çeke olan güvenin ortadan kalkacağını dile getirerek düzenlemeye karşı çıktıkları öğrenildi. Bu arada, un sanayicileri, yem sanayicileri ve makarna sanayicileri yaptıkları ortak açıklamada milyarlarca dolara ulaşan sektörlerde, vadeli ticaretin tamamen duracağını ve bu işten en çok KOBİ'lerin etkileneceğini belirttiler.


21 Ocak 2012 Cumartesi

Kira gelirine otomatik vergi

Maliye Bakanlığı’nın uzun süredir üzerinde çalıştığı tebliğin çıkmasıyla 1 Mart 2012’den itibaren 1 milyon civarındaki gayrimenkul sahibi kira gelirinin vergisini otomatik olarak ödeyecek.

Mart 2012’de geçen yıla ilişkin verilecek kira beyannamelerini vatandaş yerine Gelir İdaresi Başkanlığı otomatik dolduracak. Bankacılık sisteminden bilgileri alan Gelir İdaresi, ev sahiplerine vergilerini ödemeleri için mektup gönderecek. 2011’de elde edilen kira gelirleri için vergiden istisna tutar 2 bin 800 TL olarak belirlendi. Bu tutar yıllık kira bedelinden düşülecek ve kalan meblağ üzerinden vergi ödenecek. Aylık 500 lira kira geliri olan bir vatandaş 6 bin liralık yıllık kazancın 3 bin 200 lirası için vergi verecek. Yüzde 15’ten başlayan oran, gelir dilimi arttıkça yükseliyor.

Asgari Ücret Ve Değişen Parametreler (2012)

ÖNCELİKLE ele geçen ücret değişti. Buna bağlı olarak, asgari ücretten yapılan kesintiler ve işverene olan maliyet değişti. En iyisi sırasıyla açıklayalım.

ÜCRET VE KESİNTİLER

Asgari ücret, 16 yaşından büyük ve küçük olanlar için ayrı ayrı belirleniyor. Konut kapıcılarından vergi kesilmediği için ellerine daha fazla para geçiyor. Asgari ücret, kesintiler ve işverene maliyeti, tabloda gösterilmiştir.

PRİME ESAS KAZANÇ

1 Ocak-30 Haziran 2012 döneminde, sigorta primi kesintisine esas alınacak aylık ücretin, - Alt sınırı 16 yaşından büyükler için 886.50 TL; 16 yaşından küçükler için 760.50TL - Üst sınırı yaş ayrımı olmaksızın 5.762,40 TL olacak. Buna göre, örneğin 10 bin TL aylık ücretin, 5.762,40 TL’si üzerinden sigorta primi kesilecek. Aşan kısımdan kesilmeyecek.

20 Ocak 2012 Cuma

Mükellef Bilgileri Bildirimi (413 Sıra nolu VUK Genel Tebliği)

Resmi Gazete No 28179
Resmi Gazete Tarihi 20/01/2012

Kapsam

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 413)

1.Giriş

1.1. Bilindiği gibi Bakanlığımız tarafından uygulanmakta olan gelir politikası; verimlilik, etkililik ve mükellef odaklılık ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınarak adalet ve tarafsızlık içerisinde yürütülmektedir. Gelir politikasının uygulaması sırasında ekonomik faaliyetlerin daha iyi kavranabilmesi için mükelleflerin mükellefiyetlerine ait çeşitli bilgiler Bakanlığımızca tutulmaktadır.

1.2. Bu kapsamda mükelleflere ait verilerde meydana gelen değişikliklerin güncel olarak takip edilememesi nedeniyle çeşitli aksaklıklar yaşanmaktadır. Söz konusu verilerin güncellenmesi, eksikliklerin giderilmesi, doğruluklarının teyidi amacıyla düzenlenecek olan Mükellef Bilgileri Bildirimine ilişkin usul ve esaslar bu tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

Bağımsız denetim konusundaki belirsizlikler

Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliğini, gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlannı yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek ve bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak yetkisini haiz Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklanna ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) 02.11.2011 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Vergi Usul Kanunu ile paralel şekilde yürütülmesi gereken değerleme, amortisman, defter tutma gibi konulara ilişkin hükümlerinin tamamında TMS'ye ve lağvedilen Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu'na atıf yapılıyor. 660 sayılı KHK sonrası bu atıflar Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu'na yapılmış sayılacak ve mevcut muhasebe standartları yayımlanacak standart ve düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerli olacak. 


19 Ocak 2012 Perşembe

İSMMMO, 2012 Mali Rehber'i yayınladı.

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası 2012 yılına ait pratik bilgilerin yer aldığı Mali Rehber'i yayınladı.

Rehbere ulaşmak için lütfen buraya tıklayın.

Gelir testi ne zaman yenilenecek?

GSS için gelir testine 31 ocak tarihinden sonra başvurursak ne olacak? Bu tarih geçtikten sonra artık gelir testi yapılmıyor mu? Bir işe girinceye kadar her ay 213 lira mı ödeyeceğiz, yoksa gelir testi yaptırana kadar mı 213 lira ödeyeceğiz? Yani mart ayında gelir testine başvurursak marta kadar 213 lira, sonrasında da gelir testi sonucuna göre bir miktar mı ödeyeceğiz? Yoksa hep 213 lira mı?

Genel sağlık sigortalısı ya da genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi statüsünde olmayanlar ile genel sağlık sigortalılığı ya da genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi statüsü sona eren kişiler, SGK tarafından re’sen tescil edilecek. Bu kişiler için, gelir testleri sonuçlandırılıncaya kadar prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgarî kazanç tutarı olarak esas alınarak primleri tahakkuk ettirilecek.

Başvuru nereye yapılacak

Başvuru, kişinin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminde kayıtlı ikametgâhının bulunduğu il veya ilçe idarî sınırları içindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yapılacak. Gelir tespitinde, aynı hane içinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşan aile esas alınacak. Aynı aileden birden fazla kişinin gelir testine tâbi tutulacak kişi olması hâlinde aynı form ile başvuru yapılacak. Re’sen genel sağlık sigortası tescili yapılan kişilerin gelir testi işlemleri, SGK veya ilgili Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından ailenin yazılı muvafakati alınarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından sonuçlandırılacak.

Damga vergisinde beyan ve ödeme

Vergi gelirleri içinde önemli paya sahip olan dolaylı vergiler; iktisadi ve hukuki muamele vergileri olmak üzere iki grupta ele alınabilir. Hukuki muamele vergileri, her türlü hukuki işlemler, sözleşmeler, noter ve tapu işlemleri gibi işlemler üzerinden alınan damga vergisi, resimler ve harçlardır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında damga vergisi ile ilgili olarak gerçekleştirilen ve daha önceki dağınık uygulamalara köklü düzenleme getiren 1324 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 1928 yılında yürürlüğe girmiş, söz konusu kanun yapılan çeşitli değişikliklerle. 1964 yılına kadar uygulanmıştır. Daha sonra 01.07.1964 tarih ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Damga vergisi, başlangıçta devlet gelirleri arasında önemli bir yere sahip bulunmasına karşılık, giderek bu önemini kaybetmiş olmakla beraber genel bütçe gelirleri için öemli bir kaynak olup 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Geliri'nin 7.4 milyar lirası damga vergisi tahsilatından (Harçlardan 9.5 milyar TL) sağlanacaktır. Damga vergisi bazı belgelerin düzenlenmesi ile ilgili olarak alınmaktadır. Ancak, bu verginin konusu; belirli işlemler olmayıp, söz konusu işlemler nedeniyle düzenlenen belgelerdir; belgelerim imzalanmasıdır. Herhangi bir konuyu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek nitelikteki damga vergisine tabi olacak bu belgelerin neler, olduğu Damga Vergisi Kanunu'na ekli I Sayılı Tabloda cetvelde belirlenmiştir.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Sosyal Güvenlik'te son gelişmeler - (Soru-Cevap)

1- 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren ne değişti?

Bu tarihten itibaren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, tüm maddeleriyle birlikte yürürlüğe girmiş oldu. Buna göre Türkiye’de yaşayanlardan tutuklu ve hükümlü, er , erbaş ve yedek subay okulu öğrencileri, sözleşmeli ülke adına sağlık yardımları karşılananlar, geçici 20. madde kapsamındaki banka ve sigorta şirketlerinin sandıkları kapsamında bulunanlar, milletvekilleri ile Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile bunların emeklileri ile dul ve yetimleri hariç tüm insanlar zorunlu olarak ‘genel sağlık sigortası’ kapsamına alındı.

17 Ocak 2012 Salı

İşyerinde MSN, Facebook, cep telefonu kullanmak yasak mıdır?

Soru: İşyerinde sekreter olarak çalışıyorum. İşyerinde cep telefonu kullanmak yasak, mesai saatleri içinde cep telefonu kullanılmayacağına dair işverenle sözleşme imzaladım ancak, msn'de konuşuyorum. Patron msn konuşmalarını kontrol ettiğini söylüyor. Buna hakkı var mı? Arkadaşlarla işyerinde huzursuzluk içindeyiz. İş akışı ve amirlerimiz hakkında konuşmalarımız var. İşverenin msn konuşmalarını kontrol etmeye hakkı var mıdır? Bu işten çıkarılmak için bir neden midir? Konuşmaların içeriği ne derece önemlidir? İşveren msn konuşmalarına dayanarak işten çıkarabilir mi?

İşyerinde taciz suçtur.

Soru: İşyerinde iş arkadaşım tarafından sözlü tacize uğruyorum. Fiziksel görüntüme iltifatı aşan sözler, cinsel hayatıma yönelik sorular duyuyorum. Yasal haklarım neler?

Cevap: İş Kanunu'na göre, işçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen, gerekli önlemler alınmazsa işçinin iş sözleşmesini fesh ederek tazminat talep etme hakkı vardır. Bu nedenle size yapılan tacizi işverene bildirmeniz gerekir. İşveren gerekli önlemleri almaz ise iş sözleşmenizi fesh ederek tazminat talep edebilirsiniz. Tazminatınız ödenmez ise İş Mahkemesi'ne dava açma hakkınız vardır. İşveren sizi bu nedenle işten çıkartırsa işe iade davası açma hakkınız vardır.

16 Ocak 2012 Pazartesi

Part-Time çalışanlar da genel sağlık sigortası primi ödeyecek.

SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve yeşil kart kapsamında olmayan, başka bir anlatımla sosyal güvenlik sistemi dışında kalan 1 milyon 700 bin kişi 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alındı. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından resen tescili yapılacak bu kişilerin bir ay içinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurup gelir tespiti yaptırmaları gerekiyor.

Bir de 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olup da part-time yani kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışanlar var. Aslında bunların da eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerini 30 güne tamamlamaları gerekiyordu. Ancak, eksik günleri 30 güne tamamlama yükümlülüğü 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti. Şimdi o süre doldu.

Part-time yani kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışanlar, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerini 30 güne tamamlamak zorundalar. Ay içinde 30 günden az çalışanların eksik günlerini 30 güne tamamlamak için iki seçenekleri bulunuyor. Bunlardan birincisi, eksik günlerini isteğe bağlı sigortalı olarak tamamlamak. Diğeri ise sadece genel sağlık sigortası primi ödemek...

Özürlüler binek otomobil alırken KDV ödeyecek mi?

Doğuştan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmeleri nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlük çeken vatandaşlarımız özürlü olarak kabul edilmekte. Son araştırmalarda ülkemizde yaklaşık 8,5 milyon kişinin özürlü olduğu tespit edilmiş durumda.

Mevzuatlardaki kolaylıklar

Anayasamız başta olmak üzere çeşitli kanunlarımızda engelli vatandaşlarımızın toplumsal yaşama adapte olabilmeleri ve yaşamlarını daha rahat bir şekilde sürdürebilmeleri için birçok düzenleme mevcut. Bu düzenlemelerin; Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi ve Motorlu Taşıtlar Vergisi'ni ilgilendiren bölümünü 21 Haziran 2010 tarihli yazımızda işlemiştik. Bugünkü yazımızda ise güncel bir tartışma konusu olan, özürlü vatandaşlarımızın binek otomobil alımında Katma Değer Vergisi ödeyip ödemeyecekleri hususunu mercek altına alacağız.

15 Ocak 2012 Pazar

Gelir testine başvurmak için son tarih 31 Ocak

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, sağlık güvencesi olmayan yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin ocak sonuna kadar, vizeleri bitecek 9 milyon 200 bin kişinin de vize bitiş tarihinden itibaren bir ay içinde ''Gelir Testi'' yaptırmamaları halinde 213 lira sağlık primi ödeyeceklerini bildirdi.

Arıkan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin tamamen sağlık güvencesi dışında bulunduğunu ve bu durumdakilerin 31 Ocak tarihine kadar Gelir Testi için başvurmak zorunda olduklarını hatırlattı.

Kimler gelir testi yaptırmak zorunda?

Sosyal yardım almak istediği halde kamu hizmeti yapmaya yanaşmayan yaklaşık 450 bin kişinin Yeşil Kart’ı iptal edildi. Bu sırada toplam sağlık giderlerinden de 700 milyon liranın üzerinde bir tasarruf elde edildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardım Sistemi (SOYBİS) sonucunda 450 bin kişinin Yeşil Kart’tan çıkarıldığı belirlendi. Sosyal yardım almak isteyen işsize okul boyama, ağaç dikme gibi kamu hizmeti şartı getirildi. Buna göre “Yapmam” diyene yardım yok. Sosyal yardım ağının genişletilmesi için kurulan SOYBİS “yan gelip yatana yardım yok” mantığı ile işliyor. Yeni sistemin en önemli özelliği yardım alabilmek için okul boyamak gibi kamuya yardımı olacak işlerde çalışma şartı araması. SOYBİS’e ilk 15 gün içinde kayıt yaptıran kişi sayısı 152 bin. Bakanlık bu kişilerden henüz 15 bin kişinin gelir testlerini yaptı ve yaklaşık yüzde 80’inin hiçbir geliri olmadığı tespit edildi. Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Aziz Yıldırım, 2011 yılı içerisinde SOYBİS’e geçildiğinden beri 700 milyon civarında sağılık giderinden tasarruf edildiğini ve 450 bin civarında kişinin yeşil karttan çıkarıldığını açıkladı.

SGK'dan yeni emeklilik açıklaması

SGK Başkanı Acar, İnsani Değerler Derneği ve Demokraside Birlik Vakfı'nın ortaklaşa düzenlediği konferansa konuşmacı olarak katıldı. SGK Başkanı Fatih Acar, Sosyal Güvenlik Reformu öncesinde yapılan yanlışlar olduğunu ve bunların düzeltilmesine çalıştıklarını belirterek, ''İşte Sosyal Güvenlik Reformu bir taraftan, bir taraftan İntibak Yasası... Yapabildiğimiz ölçüde bu haksızlıkları, bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz'' dedi.

14 Ocak 2012 Cumartesi

25 yaşını dolduran GSS primi ödeyecek.

Okurlarımızdan genel sağlık sigortasıyla ilgili her gün yüzlerce soru geliyor. Gerçekten herkes ne olacağı konusunda endişeli ve çoğu kişinin de uygulama konusunda bilgilendirmeye ihtiyaçları var gibi görünüyor. Bu köşede bir kaç yazımda okurlarımızı aydınlatmaya çalıştım. Önceki gün ev hanımlarının eşlerinden sağlık yardımı alacaklarını yazdım ama o kadar çok soru var ki, konuyu ayrıntılı incelemek gerekecek.

Eş ve çocukların durumu

Öncelikle genel sağlık sigortasında eş ve çocukların durumunu iyice anlatmak gerekiyor sanırım. Sigortalı olarak çalışan, isteğe bağlı sigorta primi ödeyen veya SGK’dan emekli aylığı alan kişilerin kendileri zaten genel sağlık sigortasından yararlanabiliyor. Buna göre sigortalı olarak çalışan, isteğe bağlı sigorta primi ödeyen veya SGK’dan emekli aylığı alan kişilerin;

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler açısından değersiz alacaklar

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesine göre “Değersiz Alacaklar” kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsilatına imkan kalmamış alacaklardır. Yine aynı madde hükümlerine göre değersiz hale gelen alacaklar, tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet değerleriyle zarar kaydetmek suretiyle yok edilebilirler.

Yukarıda belirtildiği üzere; bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için;

1. Kazai bir hükme
2. Kanaat verici bir vesikaya, göre tahsilatın imkansız hale gelmesi gerekmektedir.


13 Ocak 2012 Cuma

CHP'den eksik hizmet süresi için kanun teklifi

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 4 milletvekili, yaş haddinden emekliliğe hak kazanan ancak eksik hizmet süresi nedeniyle bu haktan yararlanamayanlar için kanun teklifi verdi.

TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik yapılmasını öngörüyor. Teklif, tabi olduğu sosyal güvenlik kanuna göre emekli olabilme yaşını doldurduğu halde mücbir sebeplerle tamamlayamadıkları eksik süreleri olduğu için emekli olamayanlara borçlanma yoluyla eksik sürelerini tamamlama ve emekli olma hakkı tanıyor.

SGK, Genel Sağlık Sigortası ile ilgili 3 ayrı mektup hazırladı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), genel sağlık sigortası uygulamasını anlatmak üzere yaklaşık 2 milyon kişiye gönderilmek üzere 3 ayrı mektup hazırladı.

SİGORTASI DA YEŞİL KARTI DA OLMAYANLAR

SGK’nin ilk mektubu hiçbir sosyal güvencesi olmayan, yeşil karta da başvurmayan yaklaşık 1 milyon 700 bin kişiye gidiyor. 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle Genel Sağlık Sigortası uygulamasının başladığı belirtilerek, “T.C. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile Kurumumuz ve yeşil kart kayıtları dikkate alınarak MERNİS sorgulaması sonucunda, herhangi bir sosyal güvencenizin olmadığı tespit edilmiştir” deniyor.

Genel sağlık sigortası tescilinin yapılması için en yakın sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına giderek ‘gelir testi’ yaptırmaları isteniyor. Testin sonucuna göre prim ödemeden sağlık yardımından yararlanabilecekleri vurgulanıyor. Ancak hanedeki gelirin asgari ücretin üçte biri ile asgari ücretin iki katına kadar olması durumunda yüzde 12 oranında ‘sağlık primi’ ödemeleri gerektiği belirtiliyor. 

Özel sektörde çalışıp doğum yapan kadınlar dikkat!

Özel sektörde çalışıp da doğum yapan kadınların yasal hakları nelerdir? Gebelik süresince muayene izninin bir süresi var mı? İşveren çalışanın doktora gitmesini engelleyebilir mi? F.K.

Kadın işçilerin doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir.

Ev hanımları sağlık primi ödeyecek mi?

Son günlerin en çok konuşulan konusu 1 Ocak’ta yürürlüğe giren zorunlu genel sağlık sigortası. Esasen tüm vatandaşların genel sağlık sigortası kapsamına alınması son derece önemli. Bu konu hem yeşil kartlıları, hem sosyal güvencesi olmayanları, hem de kısmi süreli çalışanları ilgilendiriyor.

İşte okurların merak ettikleri ve tepkileri:

A. Özdemir: Üniversite öğrenimi için başka bir ilde yaşıyorum. Hem boş vakitlerimi değerlendirip aileme yük olmadan çalışarak okumak, hem de okul sonrası çalışma hayatına alışkın olmak için part-time bir iş buldum ve çalışıyorum. Duyduğuma göre part-time çalışanlar artık genel sağlık primi ödeyecekmiş. Zaten az kazanıyorum ve ancak geçiniyorum. Şu sınav zamanı gelir testini nasıl yaptıracağım, ailem uzakta ben nasıl gidip geleceğim?

12 Ocak 2012 Perşembe

Gelir testi yaptırmak için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı adresleri

Genel Sağlık sigortası 01 Ocak 2012'den itibaren herkesi kapsamaya başladı. Herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan ya da yakınlarından birinin sosyal güvenliğinden yararlanamayan herkes Genel Sağlık Sigortası primi ödeyecek.

Primlerin ne kadar ödeneceği yapılacak Gelir Testi sonucu belli olacak. Gelir Testi'ni yaptırmak için ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurmak gerekiyor. Başvurmayanlar en üst sınırdan prim ödeyecek.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'nın adreslerine ulaşmak için buraya tıklayın.

GSS üniversite öğrencilerini de kapsıyor.

Hiçbir üniversite artık öğrencilerinin tedavi giderlerini karşılamayacak. 25 yaşını doldurmuş üniversite öğrencileri için son 20 gün. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurmayanların, aylık bin 700 lira kazandıkları varsayılarak, her ay 213 lira prim borcu yazılacak.

1 Ocak’ta yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası üniversite öğrencilerini ‘fena’ vurdu. 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren üniversite öğrencilerinin tedavi giderleri Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlıkları tarafından karşılanmıyor. Peki ama üniversite öğrencileri hastanelerden nasıl yararlanacak? Kim ne kadar ‘sağlık sigortası primi’ ödemek zorunda kalacak?

HERKES KAPSAMDA AMA…

5510 Sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun, tüm hükümlerinin 01.01.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi nedeniyle ülkede yaşayan tüm vatandaşlar, (bazı istisnalar dışında) genel sağlık sigortası kapsamına alındı. Bu çerçevede üniversite öğrencilerinin, sağlık giderleri de öğrencilerin genel sağlık sigortası çeşitliliklerine göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanacak.


Ticari defterlerin kapanış tasdikini unutmayın!..

Ticari işletmelerin tutmak zorunda oldukları defterler ve bunların tasdikine ilişkin hükümler hem Vergi Usul Kanunu'nda (VUK), hem de Türk Ticaret Kanunu'nda (TTK) yer alıyor. Söz konusu kanunlara göre tutulması gereken defterler için açılış tasdiki, ara tasdik ve kapanış tasdiki olmak üzere üç tür tasdik söz konusu...

Açılış tasdiki, defterler kullanılmaya başlanılmadan önce yaptırılan tasdik olup hem VUK hem de TTK açısından zorunlu.

Ara tasdik, VUK'ta düzenlenmiş olup, tutulmakta olan defterlerin ertesi yılda da kullanılacak olması halinde, defterlerin kullanılacağı dönemin ilk ayı içinde yaptırılan tasdik işlem.

Kapanış tasdiki ise TTK'ya göre defterlerin kullanıldıkları dönemin sonunda yaptırılan tasdik işlemi. Defterlerin açılış tasdikinin yaptırılmaması, hem vergi hem de sosyal güvenlik uygulamalarında idari para cezası uygulanmasını gerektirirken; kapanış tasdikinin yaptırılmamış olması, başta defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmemesi olmak üzere birçok olumsuz sonuç doğuruyor. Bu nedenle de kapanış tasdiki, en az açılış tasdiki kadar önemli.

2012 Yılı Kıdem Tazminatı Tavanı

2012 yılında uygulanacak kıdem tazminatı tavanı belli oldu. Buna göre 01.01.2012 - 30.06.2012 tarihleri arasında kıdem tazminatı tavanı 2.805,04 TL olarak uygulanacak.

Kıdem tazminatı tavanı hesaplaması için buraya tıklayın.

11 Ocak 2012 Çarşamba

2012 Yılında 4857 Sayılı İş Kanununa Göre Uygulanacak Para Cezaları

0.12.2011 tarihli, 28158 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararına göre; 2012 yılında geçerli olacak asgari ücret ile SSK taban ve tavan rakamlarını belirlenmiştir. Yürürlükte olan idari para cezalarının asgari ücrete bağlı olarak değişmesi sebebiyle 01.Ocak.2012 tarihinden itibaren uygulanacak olan idari para cezaları da değişmiştir.

01.Ocak- 30.Haziran.2012 tarihleri arasında geçerli olan idari para cezaları aşağıdaki tabloda toplu halde bilgilerinize sunulmuş olup, hesaplamalarda 1 TL’nin altındaki tutarlar dikkate alınmamaktadır.

4857 SAYILI İŞ KANUNU’NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI
(01.01.2012 Tarihinden İtibaren)
Kanun Mad. Ceza Mad. Cezayı Gerektiren Fiil Ceza Miktarı (TL)
3/1-2 98 İşyeri bildirim yükümlülüğüne aykırı davranış (çalıştırılan her işçi için) 134

3/2 98 İş Kanunu’nun 3. maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan işyerinin muvazaalı olarak bildirilmesi (asıl işveren ile alt işveren için ayrı ayrı) 13.591

Adına fatura düzenlenen kişi ile ödemeyi yapan kişinin farklı olması VUK’a aykırılık oluşturur mu?

Uygulamada çeşitli nedenlerde dolayı adına fatura düzenlenen kişi ile ödemeyi yapan kişi farklı kişiler olabilmekte olup bu durumun Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı olup olmadığı hususunda duraklamalar olmaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde; ‘‘Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.'' hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanun'un 230'uncu maddesinde ise faturada bulunması gereken bilgiler 5 bent halinde sayılmış olup, aynı maddenin 3'üncü bendinde; faturada, müşterinin adı, ticaret ünvanı adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarasının yer alması zorunlu kılınmıştır.

10 Ocak 2012 Salı

İSMMMO'dan 2012 Yılı için düzenlenecek hizmet sözleşmeleri ile ilgili önemli açıklama

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 2012 yılında düzenlenecek hizmet sözleşmeleri ile ilgili bir açıklama yayınladı:


Bilindiği üzere, Meslek mensuplarımız Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliğinin 24. Maddesine göre;

a) Defter tutmak,
b) Süreklilik arz eden müşavirlik hizmetinde,
c) İnceleme, tahlil ve denetim yapmak ve bunlarla ilgili rapor ve benzerlerini düzenlemek, işleri için HİZMET SÖZLEŞMESİNİ yapmak zorundadırlar. Hizmet Sözleşmesini imzaladığınız tarihten itibaren hesapladığınız Damga Vergisini 15 gün içinde süreksiz mükellefiyet olarak bağlı olduğunuz vergi dairesine yatırmanız gerekir. Meslek mensuplarımız dilerse bağlı oldukları vergi dairesine başvurarak sürekli Damga Vergisi mükellefiyeti açtırabilirler.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2B yasasının detayları açıkladı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B arazilerinde, rayiç bedelin yüzde 70'i üzerinden bir değerleme olacağını açıkladı. Şimşek, peşin ödemelerde, yüzde 20 indirim yapılacağını da bildirdi.

Maliye Bakanı Şimşek, 2B Taslağının temel parametrelerini açıklarken, 2B arazilerinde taksitli satışlarda, farklı bir düzenleme öngörüldüğünü söyledi.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı 3 bin gelir uzmanı alacak.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, 3 bin gelir uzmanı alımı için 18 Şubatta Ankara'da yazılı ve test usulünde sınav yapacak.

Sınava katılmaya hak kazanan adaylarla sınavın yapılacağı adresler Gelir İdaresi Başkanlığının ''www.gib.gov.tr'' internet sayfasında sınavdan en az 10 gün önce ilan edilecek.

Gelir İdaresi Başkanlığının merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında sınav tarihi itibariyle en az 3 yıl görev yapan (başka kurumlarda geçici görevli olanlar dahil), ÖSYM tarafından 10-11 Temmuz 2010 ve 09-10 Temmuz 2011 tarihlerinde yapılan KPSS'lerden birinden, KPSS–49 puan türünde 50 ve üzeri puan alan, üniversitelerin en az dört yıl süreli fakültelerinden veya yüksekokullarından birini bitiren, 2009 ve 2010 yıllarına ait sicil notları olumlu olan adaylar, sınava 9-20 Ocak tarihleri arasında başvurabilecek.

Yeni Türk Ticaret Kanunu ve yol haritası

Şirketleri yeni dönemde ne bekliyor ve neyi ne zaman yapmak gerekir. Bunun için kanun uygulama tarihleri yaklaştıkça şirketlerin yol haritası yapmasında fayda var. Yol haritasını belirlerken Yeni Ticaret Kanunu'nda yer alan yürürlük tarihlerinin dikkate alınması gerek. Ticaret Kanunu'nun bir kısmı 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek. Ancak birçok şirketi ilgilendiren, ana sözleşme değişikliği, web sitesi kurulması, Türk Muhasebe Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na geçiş, bağımsız denetim gibi hükümler daha sonraki tarihlerde yürürlüğe girecek. Kanunun getirdiği başlıca düzenlemelerin takvimi aşağıdaki gibi.

1 Temmuz 2012

Kanunun genel olarak yürürlük tarihi 1 Temmuz 2012'dir. Genel hükümlerden başlıcaları şöyle:

- Yönetim kurulu ve üst yönetim kadrolarının hukuki ve cezai olarak kusurları oranında sorumlu tutulmaları için kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması,
- Genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılması,
- Kayıtlı sermaye sistemine geçmek isteyenlerin hazırlıklarını yapması,
- Ortakların şirkete karşı kişisel borçlanma yasağının başlaması, (Mevcut borçların kapatılmasının son günü ise, 30.06.2015'tir.)
- Tek ortaklı şirkete dönüşmenin başlaması,
- Yönetim kurulu ve genel kurula ilişkin değişikliklerin yapılması.

Yeni TTK ile şirketine para koyana da ceza geliyor.

Yeni TTK ile şirketleri bekleyen riskler

Yeni TTK’ya göre işletmeler her türlü belgenin sadece aslını değil kopyasını da saklamakla yükümlü. Eğer denetimde istendiğinde aslının yanı sıra kopyayı göstermezseniz ceza alacaksınız. Diğer bir maddede ise şirketin her türlü belgesinin üstünde yönetim kurulu ve genel müdürün isminin olması zorunlu tutuluyor. Buna göre faturada, irsaliyede bu isimler olacak.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda şirketleri ve sahiplerini gafil avlayacak birçok madde bulunuyor. Bu maddelere işletmeler tarafından dikkat edilmediği için birçok kişinin canı yanacak gibi. Örneğin 64’üncü maddede “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür” deniliyor.

8 Ocak 2012 Pazar

Gelir vergisinde beyana tabi olmayan gelirler

Gelir Vergisi Kanunu’nun 85’inci maddesi gereği olarak mükellefler söz konusu kanunun ikinci maddesinde yazılı kaynaklardan bir takvim yılında elde ettikleri kazanç ve iratları, kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname ile beyan etmek zorundadırlar. Bir başka anlatımla beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak aynı kanunun 86’ncı maddesinde beyan edilmeyecek ve diğer gelirler nedeniyle yıllık beyanname verilmiş olsa bile beyannameye dahil edilmeyecek olan gelirler belirlenmiştir.

Tasdikli Yasal Defterlerin Arka Yüzüne Muhasebe Kayıtı Yapılabilir mi?

Vergi Usul Kanunu’nun 175’nci maddesi mükelleflere, defter ve muhasebelerini işlerine uygun olarak düzenleme imkanı vermekle birlikte defter kayıtlarında bazı zorunluluklara uyulmasını da gerekli kılmıştır. Kanun, “ Kayıt Nizamı” başlığında topladığı bu ödevleri 215-219’uncu maddelerinde hükme bağlamıştır.

Ayrıca, tasdike tabi defterlere ve tasdik işlemlerine ilişkin düzenlemelere Vergi Usul Kanunu’nun 220-226’ncı maddeleri arasında yer verilmiştir. Anılan maddelerden 225’nci madde de, tasdike tabi defterlerin ne şekilde tasdik olunması gerektiği hususları açıklanarak hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, müteharrik yapraklı defter kullanacak mükelleflerin bir yıl içinde kullanacaklarını tahmin ettikleri sayıda ve sıra numarasıyla teselsül edecek yaprakların her sayfasını teker teker tasdik makamının resmi mührü ile mühürletmeleri; tasdikli yaprakların bitmesi halinde ise sıra numarasıyla teselsül edecek yeni yaprakları da kullanılmadan önce tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Kayıt dışı çalışan 1 milyon kişi yakalandı.

İşçi maaşları bankalara yatınca kayıt dışı çalışan 1 milyon kişi devlete yakalandı. Çalışanlarının maaşlarını elden ödenmek yerine bankalara aktaran 60 bin patron da vergi ödemeye başladı.

Sigortasız çalışma işçilerin hem sağlığından hem de emekliliğinden çalıyor. İşçi ve işveren sadece maaş karşılığında anlaşıp sigorta primini göz ardı ediyor. Bu durumda hem ekonomi hem de çalışanın ailesi ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Kayıt dışı çalışan kimselerin eğer yeşilkartı da yoksa eş ve çocuklarını tedavi ettirmek için cebinden para ödemek zorunda kalıyor. Firma ve çalışanları için prim ve vergi ödemeyen patronlar yüzünden Hazine'nin verdiği sosyal güvenlik açığı ise her geçen yıl katlanarak artıyor.

2012 Yılı Vergi Cezaları

2012 yılında uygulanacak, yeni vergi cezaları belli oldu.Buna göre, fatura ya da fiş düzenlemeyen bir esnafa, tüccara ya da şirkete, 180 TL’den 88 bin TL’ye kadar ceza kesilebilecek.

Aynı ceza, serbest meslek makbuzu düzenlemeyen doktor ve avukatlara da uygulanabilecek. Satıcıdan fiş, fatura ya da doktordan makbuz almayanlara da ceza kesilebilecek.

FATURA VERMEYENE 88 BİN TL’YE KADAR CEZA

Fatura düzenlemeyen esnaf, sanatkâr, tüccar ya da şirketlere; faturaya yazılması gereken tutarın yüzde 10’u oranında “özel usulsüzlük” cezası kesilecek. Ancak bu cezanın tutarı, düzenlenmeyen her fatura için 180 TL’den aşağı olamayacak. Örneğin; 50 bin TL’lik satışa fatura düzenlemeyene, 5 bin TL ceza kesilecek. 2012 yılı içinde, fatura düzenlemeyen bir mükellefe kesilecek toplam ceza tutarı 88 bin TL’yi aşamayacak.


7 Ocak 2012 Cumartesi

Geç sigortalı olan kadınlara erken emekli olma tüyosu!..

12.06.1958 doğumlu bayanım. Sigortalı işe giriş tarihim 01.01.2001’dir. Halen çalışıyorum. Bu şartlarda en erken ne zaman emekli olabilirim, nasıl bir yol izlemem lazım, beni bilgilendirebilir misiniz?

CEVAP: Sayın okurum, 08.09.1999-30.04.2008 tarihleri arasında işe giren sigortalı kadınlar; - 58 yaş ve en az 7.000 gün primle normal, - Veya 58 yaş, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve 4.500 gün prim ödenmiş olması şartı ile yaştan emekli olabiliyorlar. 01.01.2001 tarihli Sigorta girişinize göre, toplam 3.551 gün priminiz bulunmaktadır. 25 yıl, 58 yaş ve 4.500 günle Sigorta’dan yaştan emekli olabilirsiniz. Gününüzü ve yaşınızı doldursanız bile, 25 yılınızın dolması için 11.05.2026 tarihini bekleyeceksiniz.

2B yasa taslağı hazır

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B arazileriyle ilgili taslağın neredeyse hazır olduğunu belirterek, ''Yakında Meclise sevk edilmiş olacak'' dedi.

Bakan Şimşek, 2B arazilerine ilişkin taslakta 6 ay süre öngörüldüğünü belirterek, defterdarlıklara hazırlıklarınızı tamamlayın talimatı verdi.

Bakan Şimşek, Sapanca'da düzenlenen Defterdarlar Toplantısında yaptığı konuşmada, orman vasfını yitirmiş hazine arazileri ile ilgili 2-B Tasarısına yönelik çalışmanın bulunduğunu hatırlattı.

''Devletle vatandaş arasındaki ihtilaflar giderilecek''

2B arazilerinin 2012 yılında hakikaten çok önemli bir konu olacağını belirten Şimşek, tasarıyla devletle vatandaş arasındaki ihtilafları gidermesinin hedeflendiğini söyledi. Şimşek, ''Bugün İstanbul'da öyle semtler, öyle ilçeler var ki neredeyse tamamı 2B arazilerinde yapılmış. Bu yasa ile devletle vatandaş arasında, 40-50 yıldır devam eden ihtilafların çözülmesini amaçlıyoruz'' dedi.

6 Ocak 2012 Cuma

50 yaş ve üstündekilerin izin avantajı

KONUMUZ eşinizden aldığınız izin değil.


Başlığı okuyup böyle düşünenlerin çoğunun; “50’yi aştık. Hanım artık ne soruyor ne de merak ediyor. Eskiden şüphelenirdi, kıskanırdı. Şimdi o da yok. İstediğimiz saatte evden çıkıyor, istediğimiz saatte geliyoruz” diyeceklerini tahmin ediyorum.

Başlıktaki konumuz, 50 yaş ve üzerinde oldukları halde çalışan ya da emekli olduktan sonra yeniden çalışanların yıllık ücretli izin avantajları ile ilgili...

EN AZ 20 GÜN    
Yaşları 50 ve daha yukarı olan işçilere, 20 günden aşağı izin verilemiyor (İş Yasası Md. 53). İlk 5 yıla kadar (beş yıl dahil) işçilerin 14 gün izni var. Ancak 50 yaş ve üzerindeki işçiye, bir yıllık hizmetidoldurduğunda, en az 20 gün izin verilmesi gerekiyor. Bu süre, emekli olduktan sonra çalışan 50 yaş ve üstündekiler için de geçerli.

İzin hakkı kazandığı tarihten sonra yaşı 50’nin üzerine çıkmış (olmuş) ise, izin gün sayısını artırmaması gerekiyor. İşçi, 50 yaşını doldurduktan sonra izne hak kazanmış ise, doğrudan 20 günlük izin hakkı oluyor. Buda ince bir ayrıntı.

TBMM'ye sunulan çek yasasının detayları belli oldu.

Karşılıksız çek keşide etme eylemine adli nitelikte bir yaptırım uygulanması nedeniyle yaşanan sıkıntılara çözüm bulmayı amaçlayan tasarı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına göre, hakkında işlem yapılan kişi hakkında uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürüldüğünden, daha önce adli sicilde tutulan yasaklılık durumuna ilişkin kayıtlar, Merkez Bankasında tutulacak.

Çek defterinin her bir yaprağına çekin basıldığı tarih de yazılacak. Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erecek.

Yeni TTK ile hapse girmeyen 'patron' kalmaz!

Yeni TTK, şirketleri hâkim ortaklardan korunması gereken küçük ortaklı yapılar sanıyor, şirketten para çekmeyi yasaklıyor.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun bu haliyle 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi durumunda aile şirketlerinin patronlarına hapis yolu göründü. Çünkü yeni kanun, şirketten para çekmeyi kesinlikle yasaklayan bir düzenleme öngörüyor. Oysa Türkiye'de şirketlerin yüzde 90'ında işler yürürken şirket sahipleri şirketten para çeker veya geri koyar. Şirketin nakit akışını ve işleyişini böyle yürütür. Yani ticaret hayatı içinde şirketten para çekmek kaçınılmaz olabiliyor.

Yeni kanuna göre ise şirketten para çekildiği takdirde, 300 günden aşağı olmamak üzere adli para cezası ve hapis cezası var. Adli para cezaları hâkime bağlı. Şirket yöneticisi adli para cezasını 30 gün içinde yatıracak imkânı olmazsa hapse gönderilecek. Bu nedenle, "Bu kanun yürürlüğe girerse hapse girmeyen şirket yöneticisi kalmaz" yorumları yapılıyor.

Şüpheli alacak karşılığı nasıl ayrılır?

V.U.K.'nun 323. maddesinde ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla, dava veya icra safhasında bulunan alacaklar, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı ve bu çeşit alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte bir karşılık ayrılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Bir alacağın şüpheli hale geldiğini kabul ederek karşılık ayrılmak suretiyle zarar yazılabilmesi için sözkonusu alacağın mutlak suretle ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekmektedir.

Part-time işçinin GSS çilesi başlıyor.

Bugünlerde okurlarımızın en çok sorduğu sorunun, part-time çalışan işçilerle ilgili genel sağlık sigortası primini 30 güne tamamlamak olduğunu söylesek abartmış olmayız. Her gün onlarca okurumuz konuyla ilgili endişe ve tereddütlerini iletiyor.

Esasen kişisel düşüncem, bu kapsamdaki kişilerin 30 gün genel sağlık sigortası primi ödemeye zorlanmasının doğru olmadığıdır. Eskiden olduğu gibi, son bir yılda 30 gün prim ödenmiş olması yeterli sayılmalıdır. Bu sistemin uygulanması ve primlerin tahakkuk ve tahsili SGK için oldukça zor olacak, hem de part-time çalışanlar prim ödememek için ya işten ayrılacak ya da kayıtdışı çalışmaya yönelecek. Büyük bir bölümünü öğrencilerin oluşturduğu ve çalışarak okullarını bitirmeye çalışan bu kişilerin kayıtdışı çalışması veya iş hayatını sonlandırmasından başta SGK, işverenler ve çalışanlar olmak üzere herkes zarar görecek. Bu yanlıştan dönülmelidir.

5 Ocak 2012 Perşembe

Staj yapan öğrencilere ücret ödenmek zorunda

Çukurova Üniversitesi Ziraat Mühendisliği 3. sınıfta okuyorum. Zorunlu 40 günlük stajım var okul sigortamı yapıyor? Torba Yasası’na göre bana ödeme yapmaları gerekiyor mu? Ben normal memur maaşının yarısını vermeleri gerektiğini duymuştum. Murat Korkmaz

Sayın okurum, 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu sizin sorularınıza yanıt veriyor. 3308 sayılı Kanun’un 25’inci maddesine göre; “Madde 25 - Aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere ödenecek ücret ve bu ücretlerdeki artışlar; aday çırak veya çırağın velisi veya vasisi veya kişi reşit ise kendisi; öğrenciler için okul müdürlüğü ile işyeri sahibi arasında Bakanlıkça belirlenen esaslara göre düzenlenecek sözleşme ile tespit edilir. Ancak, işletmelerde meslek eğitimi gören öğrenciye, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin %30’undan aşağı ücret ödenemez. Aday çırak, çırak ve öğrencinin eğitimi sırasında işyerinin kusuru halinde meydana gelecek iş kazaları ve meslek hastalıklarından işveren sorumludur. Aday çırak, çırak ve öğrencilere ödenecek ücretler her türlü vergiden müstesnadır. Aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere sözleşmenin akdedilmesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortaları hükümleri uygulanır. Sigorta primleri 1475 sayılı İş Kanunu’nun 33’üncü maddesi gereğince bunların yaşına uygun asgari ücretin % 50’si üzerinden Bakanlık bütçesine konulan ödenekle karşılanır.

Geriye dönük boşluk doldurma ve toptan ödeme diye bir şey yoktur.

01.01.1960 doğumluyum. Sigorta giriş tarihim 15.07.1977. Şu an çalışmaktayım, primlerim düzenli ödeniyor. Ama sigortamda uzun seneler boşluklarım oldu. Ne zaman, kaç yaşında ve kaç gün prim ödeyerek emekli olabilirim? Askerliği ve boşluklarımı ödesem faydası olur mu?

4 Ocak 2012 Çarşamba

Sermaye Taahhüt Borcunun Zamanında veya Hiç Ödememesi Halinde Bu Durum Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Olarak Kabul Edilebilir mi?

Ticaret şirketleri, gerçek kişilerin sermaye yapıları itibariyle yerine getiremeyecekleri işlerin birkaç gerçek kişinin bir araya gelmek suretiyle yapmak amacıyla kurulan ticari işletmelerdir.

I. Giriş

Her ticari işletme kâr elde etme amacıyla kurulur ve bir ticari işletmenin kurulmasında asli unsur "sermaye"dir. Ticaret şirketleri, şirketi kuran ortakların şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile kurulmakta ve sermayeleri ölçüsünde varlıklarını devam ettirmektedirler.

KDV, gider yazılır mı?

Konu başlığının uygulamasını birçok meslektaşım bilir, ancak mesleğe yeni girmiş arkadaşlar için konuyu gündeme getirmeyi uygun gördüm.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun; “İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi” başlıklı 30’uncu maddesinde yüklenilen vergilerin bir kısmının indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir.
Söz konusu madde ile indirim konusu yapılamayacak katma değer vergileri şunlardır;

2 Ocak 2012 Pazartesi

Mirasçılık belgesi artık noterden de alınabilir.

Ölüm halinde mirasçıların yapmaları gerekenlerden biri de 'veraset ilamı' (mirasçılık belgesi) alınmasıdır. Mirasçılık belgesi; kimlerin, ne oranda mirasçı olduklarını gösteren bir resmi belgedir. Miras bırakan öldüğünde, mirasçıları mahkemeye başvurarak kendilerine veraset ilamı verilmesini talep edebiliyorlar.

Veraset ilamı için başvurulacak görevli mahkeme, 'sulh hukuk mahkemesi'. Yetki açısından bir sınırlama bulunmadığından, Türkiye'nin her yerindeki mahkemelere başvuru yapılması mümkün. Ancak, işlemlerin hızlı yürümesi bakımından ölenin nüfus kaydının bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurulmasında yarar bulunuyor.

Ölenin birden fazla mirasçısının olması durumunda, mirasçılardan birinin talepte bulunması yeterli. Bu durumda diğer mirasçılar da dilekçeye yazılıyor. Başvuru üzerine mahkeme tarafında verilen belge, tüm mirasçılar için aynı sonucu doğuruyor.

Derneklerde tutulması zorunlu defterler ve tasdik usullerine ilişkin açıklama

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası derneklerde tutulması gereken defterlerle ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamayı aşağıda bulabilirsiniz:

Bilindiği üzere Derneklerin tutacakları defterler, İşletme Hesabı ve Bilanço Esası’na tabi olmaları bakımından ikiye ayrılmaktadır.

İşletme hesabı esasına göre tutulacak defterler; Karar Defteri, Üye Kayıt Defteri, Evrak Kayıt Defteri, Demirbaş Defteri, İşletme Hesabı Defteri, Alındı Belgesi Kayıt Defteridir.

Bilanço esasında tutulacak defterler; Karar Defteri, Üye Kayıt Defteri, Evrak Kayıt Defteri, Alındı Belgesi Kayıt Defteri, Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defter-i Kebir) ve Envanter Defteridir.

31.03.2005 tarihli 25772 sayılı Dernekler Yönetmeliği ile 30.10.2011 tarihli 28100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yukarıda yazılı defterleri kullanacak dernekler, bunları kullanmaya başlamadan önce derneklerin yerleşim yerinin bulunduğu İl Dernekler Müdürlüğüne veya notere tasdik ettirirler. İlçelerde, Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler dahil, dernekler büro şeflikleri tarafından defter tasdiki yapılmaz.

Kasko değeriyle kıyaslamadan aracınızın vergisini ödemeyin!

Motorlu taşıtların 2012 yılı motorlu taşıtlar vergisi (MTV) birinci taksit ödemeleri başladı. Birinci taksit ay sonuna kadar, ikinci taksit ise temmuz ayı içinde ödenecek.

Motorlu taşıtların 2012 yılı motorlu taşıtlar vergisi yeniden değerleme oranı baz alınarak ortalama yüzde 10 oranında artırıldı. Binek otomobil ve ciplerin 2012 yılı Motorlu Taşıtlar Vergisi tutarları tablodaki gibi. Ancak özellikle silindir hacmi ve yaşı büyük araç sahiplerinin daha düşük vergi ödemeleri mümkün.

Bunun için MTV'yi ödemeden önce aracınızın vergi tutarını, kasko değeri ile kıyaslamalısınız. Böylece, tarifedeki vergiden daha az vergi ödemeniz mümkün olabilir. Aracınızın motor silindir hacmi ve yaşına göre belirlenen motorlu taşıtlar vergisi, kasko sigorta değerinin yüzde 5'ini aşıyorsa daha düşük vergi ödeyebiliyorsunuz. Uygulamadan yararlanmak için taşıtın kasko sigortasının yaptırılmış olması da gerekmiyor.


10 soruda Genel Sağlık Sigortası

Kimler GSS'li olacak? 

01.01.2011 itibaren Türkiye'nin tamamına yakını GSS kapsamına alınacak. Dolayısıyla kimler GSS'li olacak sorusu yerine, kimler GSS dışında kalacak diye sormak gerekiyor. Buna göre:
· Milletvekilleri,
· Kendi ülkesinde sigortalı olup da Türkiye'de bulunan yabancılar,
· Zorunlu askerlik görevini yerine getiren erler,

GSS dışında kalacak. Bunların dışındaki bütün işçiler, bağımsız çalışanlar, kamu çalışanları, isteğe bağlı sigortalılar, işsizler, ev hanımları ve yabancılar GSS'li olacak.

Part-time(kısmi süreli) çalışanlar prim ödeyecek.

İş mevzuatımız kısmi süreli istihdama cevaz veriyor. Bu kapsamdaki işçiler ay içinde toplam kaç saat çalıştırılmışlarsa, ücretleri ve sigorta primleri de buna göre hesaplanıyor. Aylık çalışma saatleri güne çevriliyor ve bu gün toplamıyla SGK'ya bildiriliyorlar. Ancak part-time çalıştırılan bu işçilerin, ay içinde 30 günden eksik kalan günlerine ait GSS primlerini kendileri ödemeleri gerekiyor. Bu yükümlülük dün itibariyle başlamış oldu.

Buna göre ocak ayı içinde, kısmi süreli çalışma dolayısıyla 30 günden az çalışan herkesin, takip eden ay içinde GSS primlerini 30 güne tamamlamaları gerekiyor.

Örneğin bir süpermarkette kasiyer olarak haftada 3 gün ve ayda 12 gün çalışıyorsunuz. 12 günlük primleriniz zaten işveren tarafından SGK'ya ödenmiş olacak. Ancak geri kalan 18 günün GSS primini (64 lira) kendiniz SGK'ya ödeyeceksiniz. Aksi halde genel sağlık sigortası hükümlerinden yararlanamayacaksınız.

Sadettin Orhan - Bugün
02 Ocak 2011

Ceza almamak için, vergi ödeme tebligatını yakından takip edin.

Vergi daireleri, mükelleflerin vergi borçlarını zamanında ödemediğini tespit ettiğinde, borçlu kişi veya şirketlere bunu hatırlatan ve bir an önce ödeme yapmalarını belirten bir yazı gönderiyor.

'Ödeme emri' denilen bu yazıda mükellefe borçlarının mahiyeti, tutarı, ne zaman ve nereye ödenmesi gerektiği, aksi takdirde cebri tahsil (haciz) yoluna gidileceği bildiriliyor. Belirtilen sürede ödeme yapılmaması halinde ise mal bildiriminde bulunulması gerektiği hatırlatılıyor. Mükelleflerin dikkat etmesi gereken önemli bir husus da herhangi bir mal varlığına sahip olunmaması halinde de bu durumun alacaklı idareye bildirilmesi gerektiği. Mal varlığı fazla olanların borcu karşılayacak seviyede bildirimde bulunmaları yeterli. Tüm mal varlıklarını bildirmeleri şart değil. Bütün bu işlemlerin de zamanında, yani 7 gün içerisinde yapılması gerekiyor. Aksi takdirde borçlunun üç aya kadar hapis cezası alması için cumhuriyet savcılığına başvuruluyor.

1 Ocak 2012 Pazar

Geçici Vergi Döneminde Yapılması Gerekenler

Hatırlayanlar vardır, 90 lı yıllarda geçici vergi diye bir olugumuz yoktu, bir önceki yılın kurumlar vergisi beyanını alır ona göre bir peşin vergi belirler ve onu 12 eşit taksitte öderdik. Ara dönemler itibariyle herhangi bir çalışmamız olmazdı.
Daha sonra yapılan değişikliklerle önce ihtiyari sonra zorunlu, önce altı ay sonra da üç aylık dönemler itibariyle geçici vergi beyanlarımız başladı. Adı üstünde geçiciydi, yıl sonunda düzeltilmek için hazırlanıyordu. Ancak Maliye Bakanlığı’nın % 10’luk sınır uygulaması ile her ne kadar adı geçici olsa da kendi kalıcı etkiler bırakmaya başladı.
Bir önceki yılın matrahından hesaplanan tek bir rakam olarak başlayan serüven, değerleme koşulları, maliyetler vb dönem sonu işlemlerini yapılması gerektiren bir gelir tablosuna ve oradan da Maliye Bakanlığının olmasa da bankaların ve diğer kurumların baskısı ile hazırlanan bilanço ve gelir tablosu seti ile bir finansal rapora dönüşen üçer aylık dönemlerimiz oldu.

60 nolu Katma Değer vergisi Sirküleri

Tarih 08/08/2011
Sayı KDVK-60/2011-1
Kapsam

 T.C. MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı
 KATMA DEĞER VERGİSİ SİRKÜLERİ/60
 Konusu :
 Tarihi : 8/8/2011
Sayısı : KDVK-60/2011-1 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun uygulamasına ilişkin mevcut sirkülerlerin birleştirilmesi ile uygulamada tereddüt edilen hususlara yönelik açıklamalar bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

 1. KDV'NİN KONUSU

 KDV Kanununun 1 inci maddesine göre Türkiye'de yapılan;
 - Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler,
 - Her türlü mal ve hizmet ithalatı,
 - Söz konusu maddede belirtilen "diğer" faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler KDV'ye tabidir.

Sermaye şirketlerinde kâr dağıtımı ve önemi

Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen göstermek zorunda bulundukları ekonomik birimler olan şirketler, ülkemizin iktisadi kalkınmasının gerçekleşmesinde itici güç rolünü üstlendikleri bir gerçektir. Teknik, ekonomik ve hukuksal boyutu olan şirketler, kaliteli mal ve hizmet üretmek, kâr elde etmek, sürekli büyümek ve gelişmek, topluma hizmet vermek, çalışanlara en üst düzeyde sosyal ve ekonomik fayda sağlamak, ortaklarına da kâr payı dağıtmak gibi bir takım işlevleri birlikte gerçekleştirmek durumundadırlar. 

Sermaye şirketlerinde yıllık kâr dağıtımı genellikle, bir zorunluluk olarak kabul edilmiş ve bazı hallerde kanun koyucu tarafından da kâr ve zarar hesabının alacak bakiyesinin başka bir deyişle bilançoya göre hasıl olan kârın pay sahiplerine dağıtılması esası konmuştur. Anonim ve limitet şirkete konulan sermaye payı için dönem sonunda dağıtılabilir safi dönem kârından veya serbest yedek akçelerden ayrılan ve her ortağa ödenecek kâr payı ortakların şirketi kurma amaçlarının ana nedenidir. Bazı indirimlerden sonra ortaya çıkan yıllık kâr ortaklara dağıtılır ya da şirketin kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları ve planları çerçevesinde şirket bünyesinde bırakılır.


Emeklilik sonrası çalışana ikinci kez kıdem tazminatı var mı?

Emeklilik sonrası çalışana ikinci kez kıdem tazminatı var mı yok mu? Emekli olduktan sonra özel sektörde ücretli olarak çalışan okurlarımızın, merak ettiği konulardan biri de bu...

Okurlarımızdan Veli Duran: “Emekli olduktan sonra, bir şirkette sekiz yıl çalıştım. Bu arada, hem emekli aylığımı hem de çalıştığım şirketten ücretimi aldım. Geçenlerde, Ağustos sonu itibariyle ben ve 12 arkadaşın görevine son verileceğini bildirdiler. İşverene gidip, kıdem tazminatını sordum; ‘Emeklinin kıdem tazminatı mı olur?' diye kızdılar. Benim gibi çok kişi, emekli olduktan sonra çalışıyor. Sayın Hocam, ben ve benim durumumda olanların kıdem tazminatı hakkı var mı yok mu?” diye soruyor ve Ağustos ayı bitmeden, bu konunun yanıtlanmasını istiyor.

Bağkurlu olmak zorunlu mu?

5510 sayılı Kanuna göre kimlerin Bağ-Kur sigortalısı olacakları belirlenmiştir. Bağ-Kur sigortalısı olması gereken bir kişinin bu haktan vazgeçmesi mümkün değildir. Yani, Bağ-Kur sigortalılığı zorunludur. Ancak, torba kanunla yapılan düzenleme ile 1 Mart 2011 tarihinden sonra zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olanlar, bir yerde SSK’lı olarak çalışmaya başlarlarsa Bağ-Kur sigortalılığı sona erer. Ancak;

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda "şirket birleşmeleri"

Önceki haftalarda yayımlanan yazılarımızda, yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile getirilen düzenlemelerden "Tek Ortaklı Anonim ve Limited Şirketler" ve "Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda Teknolojik Gelişmelerin Yeri" konuları ele alınmış ve yeni Türk Ticaret Kanunu ile getirilen diğer önemli düzenlemelere de zaman zaman yazılarımızda yer verileceği belirtilmişti.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda köklü revizyona uğrayan kurumlardan birisi de "birleşme" ve "tür değiştirme"dir. Yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda sadece 7 madde ile tanzim edilmiş olan bu kurum, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nda 36 madde halinde düzenlenmiştir. Ayrıca mevcut TTK'da yer almayan ancak vergi mevzuatında yer alan düzenlemeler ile Maliye Bakanlığı ve Sanayi Ticaret Bakanlığı'nın ortaklaşa yayınlamış olduğu tebliğ ile kısmen düzenlenmiş bulunan "bölünme" müessesesi de maddi hukuk yönünden ilk kez bu kanunla düzenlenmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan bu düzenlemelerde temel olarak İsviçre hukukundan esinlenilmiştir.

Kredi kartı işlemlerinin muhasebeleştirilmesi

Tek düzen hesap planının kullanımı ile ilgili olarak karışıklık yaratan konulardan biride, kredi kartlı satışların muhasebeleştirilmesinde yaşanmaktadır. Bu karışıklıklardan birisi POS hesabına geçen paranın hangi hesapta takip edileceği, bir diğeri de bankaya ödenen komisyon bedelinin kaydedileceği hesaptır.

Kredi kartlı satışların takibinde, hesaba geçen paranın takibi ile ilgili olarak 108 Diğer Hazır Değerler hesabı kullanılmalıdır. Her şeyden önce kredi kartı satışı ile POS hesabına geçen miktar, satışı yapan işletme için alacak olmaktan çıkmıştır. Bu meblağ işletme için her an kullanıma hazır bir değerdir. İstenildiği anda değer kaybına uğramadan kullanılması kuralıda zedelenmemektedir. Zira satıcı firma bu parayı kullanmak istediğinde bankaya ödeyeceği komisyonu göz önünde bulundurarak, maliyet hesaplamasını buna göre yapmakta ve satışı yapılan mal bedelinde satıcı açısından eksilme olmamaktadır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda teknolojik gelişmelerin yeri

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda; özellikle internetin günlük hayatın her alanında kullanılır hale gelmesi, internet üzerinden yapılan işlemlerin sürekli artması, sözleşmelerin kurulmalarından belgelerin, özellikle faturaların, ihtar ve ihbarların, sigorta poliçelerinin vb. elektronik ortamda oluşturulması, mesafeli sözleşmelerin artan önemi düşünülerek yapılan düzenlemelerle hukuki güvenliğin sağlanması amaçlanmıştır. Ayrıca, Kanunun geneline hakim olan şeffaflık ilkesinin ve bilgiye erişebilen toplum olarak tanımlanan bilgi toplumu hizmetlerinin sağlanabilmesi açısından, her sermaye şirketine internet sitesi açması ve bu sitenin belli bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine tahsis etmesi zorunlu kılınmıştır.

Bu çerçevede, bilgi ve iletişim teknolojileri araçları ile gerçekleştirilen ve Ticaret Hukuku'nu önemli ölçüde etkileyen ve önümüzdeki dönemde de şirketlerin yalnızca iş yapış şekillerini değil, şirket yapılarını ve ticari hayatı önemli ölçüde geliştirecek olan, Kanunun hem çeşitli maddelerinde hem de son hükümlerinde yer alan düzenlemelerin bazıları şu şekildedir:

Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?


Uygulamada eşler arasında aile konutu ile ilgili anlaşmazlıklara sıkça rastlıyoruz. Eşler arasında karşılıklı güvensizlik olsun olmasın veya eşler arasında boşanma davası açılsada açımasada Özellikler kadınlar eşlerinin ortak konutu habersiz satmasından çok korkuyorlar ve önlem almak istiyorlar bunun için medeni kanunumuzda aile konutu şerhi konulması sistemi getirilmiştir.
2002 yılında yürürlüğü giren yeni medeni kanunumuzun aile hukukuna ilişkin düzenlemelerinde kadın erkek eşitliği hep ön planda tutuldu. Eski medeni kanunumuzda yer alan kocanın oyuna üstünlük tanıyan düzenlemeler yerini eşitlik ilkesine bıraktı.
Aile konutunu seçme konusunda da kadın erkek arasında eşitlik ilkesi dikkate alındı ve buna göre kanun maddeleri çıkarıldı.
||| Aile Konutu Nedir?
Aile konutunu evlilik birliğinin devamı süresince eşlerin birlikte yaşadıkları hayatlarını idame ettirdikleri yer olarak tanımlayabiliriz.
Birlikte oturulan yer eşlerden her ikisi adına müştereken tapuda kayıtlı olabileceği gibi karının yada kocanın adına da kayıtlı olabilmektedir. Eşlerden tapu üzerine kayıtlı olanın kural olarak aile konutunu diğer eşe sormadan 3. şahıslara devir ve temlik etmemesi gerekir. Bunu engellemenin en pratik yolu ise tapuya aile konutu şerhi koydurmaktır.
Türkiye’ nin de taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine ilişkin Sözleşmenin ilgili maddelerine göre taraf devletler kadın ve erkeğe hukuksal olarak yerleşim yeri secme ve nakletmede eşit yasal haklar tanıyacaklardır.
Yukarıda bahsettiğimiz uluslararası sözleşme hükmü gereğince medeni kanunumuzun 186.maddesinde eşlerin oturacakları yeri birlikte secmeleri konusunda düzenleme yapılmıştır. Böylelikle eski medeni kanunumuzdaki kocanın tek başına konutu seçme olanağıda ortadan kaldırılmıştır. Bundan böyle eşler oturacakları yere birlikte karar vereceklerdir.

Sigortasız çalıştırana para cezası var mı?

İsmini vermek istemeyen bir okurumuz, “1999 yılından buyana bir işyerinde sigortasız çalışıyorum. Çalıştığım kişiler akrabamdı. Sigortanı yapacağız deyip bir türlü yapmadılar. Bu çalışma sürem içerisinde 2009 yılında Bağ-Kur borcumu kendim ödeyerek emekli oldum. Şimdi ise bu işyeriyle ters düştüm ve işi bırakmak zorunda kaldım. Bu iş yerine dava açmak istiyorum. 1999 yılından buyana çalıştığımı şahitlerle ispat edebilirim. Bu davada ne kadar ceza uygulanır?” diyor.

Bir işyerinde sigortasız çalıştırılan kişilerin olması oldukça üzücüdür. Sosyal güvenlik hakkı, bir anayasal bir hak olduğu kadar “emek hakkı” ve “kul hakkı”dır. Ama maalesef halen 3-4 milyona yakın işçi, özellikle küçük işletmelerde sigortasız çalıştırılmaya devam edilmektedir. Prim belgeleri işverenler tarafından SGK’na verilmeyenlerin ya çalışırken SGK kontrol memurları/denetmenleri veya müfettişleri tarafından işyeri kayıtlarından veya fiilen çalışırken tespit edilmesi, ya da dava açmak suretiyle sigortalılıklarını sağlamaları gerekmektedir. Sigortasız çalıştırılan süreler için hizmet tespit davası açılmak suretiyle tespit ettirilmesi mümkündür.

Yapılan Vergi İncelemelerinde Geçmiş Yıl Zararları Dikkate Alınmalı Mıdır?

Vergi incelemesine tabi tutulan hesap döneminin kazançla sonuçlanmış olması ve mükellef kurum tarafından geçmiş yıl beyannamelerinde yer alan zararların dikkate alınmamış olması durumunda, inceleme elemanı tarafından da söz konusu zararlar dikkate alınamayabilecektir.


Ödeme Emri Tebliğ Üzerine Mükelleflerin Hakları ve Sorumlulukları

I-GİRİŞ

Asıl olan amme alacağının vadesinde ödenmesi olmakla birlikte vadesinde ödenmeyen alacağın cebren tahsil ve takip edilmesi 6183 sayılı Amme Alacaklar Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödeme emrinin tebliği ile başlamaktadır.

 II-ÖDEME EMRİNİN İÇERİĞİ

6183 sayılı Kanunun 55. maddesine göre; Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur. Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur.

Ayrıca malı olmadığı yönünde bildirimde bulunan borçlunun bu bildirim ile birlikte veya bildirim tarihinden itibaren 15 gün içinde;

 • En son kanuni ikametgah ve iş adreslerini,
 • Varsa devamlı mükellefiyetleri bulunan diğer tahsil dairelerini ve amme idarelerini ve bunlardaki hesap ve kayıt numaralarını bildirmek ve nüfus kayıt suretini vermek mecburiyetinde oldukları aksi halde bu vazifeleri makul bir özre dayanmadan yerine getirmeyenlerin elli güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı bildirilir.

 Madde metninde yer almamakla birlikte, borçlunun hukukunu koruma açısından ödeme emrinde, ödeme emrine karşı hangi sürede hangi yargı merciine başvurulabileceğine de yer verilmiştir. Gecikme zammı, asıl alacağın ödeme gününe kadar işleyeceğinden asıl alacak için düzenlenen ödeme emrinde gecikme zammının gösterilmesi mümkün değildir. Ancak ödeme emrinde “Ayrıca Gecikme Zammı da Alınacaktır” ibaresine yer verilerek mükellef bu konuda bilgilendirilir.

Okul aile birliğinin kurumlar vergisine tabi olup olmadığı

Okul aile birliğinin kendileri kurumlar vergisinden muaftırlar. Ancak bu birliklerin işlettikleri ticari işletmeler bu muafiyetten yararlanamaz.

Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.08.2008 Tarihli özelgesi aşağıdaki gibidir.

Kullanılmayan Yıllık İzin Ücretine İlişkin Önemli Noktalar

4857 sayılı İş Yasasının 53 üncü maddesinde:
İşçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin süresi için ücretinin, hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından feshedilmesi halinde akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceği,
İşveren tarafından hizmet akdinin feshedilmesi halinde, 17 nci maddede belirtilen bildirim
süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi mecburi yeni iş arama izinlerinin yıllık
ücretli izin süreleri ile iç içe giremeyeceği” öngörülmüştür.

Amortismanlar

Maliye Bakanlığı tarafından farklı nispetlerde amortisman oranlarının uygulamaya konması ile duran varlıklarda amortisman uygulaması oldukça zorlasmış ve karmasık hale gelmistir.
28.04.2004 tarihinde yayınlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 333) ile ilk kapsamlı tebliğ yayınlanmıs, arkasından çesitli tarihlerde yayınlanan 339, 365, 389, 399 ve 406 Sıra Nolu Genel Tebliğlerle yapılan değisiklikler ile amortisman nispetleri listesi son seklini almıstır.

Odamız tarafından daha önce Mayıs 2004 tarihinde yayınlanmış bulunan “Amortisman Oranları” kitapçığı yapılan değisiklikler nedeniyle tüm güncelliğini itirmistir. Meslek mensuplarından gelen yoğun talep üzerine tüm değisiklikleri içeren bu çalısmanın yapılmasına karar verilmistir.

Meslek mensuplarına yardımcı olacağına inandığım ‘Amortismanlar’ kitapçığını hazırlayarak bizlere kazandıran Doç. Dr. Adnan GERÇEK’e tesekkürlerimi sunuyor, kitapçığın tüm okuyuculara faydalı olmasını temenni ediyorum.

Smmm. Mesut TOPCU
Bursa SMMMO Baskanı

Çalınan faturalar için zayi belgesi almayı ihmal etmeyin.

Bir okurum daha önce kullandığı belgelerle birlikte kullanmadığı (boş) faturaları da kaybettiğini, bu durumda ne gibi tedbirler alması gerektiğini soruyor.

Gerçekten bazı mükellefler farklı sebeplerle ellerindeki belgeleri kaybedebiliyor. Böyle durumlarda zamanında alınacak bazı tedbirler, mükellefleri daha sonra büyük problem yaşamaktan kurtarır.

Toplu işten çıkarma nasıl yapılmalı?

Dünyanın en zor işidir işsizlik. Çevremizde de bazen gördüğümüz işsizlerin durumu hepimizi üzer. Kendimi onların da yerine koyuyorum; muhtemelen genel anlamda işverenler de çalışanlarını normal koşullarda işten çıkarmak istemezler. Ancak işletmelerin ekonomik sorunlarının olduğu dönemlerde, bu sıkıntının aşılması için nedense çoğunlukla ilk başvurulan yollardan biri işçi çıkarılması olmaktadır.
Ekonomik nedenlerle aynı dönemde çok sayıda işçinin çıkarılması İş Kanunu bakımından belirli bir prosedüre bağlanmıştır. İşletmeler öyle her istedikleri anda işçilerini topluca işten çıkaramazlar.
İşverenin herhangi bir işyeri gereğinden dolayı çalışan işçilerinden belirli bir süre içinde belirli bir kısmını topluca işten çıkarması prosedür kapsamındadır.

Bireysel emeklilikte şikâyet et, vergini al

Yüzbinlerce vatandaşa bir umut daha. Dava açma süresini kaçıranlardan, daha önce Hürriyet’te önerdiğimiz “Şikayet yolu ile düzeltme” yolunu izleyenlere, ana paradan kesilen yüzde 15 vergiler iade edilmeye başladı...

OLAY NEYDİ?

Bireysel emeklilik sistemi, katılımcı sayısı 2,5 milyon civarında, fon büyüklüğü de 13 milyar lira civarında olan bir sistem. Üyelerin yüzde 38’i 25-34 yaş, yüzde 33’ü 35-44 yaş, yüzde 19’u 45-55 yaş arası kişilerden oluşuyor. 56 yaş üzerinde bu oran yüzde 4.
İleri yaşlarda, “ikinci bir emekli aylığı” umuduyla sisteme girilip prim ödeniyor.
Bu arada, genellikle paraya ihtiyaç nedeniyle sistemden ayrılmalar da oluyor. Ayrılanlara; anaparaları ve getirisi ödeniyor. 10 yılı doldurmayanlara yapılan ödemelerde; hem anaparadan hem de getirisinden yüzde 15 vergi kesiliyor.
Anaparadan vergi kesilmesi, vergi sisteminin özüne ve yasalara aykırı. Nitekim Gelir Vergisi Kanunu’nda da anaparadan vergi kesileceği, yazılı değil.
Haksız kesilen vergiyi geri almak isteyenlerin; 30 gün içinde, İstanbul Vergi Mahkemesi Başkanlığı’na dava açmaları gerekiyor. Açılan davaların tamamı, “vatandaş lehine” sonuçlandı. Danıştay’da “anaparadan vergi kesilemez” diye karar verdi (Dn. Dördüncü Dairesi, 24 Ocak 2011 Tarih ve E.2009/8882, K.2011/269). Bunların tamamını Hürriyet okurlarına “canlı yayın” yapar gibi anında duyurduk.
Onları yönlendirip, dilekçe örneğini de verdik. Gidip dava açtılar ve paralarını “tıkır tıkır” geri aldılar.