1 Şubat 2012 Çarşamba

İşveren işçiden senet alabilir mi?

İş Kanunu'nda satış üzerine şirket alacaklarını tahsil etmek, petrol istasyonunda pompadan satış yapma sırasında tahsilât yapmak, kasiyer vb görevlerde bulunmak gibi malî yükümlülük içeren görevlere alınan işçilerden işe alım sırasında ya da benzer görevlerle görevlendirme sırasında teminat niteliğinde senet alınabilmesi hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak piyasada bazı işverenlerin işyerinde çalışması amacıyla işe aldığı ya da görevlendirdiği işçisinden teminat amacıyla senet aldığı ve uğrayabileceği zararlara karşı kendilerini güvenceye almayı amaçladığı bilinmektedir. Böyle bir ihtiyaç bulunduğu savunulabilecek işler, piyasada elbette var. Fakat daha önceden, ihtiyacı yeterince karşılama gücü içermese de, zarar karşılığı kesinti düzenlemesi, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nda mevcuttu. 4857 sayılı İş Kanunu'nda ise bu konuda düzenleme yapılmayarak, çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü, genel hükümlere bırakılmıştır. 

İş sözleşmesine konulmuş olan bir hükme istinaden işçiden işe girerken oluşabilecek zararlara karşı teminat niteliğinde senet alınabilir mi? 

Eksik Gün Bildirim Zorunluluğu Kaldırıldı mı?

Sosyal güvenlik sistemimizin esasında, çalışanların tam gün üzerinden bildirilmesi vardır. Yani bir aylık çalışma neticesinden, çalışılan ayın kaç çektiği (28, 29, 30, 31) üzerinde durulmaksızın 30 gün üzerinden bildirim yapılır.

I- GİRİŞ

Şayet sigortalının 30 günün altında bildirimi söz konusu ise eksik kalan günlerin sebeplerinin belgelerle ispat edilmesi gerekir ve bu ispat yükü de işverene aittir.

Bu makalemizde, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik(1) ile getirilen düzenleme ile kimler için eksik gün bildirimi zorunluluğunun kaldırıldığı açıklanacaktır.

Sigortalı işe giriş bildirgesi verilmesi

Tek bildirime yönelik 5838 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonucunda işçi giriş ve çıkışları ile işyeri bildirimleri sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılıyor.

Sigortalı İşe Giriş ve İşten Çıkış Bildirgesi işlemleri, http://app.sgk.gov.tr/SigortaliTescil/amp/loginldap linkinden yapılabiliyor.

01.08.2009 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile işverenin, işe aldığı işçiler için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na takip eden ayın 15'ine kadar verdiği "İşçi Bildirim Listesi" ile iş sözleşmesi sona eren işçiler için düzenlenen "İşçi Çıkış Bildirim Listesi,

İşyeri bildirimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili bölge müdürlüklerine bir ay içinde yapılması gereken, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü İşyeri Bildirgesi",

İşverenler tarafından 15 gün içinde düzenlenerek İŞKUR'a verilmesi gereken "İşten Ayrılma Bildirgesi" uygulamadan kaldırılmıştır.

Ancak, İŞKUR aylık iş gücü çizelgesi uygulaması devam etmektedir.

Kullanılmamış (Boş) Faturaların Kaybedilmesi Halinde Ne Yapılması Gerekir?

Mevcut Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nun mükelleflere yüklediği önemli yükümlülüklerden biri de, işletmelerinin mali durumunu, üçüncü kişilerle ticari ilişkilerini ve vergi ile ilgili hesaplarını tespit etmek amacıyla ilgili kanunlarda belirtilen defterleri tutmak ve bu defterler ile defterlerdeki kayıtları tesvik eden belgeleri saklamaktır.

Mükellefler tutulan defterleri ve düzenlenen belgeleri, takip eden takvim yılından başlayarak VUK’a göre beş yıl ,TTK’ya göre ise on yıl süre ile muhafaza etmek zorundadırlar. Yürürlükteki TTK’ ya göre “bu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.”

Ölüm aylığı hakediş şartları


Sosyal Güvenlik Mevzuatımıza göre, ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarını şöyle dile getirmemiz mümkün. Ölüm sigortasından sağlanan haklar, 


a) Ölüm aylığı bağlanması, 
b) Ölüm toptan ödemesi yapılması, 
c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi, 
d) Cenaze ödeneği verilmesinden oluşmaktadır. Bu yazımda değişik 5510 sayılı Yasadan hareketle ölüm aylığının hak edilmesinin şartlarını ele alacağım.

Özel İletişim Vergisinin gider niteliği

5228 sayılı kanunun 38’inci maddesi ile 13.07.1956 tarih ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun Özel İletişim Vergisi başlıklı 39’uncu maddesi yeniden düzenlenmiştir.

 Anılan 39’uncu maddenin birinci fıkrasında; Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin Kanun maddesinde belirtilen hizmetlerinin özel iletişim vergisine tabi olduğu, bu kişilerin özel iletişim vergisinin mükellefi olduğu, verginin matrahının katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül edeceği ve katma değer vergisi matrahına dahil edilmeyeceği ve düzenlenecek faturalarda özel iletişim vergisinin ayrıca gösterileceği hükme bağlanmıştır.

Çalışanlara ödenen bahşişlerin vergilendirilmesi

Müşteriler tarafından, servis bedeli olarak fatura bedellerine yazılmak veya bahşiş kutusuna bırakılmak suretiyle ödenen bahşişler işverenden alınan ücretin bir parçası olarak değerlendirileceğinden, firma tarafından bu şekilde toplanan bahşişlerin personele dağıtılması aşamasında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.04.2008 Tarihli özelgesi aşağıdaki gibidir.

…Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …. vergi numarasında kayıtlı mükellefi ….Turizm. Tic. A.Ş. tarafından Müdüriyetimize verilen ….01.2008 tarihli dilekçe incelenmiş olup, Müdüriyetimizi ilgilendiren hususlar aşağıda açıklanmıştır.

Yeni Ticaret Kanunu'na göre denetim nasıl olacak?

Ocak 1957 tarihinde yürürlüğe giren ve yaklaşık yarım asır başarı ile uygulanan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu günün ihtiyaçları doğrultusunda yenilendi.

15 yıl süren titiz bir çalışmanın ürünü olan 6102 Sayılı Yeni Ticaret Kanunu büyük bir uzlaşı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 13 Ocak 2011 tarihli oturumunda kabul edilerek 14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.

6102 Sayılı yeni Ticaret Kanunu birçok anlamda sermaye şirketlerine yeni hak ve yükümlülükler getirmekte. Şüphesiz yeni kanun ile sermaye şirketleri için değişen şeylerden biri de denetim olgusu. Yeni Ticaret Kanunu'na göre yapılacak denetim şu anda uygulanmakta olan yeminli mali müşavirlik tam tasdik vergi denetimi ile Sermaye Piyasası Kanunu'na göre yapılan bağımsız dış denetimden farklı.


Emekli olmadan kıdem tazminatı alabilir miyim?

SORU: 09.12.1970 doğumlu bayanım. 06.03.1989 tarihli Sigorta girişim var. Ne zaman emekli olabilirim? Emekli olmadan tazminatımı alabilir miyim?

CEVAP: 06.03.1989 tarihli Sigorta girişiniz ve toplam 5.881 gününüz var. Buna göre; 20 yıl, 45 yaş ve 5.300 günle emekli olabilirsiniz. 20 yılınız ve gününüz dolmuş. 45 yaşınızın dolduğu 06.03.2015 tarihinde emeklilik müracaatı yapabilirsiniz.

2022 aylığı alanların GSS'si

Yaklaşık 1 milyon 350 bin vatandaş, 2022 Sayılı Kanun kapsamında aylık alıyor. Bunlar 65 yaşını doldurmuş sosyal güvencesiz vatandaşlar ile özürlü, ağır özürlü ve özürlü yakınlarından oluşuyor. 1 Ocak 2012 itibariyle gelir testi ve zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) sürecinin başlamasıyla birlikte bu vatandaşlarımızdan da sıkça soru alıyoruz. En sık sorulan soru ise "Ben de gelir testine başvuracak mıyım?" Hemen belirtelim ki bu kişiler zaten SGK tarafından GSS'li olarak tescil edildiler. Bu kanun kapsamında aylık almaya devam ettikçe de devlet bütçesinden sağlık yardımı almaya devam edecekler. Ne zaman aylıkları kesilirse, o zaman bir ay içinde sosyal yardımlaşma vakıflarına gelir testine başvuracaklar. Dolayısıyla şu an için 1 milyon 350 bin vatandaşımızın yapacağı herhangi bir işlem bulunmuyor.

Ortağa ödenen ücretler gider yazılabilir mi?

Uygulamada bazı şirketlerde şirket ortaklarından bazıları şirkette aktif olarak görev almakta ve bu ortaklara ücret ödemesi yapılmakta olup bu ücretlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı konusunda zaman zaman duraksamalar olmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’nci maddesinde “ Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…..” hükmü yer almıştır.

Aynı maddenin 4’ncü bendinde de, “ Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleri ile tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler”in ücret sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Mali kar ile ticari kar arasındaki fark nedir?

Mali kâr ve ticari kâr birbirinden farklı kavramlardır. Bu iki kârın birbirinden farklı olmasının temel nedeni farklı esaslar dikkate alınarak hesaplanmalarıdır. Mali kâr vergi kanunlarında yer alan düzenlemeler sonucunda tespit edilen kârdır ve genelde verginin matrahını da teşkil eder.

Zayi olan mallarda KDV indirimi (Vergide yaygın ihtilaf konuları)

Yasal düzenleme ve gerekçesi nedir?

KDV Kanunu, bazı tabii afetlerden kaynaklananlar hariç, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirimini yasaklamaktadır.
Bu düzenleme esas olarak iki gerekçeyle yapılmıştır.

Birincisi KDV işleyiş mekanizması ve teorisinden kaynaklanmaktadır. KDV indirimi, malın satışı sırasında mala eklenen değerin vergileneceği düşüncesine dayanmaktadır. Zayi olan mallar için artık yaratılan katma değer olamayacağından, indirime izin verilmemektedir.
İkinci gerekçe, konunun kötüye kullanıma açık olmasıdır.
Sorun nedir?