20 Aralık 2011 Salı

Defter tasdik ettirmemenin sonuçları

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda; yasal defterlerin tasdik ettirilmemesi, usulsüzlük olarak kabul edilmektedir.

Kanunun, “Usulsüzlük dereceleri ve cezaları” başlıklı 352’nci maddesinde; tasdikin geç yaptırılması veya hiç yaptırılmaması ayrı ayrı cezalara tabi tutulmaktadır. Bu konuyu şöyle açıklayalım:

Tasdiki zorunlu defterlerin, tasdik süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde tasdik ettirmeyenler; VUK’nun 352’nci maddesinin II. Derece usulsüzlüklerle ilgili 6 no.lu bendine göre cezalandırılmaktadırlar.

Yasada belirtilen sürenin bittiği tarihi izleyen bir aylık süre geçtikten sonraki sürelerde yaptırılan tasdik hiç yapılmamış sayılmaktadır.


Tasdiki zorunlu defterlerin gerek bu şekilde tasdik ettirilmeleri gerek hiç tasdik ettirilmemeleri 352'nci maddenin I. derece usulsüzlüklerle ilgili 8 no.lu bendine göre cezalandırılmaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nun; “Re’sen vergi tarhı” başlıklı 30'uncu maddesinin 3 no.lu bendine göre; defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re'sen takdir sebebi sayılmaktadır.

Usulsüzlük fiilinin re'sen takdiri gerektirmesi halinde ceza iki kat olarak uygulanmaktadır.

Başka bir anlatımla, tasdiki zorunlu defterlerin kanuni süreden sonraki 1 aylık süre geçtikten sonraki sürelerde tasdik ettirilmiş olması hiç tasdik ettirilmemiş sayıldığından, defterlerin gerek bu şekilde tasdik ettirilmeleri gerek hiç tasdik ettirilmemeleri re'sen takdir nedeni olmakta ve birinci derece usulsüzlük cezası iki kat uygulanmaktadır.

Yasal defterlerini yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde tasdik ettirmeyen mükellefler bir kısım yaptırımlarla karşılaşacaklardır.

Konuyu bir örnek ile açıklamak gerekirse: Öteden beri işe devam eden bir mükellef takip eden yıl kullanacağı yevmiye defterini en geç 31 aralık tarihine kadar tasdik ettirmesi gerekmektedir. Bu tarihe kadar tasdik ettirmeyip 31 ocak tarihine kadar tasdik ettirirse kendisine II. derece usulsüzlük cezası kesilecek ve defterleri tasdik edilmiş sayılacaktır. Ancak 31 ocak’tan sonra tasdik ettirmesi durumunda ise hiç tasdik ettirmemiş sayılacak ve hiç tasdik ettirmeyen mükelleflerin tabi olduğu cezai işlemle karşı karşıya kalacaktır. 

Tasdike tabi defterlerini yukarıda belirtilen sürelerde tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları ikinci yaptırım re’sen vergi tarhiyatına muhatap olmalarıdır. Nitekim VUK’un 30/3. maddesinde defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re’sen takdir sebebi olarak sayılmıştır. Ancak hemen belirtmeliyiz ki; yasal süresinden itibaren bir ay içinde tasdik ettirilen defterler tasdik edilmiş sayılırken, bir aydan sonra tasdik ettirilenler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır.

Yasal defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları başka bir husus da; Katma Değer Vergisi indirimlerinin reddedilmesidir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun; “Vergi indirimi” başlıklı 29’uncu maddesinde, indirim şartlarından bahsettikten sonra, 3 no.lu bendinde;

“İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.” hükmü yer almaktadır.

Yine aynı kanunun; “İndirimin belgelendirilmesi” başlıklı 34’üncü maddesinin 1 no.lu bendinde; “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirebilirler.” hükmü yer almaktadır.

Özetle KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için faturada gösterilmesi ve kanuni defterlere kaydedilme şartı bulunmaktadır.

Engin MALAY
BUGÜN

Hiç yorum yok: