9 Şubat 2012 Perşembe

Yahya Arıkan'dan çek yasası değerlendirmesi

27 yıldır süregelen, karşılıksız çek düzenleyenlere hapis cezası verilmesi uygulaması, Meclis Genel Kurulu’nda, 31 Ocak tarihinde kabul edilen 6273 sayılı “Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kaldırıldı. Bu kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanması ile artık hapis cezası uygulanamayacak ve hapiste bulunan yaklaşık 1500 kişi özgürlüğüne kavuşacak.

5941 sayılı Çek Kanunu’nda, karşılıksız çek düzenleyen kişi hakkında, çek hamilinin şikâyeti üzerine bin beşyüz güne kadar adli para cezası verileceği belirtiliyordu. Ayrıca, verilecek adli para cezasının, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağı hüküm altına alınmıştı. Bu adli yaptırımın yanı sıra, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilmekteydi.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere, 5941 sayılı Çek Kanunu, karşılıksız çekte, doğrudan hapis cezası öngörmemişti. Adli para cezası öngörülmüştü. Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesi’ne ödenmesi olan adli para cezası, ödeme emrine rağmen ödenmediği takdirde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Adli Para Cezasının İnfazı” başlıklı 106. maddesi uyarınca hapse çevrilmekteydi. 

Aslında bu konu uzun süredir tartışılıyordu. Hapis cezasının kaldırılmasını talep edenler, hapiste bulunan kişilerin borçlarını ödemelerinin mümkün olamayacağını ifade ediyorlardı. Bu cezasının devam etmesini gerektiğini düşünenler ise alacaklı haklarının korunması açısından konuyu değerlendiriyorlardı.

Hatta, 5941 sayılı kanunda yer alan hapis cezası hükmünün anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Açılan davada, yalnızca sözleşmeden doğan yükümlülüklere aykırılık nedeniyle özgürlüğün kısıtlanması yasağının yani “borç için hapis yasağı”nın anayasanın 38’inci maddesine aykırı bir düzenleme olduğu ileri sürülmüştü.

Ancak, Anayasa Mahkemesi, karşılıksız çek için uygulanan hapis cezasını anayasaya aykırı bulmamış ve bu konuda kanun koyucunun yetkili olduğunu belirtmişti. Aynı kanun koyucu bu kez takdir yetkisini biraz da olsa karşılıksız çek düzenleyenler lehine kullandı ve hapis cezasını kaldırdı.

Elbette karşılıksız çek düzenleme fiili tamamen cezasız kalmadı. Yapılan yeni düzenleme ile idari yaptırım uygulamasının yeterli olduğuna karar verildi. Bundan böyle, karşılıksız çek düzenleyenlere, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilecek. Bu hükmün uygulanabilmesi için çek hamilinin, karşılıksızdır işlemi yapılmasını takip eden 6 ay içinde talepte bulunması gerekiyor. Eğer talep olmazsa herhangi bir ceza öngörülmüyor.

Yapılan düzenlemeye, “evet ama yeterli değil” diyoruz. Bir adli yaptırım olan hapis cezasının kaldırılmasını yerinde buluyoruz. Ancak, öngörülen idari yaptırımın talebe bağlı olmasını eleştiriyor ve yetersiz buluyoruz. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının yanı sıra idari para cezası da öngörülmüş olsaydı alacaklılar bir nebze daha fazla korunmuş olurdu. Kayıt dışılığı önlemede çek kullanımının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bu sistemin sağlıklı işleyebilmesi için atılacak tüm sağlam adımlara destek olmamız gerekiyor.

Yahya Arıkan / Cumhuriyet Gazetesi

Hiç yorum yok: