29 Şubat 2012 Çarşamba

Şubat ayı gün sayısının SGK'ya bildirilmesi

Şubat ayında SGK'lıların çalışma gün sayılarının ne şekilde hesaplanacağı konusunda uygulamada tereddütler yaşanmaktadır. Şubat ayında işe girenlerde veya çeşitli nedenlerle şubat ayında eksik günü olanların SSK gün sayısının nasıl hesaplanacağı "Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine ve Primlerin Ödenme Sürelerine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ"de düzenlenmiştir. Esasen çok doğru olmamakla birlikte, maalesef usul ve esaslar SGK tarafından belirlendiği için, burada yanlışta olsa SGK uygulamasını açıklamak istiyorum. 

Sigortalıların; ay / dönem içinde ücret almaya hak kazandıkları süreler, E-Bildirge şifresi kullanmak suretiyle Prim Ödeme Günü bölümüne, hak ettikleri ücretleri ise "Hak Edilen Ücret" ve "Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki İstihkak" bölümüne kaydedilmektedir.

Kira geliri olmayana da mektup gitti!

Kira vergisinde bu yıl ilk kez uygulanan 'otomatik vergilendirme' sisteminde çeşitli yol kazaları yaşandı. Maliye Bakanlığı, yeni sistem çerçevesinde, bankalardan ve PTT aracılığı ile 'kira' adı altında yapılan tüm bilgileri topladı. Bu bilgiler ışığında da tam 1 milyon 200 bin vatandaşa 'kira verginizi ödeyin' mektubu gönderildi. Ancak sistemin yeni olması ve banka kayıtlarında da bazı hataların olması nedeniyle, kira geliri elde etmeyenlere de mektup gitti. Kira geliri elde etmediği halde, mektup alan vatandaşlar ise adeta vergi idarelerine akın etti. Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı'na günde en az 100 şikayetin geldiği bildirildi.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Konsinye satışların yasal boyutu, konsinye satışın belge muhasebe kayıt düzeni

 Malı devralıp ödemeyi ise malların satışından sonra yapılmak şartıyla işleyen bir satış şeklidir. Malın mülkiyet devri yapılmaksızın, mal satış sorumluluğunu yüklenen bir kişiye (komisyoncu) gönderilmesine konsinye satış denir.

Burada malı teslim alan kişi malın mülkiyetine sahip olmaz. Serbest piyasa ekonomisinde pazar paylarının günden güne daraldığı, pazarlama araçlarının çeşitlendiği, işletmelerinde ticari politikalarında değişikliklere uğradığı günümüzde; üreticiler yada satışa dayalı ticaret yapan ticari firmalar pazar paylarını genişletebilmek, mevcut pazar paylarını korumak veya daha geniş kitlelere ulaşarak markalaşabilmek için satış işlemlerinin bir kısmını direk alıcı yerine komisyoncu (konsinye işlem) aracılığı ile alıcılara ulaştırma yoluna gitmektedirler.


24 Şubat 2012 Cuma

SMMM ve YMM olmanın zorlukları

Kamu harcamaları çeşitli tür ve miktarlardaki vergiler üzerinden finanse edebilmekte. Mükellefler ve vatandaşlardan toplanan bu vergilerin ise belirli bir yasa çerçevesi içerisinde ödenmesi gerekiyor. İşletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine mali müşavirler sunmakta.

Hazırlanmış kira beyannamesi

Maliye Bakanlığı, 2011 ve müteakip takvim yıllarında sadece gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ-kira geliri) elde eden mükelleflerin bu iratlarına ilişkin beyannamelerinin Gelir İdaresi Başkanlığı'nca önceden doldurulup mükelleflerin onayına sunulacağı “Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi”nin uygulanmasına yönelik 414 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımladı.


Hediye çeki uygulaması ve KDV karşısındaki durumu

İşletmeler bazen bayram, yılbaşı v.b. dönemlerde çalışanlarına ve bazen de müşterilerine belli bir miktarda bedelsiz alışveriş yapılmasını sağlayan hediye çekleri dağıtmaktadırlar.

1- GİRİŞ

İşletmeler bazen bayram, yılbaşı v.b. dönemlerde çalışanlarına ve bazen de müşterilerine belli bir miktarda bedelsiz alışveriş yapılmasını sağlayan hediye çekleri dağıtmaktadırlar. Çalışanlara verilen hediye çekleri ücret ödemesi kapsamında değerlendirilerek, ücret gideri kabul edilmekte, müşterilere verilen hediye çekleri ise pazarlama tekniği sayılarak bir pazarlama harcaması olarak kabul edilmektedir.

Vergi borcu olanlara e-haciz uyarısı!

Kira geliri vergisini ödemeyen 1 milyon 200 bin ev sahibine mektup gönderen Gelir İdaresi Başkanlığı, elektronik haciz uyarısı yaptı. Her türlü çağrı ve ödeme davetine rağmen vergisini vermeyenlerin banka hesaplarından kesintiler yapılacak. E-haciz ile mükellefin ayağına gitmeden vergiler banka hesaplarından tahsil edilecek.

21 Şubat 2012 Salı

GSS açısından kısmî süreli çalışma

Gelişmiş toplumlarda çalışma sürelerinin esnekliği önem kazanmıştır. Kısmi süreli iş ilişkisine dayalı olarak yapılan çalışmalar, verimliğin artması, istihdam maliyetlerinin düşürülmesi için bilhassa hizmet sektöründe sıkça rastlanan bir durumdur. Bu tür çalışma şekillerinden işletmelerde beklenen fayda, iş sürelerini daha verimli kullanmak, daha az personel ile daha kısa süreli çalışma sürecinde verimliliği yakalamak suretiyle daha fazla mal ve hizmet üretimi gerçekleştirmektir. Bunun için işletmelerde esnek üretim modeli, alternatif uygulama olarak ortaya çıkmıştır.

Yapılandırmada iki taksidini ödemeyene iptal yok.

Kamuoyunda Torba Yasa adı ile bilinen 6111 sayılı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun düzenlenmesi çerçevesinde "çeşitli sigorta ve vergi borçlarının isteğe bağlı olarak 6-9 veya 18 taksite bölünerek iki ayda bir ödenmesi yolu açılmış; biriken gecikme zamları da affa uğramıştı.

Kanundan binlerce vatandaş ve işletme yararlandı, yaklaşık 40 milyar liralık borç yapılandırıldı, bunun 15 milyara yakın bölümü 2011 yılı içinde tahsil edildi.

19 Şubat 2012 Pazar

Çek Kanunu’nda yapılan değişiklikler

“Çek Kanunu’nda Değişik Yapılmasına Dair 6273 Sayılı Kanun” ile 5941 sayılı “Çek Kanunu”nda bazı değişikler yapılmıştır. (3 Şubat 2012 gün ve 28193 mükerrer sayılı Resmi Gazete)

“Çek Kanunu”nda yapılan değişiklikleri kısaca aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

* Çek yapraklarının üzerine çekin basıldığı tarihin yer alması öngörülmüştür. Bu bağlamada da Çek Kanunu’nun 3’üncü maddesine eklenen 9’uncu fıkra hükmü gereği olarak “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona” erecektir.

17 Şubat 2012 Cuma

Ölçü ve tartı aletlerinin muayenesi

İki yılda bir yapılan ve damga yılı 2010 olan ölçü ve tartı aletleri periyodik muayene ve damgalama işlemleri bildirim verme süresi; 1 Ocak 2012 tarihinde başlamış olup, 29 Şubat 2012 günü mesai bitiminde sona erecektir.

Tüccar, sanayici, esnaf ve sanatkârlar, kullandıkları ölçü ve tartı aletlerini iki yılda bir muayene ettirerek damgalatmak zorundadırlar.

16 Şubat 2012 Perşembe

Basit usulde gelir beyanı ve özellik taşıyan durumlar

Bilindiği gibi gelir vergisine tabi olan ticaret ve sanat erbabı kazancını basit usul ve gerçek usul olmak üzere iki usule göre tespit edebilmektedir. Yıllık hasılatları, iş hacmi ve yıllık kira ödemeleri itibariyle Gelir Vergisi Kanunu'ndaki hadleri aşmayan, faaliyeti daha ziyade kişisel emeğe dayanan mükellefler basit usule göre kazançlarını hesaplar ve beyan ederler.

Yıllık beyannamenin verilmesi

Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olması halinde, 2011 yılı kazançlarına ilişkin yıllık beyanname 2012 yılı Şubat ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar verilecektir. Basit usulde tespit edilen ticari kazanç yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde, 2011 yılı kazançlarına ilişkin yıllık beyanname 2012 yılı Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar kayıtlı bulunulan vergi dairesine verilecektir.

İş dünyasının yeni Türk Ticaret Kanunu'nda değişmesini istediği 11 madde

TTK'da değişmesi istenen 11 madde

1- İnternet sitesi kurma ve şirket bilgilerini koyma zorunluluğu
2- Ortakların şirketten borçlanmasına getirilen yasaklama
3- Şirketten borçlanma konusunda şirket müdürleri ile ilgili düzenleme
4- Denetim kapsamında ölçek ayrımı yapılmaması 
5- Denetçilerin, denetledikleri şirketlere karşı sorumlulukları
6- Denetim kuralları ve denetçilerin yetkileri
7- Yasanın birçok durumda hapis cezası öngörmesi
8- İşletme belgelerinde öngörülen değişiklikler 
9- İşletme belgelerinin saklama yükümlülüğü ile ilgili düzenleme
10- Şirket kuruluş prosedürü ve masrafları
11- Şirket ortaklarının yönetimdeki oy hakkı düzeni.

15 Şubat 2012 Çarşamba

Parça başı ücrette fazla mesai ücretinin tespiti

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 12932 E. 2007/ 13055 K. ve 25.04.2007 tarihinde verdiği kararda üç değişik ve önemli unsur hakkında değerlendirmede bulunup, karar vermiştir. Bu üç unsur, parça başı ücrette fazla mesai ücreti tespiti, hizmet süresinin tartışmalı olması halinde takip edilecek yol ve ücretin tartışmalı olması halinde takip edilecek yoldur. Bu kararın bizim için önemli olan tarafı parça başı çalışma yapan işyerlerinde fazla mesai yapıldığının tespiti açısındandır. Kanunumuzda parça başı ücret tanımlanmış, ancak fazla mesai oluşturabilecek çalışmanın bulunması halinde fazla mesai karşılığı alınacak ücretin nasıl hesaplanacağı belirtilmemiştir.

SGK sorgulamaları (hizmet dökümü, müstehaklık sorgulama) artık şifresiz


Uzun bir süredir e-devlet şifresi olmadan yapılamayan SGK sorgulamaları artık şifresiz olarak yapılabiliyor. 15 Aralık 2011 tarihi itibariyle açılan sorgulama sayfasında ayrıntılı nüfus bilgileri girilerek sorgulama yapmak mümkün. Eğer bu sayfalarda bilgilerinizin çıkmasını istemiyorsanız SGK'ya başvurmanız gerekiyor.

SGK sorgulama sayfasına ulaşmak için buraya tıklayın.

13 Şubat 2012 Pazartesi

Yeni Ticaret Kanunu'nun vergisel etkileri

Yeni Ticaret Kanunu'nu ile birlikte iş dünyasının gündemini, getirilen yeni düzenlemeler yoğun bir şekilde meşgul etmeye başladı.

Getirilen düzenlemeler ticaret hayatını baştan sona değiştireceği gibi vergi ve muhasebe uygulamaları açısından da önemli değişiklikler ihtiva ediyor. Bu değişikliklerden önemli gördüklerimizi bu yazımızda aktarmaya çalışalım.

1- Muhasebe standartları: Yeni Ticaret Kanunu ile birlikte tüm gerçek ve tüzel kişi tacirler uluslar arası muhasebe standartları ile uyumlu olarak hazırlanan ve sürekli olarak gözden geçirilip güncellenen Türkiye muhasebe standartlarını uygulamaya başlayacaklar. Bu uygulama 1.1.2013 tarihinde başlayacağı için 31.12.2012 tarihli mali tabloların bu standartlara uygun olarak hazırlanması gerekiyor. Küçük ve orta boy işletmeler, yani KOBİ'ler ise nispeten daha az düzeyde teknik bilgi ve uygulama becerisi gerektiren KOBİ standartlarını uygulayacak.

12 Şubat 2012 Pazar

Dul-yetim aylığı alanlar prim ödemez.

* Annemden dolayı yetim aylığı alıyorum. Hiçbir yerde çalışmıyorum. Yetim aylığı almam sebebiyle Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda mıyım? Z.A/İstanbul

5510 sayılı Kanun'a göre dul ve yetim aylığı alanlar genel sağlık sigortalısı sayılıyor. Bu sebeple yetim aylığı alan çocuklar genel sağlık sigortası primi ödemeyecek. Gelir testi yaptırmanız gerekmiyor.

11 Şubat 2012 Cumartesi

Ticari Defterler

Halen yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 66’ncı maddesi uyarınca “Her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek maksadıyla işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri ve bilhassa, diğer kanunların hükümleri mahfuz kalmak üzere, aşağıdaki defterleri Türkçe olarak tutmaya mecburdur.

* Tacir hükmi şahıs (tüzel kişi) ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri

* Hususi (özel) hukuk hükümlerine göre idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediyeler gibi amme (kamu) hükmi şahısları tarafından kurulan ve hükmi şahsiyeti bulunmayan ticari işletmeler ile dernekler tarafından kurulan ticari işletmeler ve bunlara benzeyen ve hükmi şahsiyeti olmayan diğer ticari teşekküller (kuruluşlar) karar defteri hariç yukarıda yazılı defterleri

* Tacir hakiki şahıs (gerçek kişi) ise karar defteri hariç olmak üzere yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri veya işletmesinin mahiyet ve önemine göre sadece işletme defteri tutmak ve aynı kanunun 69’uncu maddesi uyarınca bu defterleri kullanmaya başlamadan önce ticari işletmenin bulunduğu yerin ticaret sicili memurluğuna veya notere ibraz etmek zorundadır. Bu defterler Vergi Usul Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerinde yer alan bilgileri içerecek şekilde tasdik ve imza olunur.

9 Şubat 2012 Perşembe

İŞKUR'dan şaka gibi liste

İŞKUR resmi internet sitesinde yer alan ve iş arayanlar için önerilen meslekler listesi siteye girenleri şaşırtıyor.

Kalifiye eleman yetiştirmek amacıyla açılan kurslara yönelik oluşturulan listesinde cumhurbaşkanı ve tefeciliğin meslek gibi yer alması dikkat çekiyor.

Yahya Arıkan'dan çek yasası değerlendirmesi

27 yıldır süregelen, karşılıksız çek düzenleyenlere hapis cezası verilmesi uygulaması, Meclis Genel Kurulu’nda, 31 Ocak tarihinde kabul edilen 6273 sayılı “Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kaldırıldı. Bu kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanması ile artık hapis cezası uygulanamayacak ve hapiste bulunan yaklaşık 1500 kişi özgürlüğüne kavuşacak.

5941 sayılı Çek Kanunu’nda, karşılıksız çek düzenleyen kişi hakkında, çek hamilinin şikâyeti üzerine bin beşyüz güne kadar adli para cezası verileceği belirtiliyordu. Ayrıca, verilecek adli para cezasının, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağı hüküm altına alınmıştı. Bu adli yaptırımın yanı sıra, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilmekteydi.

Emsal ücret araştırması

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/ 10241 E. 2008/ 6580 K. ve 27.03.2008 tarihli kararında; iş mahkemelerinde açılan işçilik alacaklarına dair davalarda gerçek ücretin belirlenmesi için nasıl bir prosedürün takip edilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.

Bu tür davalarda sıkça görülebildiği üzere davacı taraf olan işçinin iddia ettiği ücret ile davalı taraf olan işverenin mahkemeye sunduğu bordrolardaki ücret uyuşmamaktadır. Tarafların dinlettiği tanıklarının da davacı işçinin aldığı ücrete dair çok farklı rakamları beyan ettikleri uygulamada sıkça görülmektedir. Tarafların birbirinden çok farklı beyanları karşısında mahkemenin hangi beyanı dikkate alarak hesaplama yapacağı hususu dosya açısından en önemli unsurlardan birisidir.

Gelir tespitinde aile ve hane halkı ne anlama geliyor?

1 Ocak 2012 tarihinden önce herhangi bir şekilde sosyal güvenlik kapsamında olmayanlar, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren zorunlu genel sağlık sigortalısı oldular ve tescilleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından re'sen yapıldı. Bu kişilerin genel sağlık sigortası primlerinin devlet tarafından mı yoksa kendileri tarafından mı ödeneceği, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına yaptıkları başvuru üzerine yapılacak gelir testi sonucunda ortaya çıkacak.

Gelir tespitinde, aile içindeki gelirin kişi başına düşen tutarı esas alınıyor. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birine kadar olanların genel sağlık sigortası primlerini devlet ödeyecek.

Kişi başına düşen gelir tutarı;

- Asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında olanlar, asgari ücretin üçte biri üzerinden,
- Asgari ücretle asgari ücretin iki katı arasında olanlar, asgari ücret tutarı üzerinden,
- Asgari ücretin iki katından fazla olanlar ise asgari ücretin iki katı üzerinden,

Yüzde 12 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyecekler.


8 Şubat 2012 Çarşamba

Fazla çalışma için işçinin her yıl başında onayı alınmalıdır.

SORU: Ben bir plastik fabrikasında iki yıldır çalışmaktayım. Çalışma saatlerimiz sabah sekiz akşam beş. Her gün üç saat zorunlu mesai yapıyoruz. Her ay mesai saatleri içerisinde iş yok diyerek sırayla 5-6 kişilik gruplar halinde ücretsiz olarak 3-4 gün süreyle eve gönderiyorlar. Bu günleri ise gelmemiş kabul ederek fazla mesai parasından kesiyorlar. İş Yasası’na göre böyle bir uygulama var mı? Eğer yoksa ne yapmamız gerekiyor?


Kar tatiline "telafi çalışması"

Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma, telafi çalışması olarak adlandırılmaktadır. Birçok işyerindeki bir kaç güne varan zorunlu kar tatili de beraberinde telafi çalışmayı getirdi.

Yani telafi çalışması, işçinin ücretini aldığı ancak çeşitli sebeplerden dolayı çalışmadığı bir süreyi sonradan çalışarak yerine getirmesidir. Telafi çalışması yapılmak istenen zaman tatil günlerine rastlamamalıdır.

7 Şubat 2012 Salı

GSS uygulamasında kız çocukların durumu

Zorunlu genel sağlık sigortasının 1 Ocak'ta yürürlüğe girmesiyle en çok kafa karıştıran konulardan biri ana veya babaları üzerinden sağlık yardımı alan kız çocuklarının durumu oldu.

Özellikle, henüz 18 yaşını doldurmamış kız çocuklarının 18 yaşını doldurduklarında, eğitimi devam etmekte olan 25 yaşını doldurmamış kız çocuklarının ise eğitimleri sona erdiğinde ana veya babaları üzerinden sağlık yardımı alıp alamayacakları soruların odağını oluşturuyor.

Kafa karışıklığının nedeni ise 1 Ekim 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda kız erkek ayrımı olmaksızın 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde ise 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukların bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmeti alabileceklerine ilişkin düzenleme.

Örneğin bir okurumuz şöyle soruyor; 'Ben ve eşim emekliyiz ve 20 Mayıs 2012'de 18 yaşına girecek bir kızımız var. Kızım bugüne kadar benim üzerimden sağlık hizmetlerinden yararlanıyordu fakat şimdi bu yeni kanunla kafamız çok karıştı! Kızım üniversitede okuyor. Şimdi bu bilgiler ışığında kızım yine sağlık hizmetlerinden yararlanacak mı yoksa yeni kanuna göre yapmam gereken şeyler var mı?'...

6 Şubat 2012 Pazartesi

Kesinti suretiyle alınan vergilerin mahsup ve iadesi

Gelir Vergisi Yasası’nın 121 ve Kurumlar Vergisi Yasası’nın 34’üncü maddeleri uyarınca beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan gelir veya kurumlar vergisi yasalarına göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmesi mümkündür.

Ancak bu bağlamda mahsubu yapılacak verginin hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde aradaki fark vergi dairesi tarafından mükellefe tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde başvurusu halinde mükellefin kendisine red ve iade olunmaktadır.

Çeyiz parası

SORU – 1: Çeyiz parası almak için nereye ve hangi belgelerle müracaat etmek gerekir ve çeyiz parası elden mi bankadan mı alınır?

CEVAP – 1: Çeyiz parasını alacak kız çocukları eğer 4/a (hizmet akdi ile çalışanların sigortalılığı) ve 4/b (kendi nam ve hesabına çalışanların sigortalılığı) sigortalılığı kapsamında iseler ya da 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa memurluğa başlayanların kız çocukları iseler, bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine veya Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüklerine başvuru yapmaları gerekir.

Evlenme ödeneği için resmi evlilik bağı kurulduktan sonra ödeneği alacak kişi (vekili de olabilir) dilekçe ile:

a) 4/a(SSK’lılar) ve 4/b(Bağ-Kurlular) kapsamındakiler , SSK ve BAĞ-KUR (4/a-4/b) Evlilik İkramiyesi Başvuru Dilekçesi,

b) 4/c (Devlet Memurları) kapsmında olanlar Devlet Memurları Evlilik İkramiyesi Başvuru Dilekçesi İlgili illerdeki SGK il müdürlüklerine veya SGK merkez Müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir.

Çeyiz parası almak için yukarıda belirttiğimiz yerlere bir dilekçe ile birlikte müracaat edilmesi gerekir. Dilekçe ekinde evlenme tarihi nüfus kütüğüne işlenmemişse evlenme cüzdanının bir örneğinin de SGK’ya verilmesi gerekir. Nüfus kütüğüne işlenen evlilik işlemleri için ise, evlenme cüzdanının verilmesine gerek yoktur. Çeyiz parasının elden alınması imkanı yoktur. Müracaat eden kişilerin ya kendileri tarafından açtırılan banka hesap numaralarına ya da SGK tarafından ikametlerine en yakın yerde açılacak banka hesap numaralarına yatırılmaktadır.

Kredi kartıyla yapılan tahsilat nasıl beyan edilir?


Anayasa kuralı gereği ülkede vergi koyup kaldırmak sadece kanunla mümkündür.

Bunun dışındaki hukukî işlemlerle mükelleflere yeni vergi salmak veya bazı mükellefleri vergiden muaf tutmak mümkün değildir. Ancak tabii olarak kanunlarda tüm sosyal, ekonomik ve örfi durumlar dikkate alınamıyor. Çoğu zaman kanun bir vergiyle ilgili ana çatıyı kurar ve ayrıntısının düzenlenmesini (oran, istisna tutarları, beyan sınırları vs.) ilgili bakanlığa veya Bakanlar Kurulu'na bırakır. Bakanlıklar da bu kanunlara ilişkin uygulamanın nasıl olması gerektiğini ve kanun hükmünden ne anlaşılması gerektiğini alt hukukî işlemlerle ortaya koyar. Yönetmelik, tebliğ, sirküler ve hatta özelgeler bu tür idarî işlemlerdir.

330 bin pazarcının sadece 48 bini vergi ödüyor.

Türkiye Sebzeciler, Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu (TÜSPAF) Genel Başkanı Mehmet Çakman, Türkiye'de 330 bin pazar esnafından sadece 48 bininin vergi mükellefi olduğunu söyledi.

Çakman, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile ilgili Çanakkale'nin Biga ilçesinde, Biga Belediye Kültür Sarayı'nda düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı.

2 Şubat 2012 Perşembe

Mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınan arsa, taşıt vb varlıklar Ba ve Bs formuna dahil edilecek mi?

Uygulamada vergi mükellefiyeti olmayan şahıslardan arsa, taşıt vb varlıkların alımlarının Ba formuna dahil edilip edilmeyeceği ile bu şahıslara yapılacak arsa, taşıt vb varlıkların satışlarından dolayı alıcının Ba formu düzenlemesinin mümkün olmaması nedeniyle söz konusu satışların Bs formuna dahil edilip edilmeyeceği konusunda duraksamalar olmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanunun 231’inci maddesinin 5 numaralı bendinde de; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232’nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancıbasit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançlarıbasit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.

1 Şubat 2012 Çarşamba

İşveren işçiden senet alabilir mi?

İş Kanunu'nda satış üzerine şirket alacaklarını tahsil etmek, petrol istasyonunda pompadan satış yapma sırasında tahsilât yapmak, kasiyer vb görevlerde bulunmak gibi malî yükümlülük içeren görevlere alınan işçilerden işe alım sırasında ya da benzer görevlerle görevlendirme sırasında teminat niteliğinde senet alınabilmesi hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak piyasada bazı işverenlerin işyerinde çalışması amacıyla işe aldığı ya da görevlendirdiği işçisinden teminat amacıyla senet aldığı ve uğrayabileceği zararlara karşı kendilerini güvenceye almayı amaçladığı bilinmektedir. Böyle bir ihtiyaç bulunduğu savunulabilecek işler, piyasada elbette var. Fakat daha önceden, ihtiyacı yeterince karşılama gücü içermese de, zarar karşılığı kesinti düzenlemesi, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nda mevcuttu. 4857 sayılı İş Kanunu'nda ise bu konuda düzenleme yapılmayarak, çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü, genel hükümlere bırakılmıştır. 

İş sözleşmesine konulmuş olan bir hükme istinaden işçiden işe girerken oluşabilecek zararlara karşı teminat niteliğinde senet alınabilir mi? 

Eksik Gün Bildirim Zorunluluğu Kaldırıldı mı?

Sosyal güvenlik sistemimizin esasında, çalışanların tam gün üzerinden bildirilmesi vardır. Yani bir aylık çalışma neticesinden, çalışılan ayın kaç çektiği (28, 29, 30, 31) üzerinde durulmaksızın 30 gün üzerinden bildirim yapılır.

I- GİRİŞ

Şayet sigortalının 30 günün altında bildirimi söz konusu ise eksik kalan günlerin sebeplerinin belgelerle ispat edilmesi gerekir ve bu ispat yükü de işverene aittir.

Bu makalemizde, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik(1) ile getirilen düzenleme ile kimler için eksik gün bildirimi zorunluluğunun kaldırıldığı açıklanacaktır.

Sigortalı işe giriş bildirgesi verilmesi

Tek bildirime yönelik 5838 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonucunda işçi giriş ve çıkışları ile işyeri bildirimleri sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılıyor.

Sigortalı İşe Giriş ve İşten Çıkış Bildirgesi işlemleri, http://app.sgk.gov.tr/SigortaliTescil/amp/loginldap linkinden yapılabiliyor.

01.08.2009 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile işverenin, işe aldığı işçiler için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na takip eden ayın 15'ine kadar verdiği "İşçi Bildirim Listesi" ile iş sözleşmesi sona eren işçiler için düzenlenen "İşçi Çıkış Bildirim Listesi,

İşyeri bildirimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili bölge müdürlüklerine bir ay içinde yapılması gereken, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü İşyeri Bildirgesi",

İşverenler tarafından 15 gün içinde düzenlenerek İŞKUR'a verilmesi gereken "İşten Ayrılma Bildirgesi" uygulamadan kaldırılmıştır.

Ancak, İŞKUR aylık iş gücü çizelgesi uygulaması devam etmektedir.

Kullanılmamış (Boş) Faturaların Kaybedilmesi Halinde Ne Yapılması Gerekir?

Mevcut Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nun mükelleflere yüklediği önemli yükümlülüklerden biri de, işletmelerinin mali durumunu, üçüncü kişilerle ticari ilişkilerini ve vergi ile ilgili hesaplarını tespit etmek amacıyla ilgili kanunlarda belirtilen defterleri tutmak ve bu defterler ile defterlerdeki kayıtları tesvik eden belgeleri saklamaktır.

Mükellefler tutulan defterleri ve düzenlenen belgeleri, takip eden takvim yılından başlayarak VUK’a göre beş yıl ,TTK’ya göre ise on yıl süre ile muhafaza etmek zorundadırlar. Yürürlükteki TTK’ ya göre “bu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.”

Ölüm aylığı hakediş şartları


Sosyal Güvenlik Mevzuatımıza göre, ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarını şöyle dile getirmemiz mümkün. Ölüm sigortasından sağlanan haklar, 


a) Ölüm aylığı bağlanması, 
b) Ölüm toptan ödemesi yapılması, 
c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi, 
d) Cenaze ödeneği verilmesinden oluşmaktadır. Bu yazımda değişik 5510 sayılı Yasadan hareketle ölüm aylığının hak edilmesinin şartlarını ele alacağım.

Özel İletişim Vergisinin gider niteliği

5228 sayılı kanunun 38’inci maddesi ile 13.07.1956 tarih ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun Özel İletişim Vergisi başlıklı 39’uncu maddesi yeniden düzenlenmiştir.

 Anılan 39’uncu maddenin birinci fıkrasında; Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin Kanun maddesinde belirtilen hizmetlerinin özel iletişim vergisine tabi olduğu, bu kişilerin özel iletişim vergisinin mükellefi olduğu, verginin matrahının katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül edeceği ve katma değer vergisi matrahına dahil edilmeyeceği ve düzenlenecek faturalarda özel iletişim vergisinin ayrıca gösterileceği hükme bağlanmıştır.

Çalışanlara ödenen bahşişlerin vergilendirilmesi

Müşteriler tarafından, servis bedeli olarak fatura bedellerine yazılmak veya bahşiş kutusuna bırakılmak suretiyle ödenen bahşişler işverenden alınan ücretin bir parçası olarak değerlendirileceğinden, firma tarafından bu şekilde toplanan bahşişlerin personele dağıtılması aşamasında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.04.2008 Tarihli özelgesi aşağıdaki gibidir.

…Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …. vergi numarasında kayıtlı mükellefi ….Turizm. Tic. A.Ş. tarafından Müdüriyetimize verilen ….01.2008 tarihli dilekçe incelenmiş olup, Müdüriyetimizi ilgilendiren hususlar aşağıda açıklanmıştır.

Yeni Ticaret Kanunu'na göre denetim nasıl olacak?

Ocak 1957 tarihinde yürürlüğe giren ve yaklaşık yarım asır başarı ile uygulanan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu günün ihtiyaçları doğrultusunda yenilendi.

15 yıl süren titiz bir çalışmanın ürünü olan 6102 Sayılı Yeni Ticaret Kanunu büyük bir uzlaşı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 13 Ocak 2011 tarihli oturumunda kabul edilerek 14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.

6102 Sayılı yeni Ticaret Kanunu birçok anlamda sermaye şirketlerine yeni hak ve yükümlülükler getirmekte. Şüphesiz yeni kanun ile sermaye şirketleri için değişen şeylerden biri de denetim olgusu. Yeni Ticaret Kanunu'na göre yapılacak denetim şu anda uygulanmakta olan yeminli mali müşavirlik tam tasdik vergi denetimi ile Sermaye Piyasası Kanunu'na göre yapılan bağımsız dış denetimden farklı.


Emekli olmadan kıdem tazminatı alabilir miyim?

SORU: 09.12.1970 doğumlu bayanım. 06.03.1989 tarihli Sigorta girişim var. Ne zaman emekli olabilirim? Emekli olmadan tazminatımı alabilir miyim?

CEVAP: 06.03.1989 tarihli Sigorta girişiniz ve toplam 5.881 gününüz var. Buna göre; 20 yıl, 45 yaş ve 5.300 günle emekli olabilirsiniz. 20 yılınız ve gününüz dolmuş. 45 yaşınızın dolduğu 06.03.2015 tarihinde emeklilik müracaatı yapabilirsiniz.

2022 aylığı alanların GSS'si

Yaklaşık 1 milyon 350 bin vatandaş, 2022 Sayılı Kanun kapsamında aylık alıyor. Bunlar 65 yaşını doldurmuş sosyal güvencesiz vatandaşlar ile özürlü, ağır özürlü ve özürlü yakınlarından oluşuyor. 1 Ocak 2012 itibariyle gelir testi ve zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) sürecinin başlamasıyla birlikte bu vatandaşlarımızdan da sıkça soru alıyoruz. En sık sorulan soru ise "Ben de gelir testine başvuracak mıyım?" Hemen belirtelim ki bu kişiler zaten SGK tarafından GSS'li olarak tescil edildiler. Bu kanun kapsamında aylık almaya devam ettikçe de devlet bütçesinden sağlık yardımı almaya devam edecekler. Ne zaman aylıkları kesilirse, o zaman bir ay içinde sosyal yardımlaşma vakıflarına gelir testine başvuracaklar. Dolayısıyla şu an için 1 milyon 350 bin vatandaşımızın yapacağı herhangi bir işlem bulunmuyor.

Ortağa ödenen ücretler gider yazılabilir mi?

Uygulamada bazı şirketlerde şirket ortaklarından bazıları şirkette aktif olarak görev almakta ve bu ortaklara ücret ödemesi yapılmakta olup bu ücretlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı konusunda zaman zaman duraksamalar olmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’nci maddesinde “ Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…..” hükmü yer almıştır.

Aynı maddenin 4’ncü bendinde de, “ Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleri ile tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler”in ücret sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Mali kar ile ticari kar arasındaki fark nedir?

Mali kâr ve ticari kâr birbirinden farklı kavramlardır. Bu iki kârın birbirinden farklı olmasının temel nedeni farklı esaslar dikkate alınarak hesaplanmalarıdır. Mali kâr vergi kanunlarında yer alan düzenlemeler sonucunda tespit edilen kârdır ve genelde verginin matrahını da teşkil eder.

Zayi olan mallarda KDV indirimi (Vergide yaygın ihtilaf konuları)

Yasal düzenleme ve gerekçesi nedir?

KDV Kanunu, bazı tabii afetlerden kaynaklananlar hariç, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirimini yasaklamaktadır.
Bu düzenleme esas olarak iki gerekçeyle yapılmıştır.

Birincisi KDV işleyiş mekanizması ve teorisinden kaynaklanmaktadır. KDV indirimi, malın satışı sırasında mala eklenen değerin vergileneceği düşüncesine dayanmaktadır. Zayi olan mallar için artık yaratılan katma değer olamayacağından, indirime izin verilmemektedir.
İkinci gerekçe, konunun kötüye kullanıma açık olmasıdır.
Sorun nedir?