18 Nisan 2012 Çarşamba

Döviz borcu olan bir de borç vergisi ödeyecek.

Dolar ya da Euro cinsinden borcu olanlar, borçlarının dışında 17 Mayıs’a kadar bir de “borç vergisi” ödeyecekler. Alacağı olanlar ise “daha az vergi” ödeyecekler!

FIKRA GİBİ

Ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum. Diyorsunuz ki; “Firmanın zaten dolar borcu var. Borcu olan bir firma borcunu nasıl ödeyebileceğini düşünürken; ‘Gel bakalım, dolar borcun olduğu için daha fazla vergi ödeyeceksin’ denilmesi mümkün mü?” Mümkün efendim.. Burası Türkiye!.. Bir de tersi var. Dolar ya da euro cinsinden alacağı olan firmaya da; “Senin döviz cinsinden alacağın var. Onun için daha az vergi ödeyeceksin” denilecek. İster inanın ister inanmayın, yasa böyle diyor!

HANGİ YASA?

Merak edenler için açıklayalım; Vergi Usul Yasası’nın 280. maddesi böyle diyor. Gelin birlikte okuyalım;

“Madde 280-Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. ... Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir” İzleyen maddelerde de değerleme ile ilgili diğer teknik ayrıntılar yer alıyor.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, dolar borcu ve alacağı olan (A) ve (B) şirketleriyle ilgili birer örnek verelim.

DÖVİZ BORCU OLAN (A) Anonim şirketinin 10 milyon dolar senetli borcu vardır. 1 Ocak 2012’de dolar kuru 1.8889 TL 31 Mart 2012’de dolar kuru 1.7729 TL. Bu durumda;

- 1 Ocak’ta TL karşılığı 18 milyon 889 bin TL olan borç,
- 31 Mart’ta TL karşılığı 17 milyon 729 bin TL,
- Aradaki fark ise 1 milyon 160 bin TL oluyor. Böyle olunca (A) şirketi, 10 milyon dolar borcu aynen durduğu halde, 1 milyon 160 bin TL kazanmış kabul ediliyor. Ocak-Mart üç aylık döneminin geçici vergisi olarak 14 Mayıs 2012 tarihine kadar bu kazancını da beyan edip, 17 Mayıs 2012 akşamına kadar yüzde 20 vergisini ödemesi isteniyor. Dolar kuru düştükçe, (A) şirketi “ödemediği borç” için vergi ödemeye devam edecek!

DÖVİZ ALACAĞI OLAN (B) Anonim şirketinin 10 milyon dolar alacağı vardır. Yukarıdaki hesaplamaya göre, alacağı TL cinsinden 1 milyon 160 bin TL azalmış olacak. Bu tutarı “kur farkı” olarak, diğer gelirlerinden indirecek. Sonuçta daha az veya (duruma göre) hiç vergi ödemeyecek. İster inanın ister inanmayın ilgili yasalar ve uygulama böyle!

Şükrü Kızılot, Hürriyet, 18 Nisan 2012

Hiç yorum yok: