2 Temmuz 2012 Pazartesi

Mesleklerde taban ücret 2013’te başlıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu, çalışanının maaşını düşük beyan eden şirketler için çalışma başlatmaya hazırlanıyor. İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürü Ramazan Yıldız, “Kamuda bir öğretmen 2 bin lira alıyorsa, özelde 1.000 liradan bildirilemeyecek. Sistem buna izin vermeyecek” dedi.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), maaşlardaki gerçek dışı beyanları önlemek için meslek gruplarının reel ücret cetvelini ve taban ücret düzeyini tespit edecek. Bu meslek gruplarıyla ilgili SGK’nın öngördüğü ücretten düşük ücret bildirimi yapan şirket hakkında inceleme başlatılacak. Böylece bir mühendis ya da gazetecinin ortalama gelir aralığı belirlenecek. Bunun altında maaş gösterilen işyerleri için çalışma başlatılacak.

İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürü Ramazan Yıldız, İstanbul Ticaret Gazetesi’ne uygulamayı anlattı. Yıldız, meslekler bazında taban ücret konusunda bilgisayar yazılımlarının ekim ayı sonuna kadar tamamlanacağını, 2013’ün başında ise uygulamaya başlanmasının hedeflendiğini söyledi. Yıldız, uygulamanın amacının, çalışma hayatında aldıkları ücretler eşit olmamasına rağmen sigortalıların SGK’ya asgari ücret üzerinden bildirilmesi sonucu oluşan prim kaybının önüne geçmek olduğunu belirtti.


İŞE GİRERKEN ‘KOT DEĞER’ SEÇİLECEK

Sigortalıların gerçek kazançları üzerinden bildirimlerinin yapılmasının kayıt dışı istihdamla mücadelenin önemli bir ayağı olduğunu belirten Yıldız, uygulamayı şöyle anlattı: “İşe girerken ‘kot değer’ seçilecek. Örneğin özel bir okulda görev yapan bir öğretmen, kamuda çalışan öğretmenden aşağı maaş alamayacak. Kamuda bir öğretmen 2 bin lira alıyorsa, özelde 1.000 liradan bildirilemeyecek. Sistem buna izin vermeyecek. Kayıt dışı istihdam denildiğinde hep sigortasız işçi çalıştırmak olarak algılanıyor. Halbuki kayıt dışının bir boyutu da, kişinin aldığı ücretten daha düşük bir ücret alıyormuş gibi gösterilmesidir.”

GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDEMESİ

Çalışan hasta olduğu zaman sağlık raporu aldığında SGK’nın geçici iş göremezlik ödemesinde bulunduğunu hatırlatan Ramazan Yıldız, bu bildirimin SGK’ya bildirilen ücret üzerinden gerçekleştirildiğini kaydetti. Yıldız, “Kişi bin 500 lira brüt ücret alırken asgari ücret üzerinden bildirilirse, yani 886 lira denirse, biz de ödemeyi yaparken ayakta tedavilerde 3’te 2’sine göre ödüyoruz. Bu da 590 lira gibi bir para yapıyor. Ama gerçekte alınması gereken para 1.000 lira. İşte bu durum kayıt dışının, işçinin aleyhine olan bir başka boyutunu da ortaya koyuyor. Bunu engellemek için SGK kot sistemine geçmeyi planlıyor. Burada kişilerin statüleri, görevleri de göz önünde bulundurulacak. Örneğin, bir otelde çalışan barmenle aşçı ya da kat görevlisi aynı şey olmaz. Bunları engellemek için SGK, kurum gelirlerini artırıp, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi kurmak için önlemlerini alacak. Tabii bu elektronik altyapı gerektiren bir çalışma. 2012 Ekim ayının sonuna doğru yazılım çalışmalarının tamamlanması planlanıyor. 2013’ün başı gibi uygulamaya geçileceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

 * * *

İSTANBUL TİCARET GAZETESİ SORDU, SGK İL MÜDÜRÜ RAMAZAN YILDIZ YANITLADI 

İŞVEREN İŞE ALACAĞI İŞÇİDEN HANGİ BELGELERİ İSTEYECEK?

İşveren, işçi almadan önce neler yapmalı? Sağlık raporu, sabıka kaydı gibi hangi belgeleri işçiden önceden istemeli?

Sigortalıların işe giriş bildirgelerinin Kurumumuza elektronik ortamda verilmesi zorunludur. Kişi için işe başlamadan önce alınacak kimlik fotokopisi, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi tarih taşıyan resmi belgeler sigortalıların işe giriş tarihi konusunda işverenler için ispatlayıcı nitelikte belgelerdir. Bunun yanında; işverenler, 5510/4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 5510/7’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Mevzuat açısından bazı istisnai uygulamalar olmakla birlikte genel düzenleme budur.

İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ EN GEÇ NE ZAMAN VERİLMELİ?

İşçi ile sözleşme yapıldıktan sonra en son ne zaman SGK’ya bildirim yapılmalı? Yapılmazsa hangi cezası var?

İşe giriş bildirgelerinin sigortalı işe başlamadan bir gün önce e-bildirge şifresi verilme zorunluluğu var. Süresinde verilmeyen işe giriş bildirgeleri için; işveren tarafından, bildirgenin verilmesi gereken tarihten itibaren 1 ay içinde, geç verildiği durumda (idari para cezasına itiraz edilmemesi ve tebliğden itibaren 15 gün içinde peşin ödenmesi şartıyla) uygulanacak idari para cezası her bir sigortalı için asgari ücretin dörtte birinin, dörtte üçü kadardır. Bir başka ifadeyle, bildirge işveren tarafından geç de olsa 1 ay içinde verildiği için, cezanın dörtte biri uygulanıyor ve itirazsız ödendiği için de ayrıca yüzde 25 indirim yapılıyor. İşe giriş bildirgesi verilmediği denetim ya da resmi belgelerde anlaşılırsa, idari para cezası sigortalı başına asgari ücretin 2 katı kadar oluyor ve sadece peşin ödeme indirimi olan yüzde 25 indirim yapılıyor. Sigortasız işçi çalıştırıldığı bir yıl içinde denetim elemanlarınca veya resmi belgelerden ikinci kez tespit yapıldığı durumda idari para cezası asgari ücretin 5 katı olarak uygulanıyor.

SAĞLIK KARNESİ AKTİVASYONU

İşçilerin sağlık karnesi aktivasyonları, bizzat müdürlüklere gelmek yerine sistem üzerinden yapılamaz mı? 

Kurumumuzca uygulanmaya başlanılan Sağlık Provizyon Aktivasyon Sistemi (SPAS) sayesinde sigortalılar ile bakmakla yükümlüğü olduğu çalışmayan eşi ve 18 yaş altı çocuklarının aktivasyon işlemleri, otomatik olarak, başvuruya gerek kalmadan yapılabiliyor. Ancak sigortalının 18 yaş üstü üniversite okuyan çocuğu ve bakmakla yükümlü olduğu anne ve babası için başvuruya istinaden aktivasyon işlemleri yapılabiliyor.

HİSSE DEVRİNDE 15 GÜNLÜK BİLDİRİM SÜRESİ

Hisse devri yoluyla ortaklıktan çıkış ve girişleri SGK’ya kim bildirmeli? Hisse devrinde şirketin 10 günlük bildirim süresi ortaklar kurulu tarihi itibarıyla mı, yoksa ortaklar kurulu kararının tescil edildiği tarihten itibaren mi başlıyor?

Bu sorunun cevabı hisse devrinde izlenen yol, devrolunan hisselerin ait olduğu şirketin anonim, limited ya da komandit olması gibi farklı durumlara göre değişiklik gösterebilmektedir. 5510 sayılı kanunun 4’üncü maddesi birinci fıkrası (b) bendine göre; limited şirket ortakları ile anonim şirketin yönetim kuruluna seçilen ortakları (ortak+yönetim kurulu üyesi, başkanı) bir başka işyerinde çalışmıyor iseler zorunlu olarak 4/b kapsamında sigortalı olurlar. Kanuna göre; ilk defa kurulan limited şirketleri ile ilk defa kurulmakla birlikte anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri belirlenmiş ise ortağın işe giriş bildirimleri ticaret sicil müdürlükleri tarafından yapılır. Ticaret sicil müdürlükleri bu bildirimleri Ticaret Sicil Gazetesi’nin yayımından itibaren 15 gün içinde yerine getirirler. 5510 sayılı kanuna göre limited şirketin ortaklarının hissesini bir başkasına devretmesi, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin de değişmesi halinde hisseyi devreden/yönetim kurulundan ayrılan kişilerin 4/b kapsamında sigortalılıkları sona ereceğinden; limited şirketlerde ortaklar kurulu kararının alındığı tarihten, anonim şirketlerde yönetim kurulu değişikliği halinde yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği tarihten itibaren 10 gün içinde işten ayrılış bildirgelerinin verilmesi gerekmektedir. İşten ayrılış bildirgeleri 10 gün içinde tescili sonlandıran ticaret sicil müdürlüğü ve şirketler tarafından verilir. Aksi halde her kişi için sicil müdürlüğüne ve ilgili şirkete 1/10 asgari ücret tutarında ceza uygulanır.

İşçisinin primlerini düzenli ödeyen işverene bu primler için 5 puanlık indirim sağlanıyor. Ancak, işveren kendi primlerini düzenli olarak ödediğinde bu indirimden yararlanamıyor. Bu adaletsizlik değil mi?

Düzenli prim ödeyen 4/a sigortalılarının işverenlerine yönelik indirim 5510/81. madde/ı fıkrasına istinaden yapıldığından 4/b sigortalıları için indirim yapılması, ancak kanuni düzenleme ile olacak. 4/b sigortalısı (eski Bağkur sigortalısı) primlerini düzensiz öderse zaten sağlıktan yararlanamıyor. Dolayısıyla düzenli ödediği dönemlerde sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor. Bu bir imkandır. İkinci defa ödüllendirmeye gerek var mı? Değerlendirilebilir bir teklif. Ama buna karar verecek olan Meclis. Şu anda öyle bir çalışma yok.

SOSYAL GÜVENLİK DESTEKLEME PRİMİ

Sosyal Güvenlik Destekleme Primi (SGDP) konusu özellikle 4/b kapsamında kimler bu statüye tabi? SGDP ne zaman başladı, şimdiye kadar hiç ödemeyenlere neler yapmalı? SSK’dan emekli olup Bağkur’a tabi işte çalışanların durumu nasıl olacak? Bu primleri ödemeyenlerden tahsilatı kurum nasıl yapıyor? Emekli olduktan sonra çalışmaya başlayan sigortalılar da diğer sigortalılar gibi Kurumumuza bildirilmek zorunda. Emekli bir kişi 4/a’ya tabi çalışırsa işveren tarafında SGDP kapsamında işe girişi verilir ve SGDP belge türüyle aylık bildirimi yapılır. Primleri işveren tarafından ödenir. Emekli birinin 4/b’ye (Bağkur) tabi çalışması halinde tescil işlemi yapılır ve emekli maaşından SGDP kesintisi yapılır. Süresinde tescilini yaptırmayan sigortalılardan geçmişe dönük SGDP primleri de tahsil edilir. Sosyal Güvenlik Destek Primi şöyle işliyor: İş hayatında emeklilerle aktif çalışanlar arasındaki bozulan dengeyi düzenlemeye yönelik olarak yapılan bir çalışma. Daha önceki düzenlemelerde erkekler 43, bayanlar 38 yaşında emekli oluyordu. Yani çalışma hayatlarının en aktif dönemlerinde emekli oluyorlardı. Gazetelerdeki iş ilanlarını da hatırlarsınız. ‘Genç emekliler aranıyor’ deniyordu. Emekli olanlar diğerlerine tercih ediliyordu. Sosyal Güvenlik Destek Primi, varolan haksızlığı gidererek, emekli ile aktif çalışan arasındaki tercih nedenini ortadan kaldırıyor. Bu 506 sayılı kanunda yani 4/a’da vardı. Fakat 4/b kapsamından emekli olanlar için ilk defa 2000’de bu düzenleme geldi. Daha sonra SSK’dan ve kamudan emekli olanlar içinde Ağustos 2003 ve Ocak 2004 döneminde uygulama başlatıldı. Mevcut duruma göre, hangi kapsamdan hangi kurumdan emekli olursa olsun emekli olan kişi dükkan açtığı zaman veya bir yerde şirket ortağı olduğunda emekli maaşından yüzde 15 oranında kesinti yapılmaktadır. Yani çalışan emekli işçi ile ticari faaliyette bulunan emekli kişiler sosyal güvenlik destekleme primi ödeyecekler. Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması başladı. Bu konuda kamuoyunu hangi noktalarda bilgilendirmek istersiniz? Genel Sağlık Sigortası Türkiye’nin yıllardır hayalini kurduğu bir sistemdi. Parası olandan belli oranda prim alarak, parası olmayanın ise primi devlet tarafından karşılanarak kişilerin sağlık hizmetlerinin tamamından yararlanması amaçlanıyor. Burada hedef herhangi bir yerde çalışmadığı halde prim öeme yükümlüsü olanların, primlerini zamanında ödeyip sağlık hizmetlerinden de zamanında yararlanmalarını; 4/a/b/c’nin dışında kalan, eskiden yeşil kartlı olan şimdi ise G0 denilenlerin aktif çalışma hayatına girdiklerinde primini kendi ödeyerek, kendisinin ve ailesinin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktır. Ayrıca yeşil kartlı vizesi bitenlerin de 1 ay içinde müracaat etmeleri gerekmekte. Genel Sağlık Sigortası uygulamasında 1 Ocak 2012 tarihi önemli bir milat. Uygulamanın ilk ayağı olan gelir testi işlemleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nca yapılıyor. Kurumumuzca gelir testi sonuçlarına göre tescil ve prim tahakkuk işlemleri yapılıyor. Bundan böyle Genel Sağlık Sigortalı bir kişi, 2 aydan fazla borcu olması durumunda sağlık yardımı alamayacak. Zorunlu sigortalı olanlar (4/a, 4/b, 4/c), emekli olanlar, SGK’dan yetim ve dul maaşı alanlar, vize süreleri doluncaya kadar yeşil kart sahipleri bu zorunlu uygulama kapsamında gelir testi yaptırmayacaklar. Özellikle hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar ve vize süresi dolan yeşil kart sahipleri ile ülkemizde 1 yıldan fazla ikamet eden yabancılar 2012 Ocak ayından sonra bu zorunlu uygulama kapsamındadır. Borcu olduğu için eşi ve çocuğuna sağlık yardımı vermeyen 4/b sigortalısının eşi isteği halinde GSS’li olup sağlıktan faydalanabilir.

HASTANELERİN FARK ÜCRETİ İNTERNETTEN ÖĞRENİLEBİLİYOR

Hastanelerin fark ücretleri noktasında, bazı hastanelerin yüksek fark ücreti tahsil ettiği konusunda şikâyetler var. Ne yapılabilir? Özel hastaneler yüzde 90’a kadar ilave ücret alabiliyorlar. Bu yasal bir uygulama. Bunu aşanlar da olabiliyor. Bunlarla ilgili olarak da vatandaşlarımız şikâyet ettikleri takdirde kurum olarak ilgili kuruluşlara ceza uygulayabiliyoruz. Maksimum uygulayabildiğimiz ceza aylık cironun yüzde 20’si. Bizden 1 milyon alıyorsa 500 bin lira maksimum ceza uyguluyoruz. Ama eğer zaman içinde aldığı parayı vatandaşlara iade ederse yüzde 50’si geri ödeniyor. Bu tür mağduriyetlerin yaşanmaması için Kurumumuzca anlaşmalı hastanelerin ne kadar fark ücret alabileceğini gösterir internet sitesi, vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur. Bu siteden alınabilecek maksimum fark ücretleri herkesçe öğrenilebilmektedir. Site adresi: http://kesenek.sgk.gov.tr/OzelSHSBilgi/pages/index.faces Konuyla ilgili duyurulara Kurumumuz internet sayfasından ulaşılabilir. Ayrıca yüksek ücret alındığını düşünen sigortalılarımızın Kurumumuza yapacakları şikayetler değerlendirilmekte ve gerekli yasal işlemler ilgililere uygulanmaktadır.

Hiç yorum yok: