5 Nisan 2012 Perşembe

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenlere yeni yükümlülükler getirecek.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı, Bakanlar Kurulu'nda imzalandı. Nisan ayı içerisinde Meclis Alt Komisyonları'nda görüşülerek, Genel Kurul'a inecek. Bu tasarı yasalaştığında çalışma hayatı içerisinde var olan önemli bir boşluğu dolduracak. İnanması zor ama bugüne kadar çalışma hayatımız içerisinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin müstakil bir kanun bulunmuyordu. Kanun tasarısı Meclis'ten geçerse, Türkiye ilk kez bu alanda müstakil bir düzenlemeye kavuşmuş olacak.

Bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliği alanı, çıkarılan yönetmeliklerle düzenleniyordu

AB müzakere sürecinde en eleştirildiğimiz alanlardan birisi iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konular olmuştur. Bu nedenle, müzakere sürecinde AB'nin konuya ilişkin yönetmelikleri alınıp, tercüme edilip, yönetmelik olarak çıkarılmıştı ve bu yönetmelikler yoluyla bu alandaki boşluk doldurulmak istenmişti.


AB mevzuatından aynen kopyalanan yönetmeliklerin ülkemiz şartlarında uygulanabilirliği konusunda önemli şüpheler bulunuyor. Bu konu gündeme geldiğinde, yıllar önce vermiş olduğum bir konferansta, "etki değerleme analizleri" yapılmadan, bu alanda düzenleme yapılmasının yanlış olduğunu da savunmuştum.

Bugün gelinen noktada, müstakil bir kanunun çıkacak olması son derece önemli. Ancak bir o kadar önemli olan da, bu kanunun ardından çıkarılacak olan ikincil mevzuat. Yani çıkacak yönetmelik ve genelgeler. Bugünlerde Çalışma Bakanlığı bürokratları bu yönetmelikler üzerinde çalışıyorlar. Bu çalışmaların, işverenlerin yükümlülükleri noktasında, biraz önce değindiğimiz "etki değerleme analizleri" ile birlikte yürütülmesi son derece anlamlı olur. Çünkü işverenlerin maliyetleri üzerinde ortaya çıkacak önemli artışlar, kanunun pratikte uygulanabilirliğini olumsuz etkiler.

Artık kamu görevlileri dâhil tüm çalışanlar kapsam altında

Çıkarılacak kanundaki en önemli yenilik, artık tüm çalışanların, yani kamu görevlileri dâhil herkesin kapsam altına alınmasıdır. Kapsam çok genişliyor. Bu durum, daha fazla sayıda işverenin bu yükümlülüklerle karşılaşacağı anlamına geliyor.

İşyerlerinde "işyeri sağlık ve güvenlik birimleri" kurulacak

Kanuna göre, işyerleri tehlike derecesine göre üç gruba ayrılacak. İşverenler en tehlikeli işyerlerinde A sınıfı, tehlikeli işyerlerinde B sınıfı ve az tehlikeli işyerlerinde ise C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimlerini görevlendirmekle yükümlü. Bu görevleri yerine getireceklerin çalışma süreleri, çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Eğer bu kişiler, işyerinde tam gün süre ile istihdam edilecek olurlarsa, işveren ayrıca "işyeri sağlık ve güvenlik birimi" kurmak zorunda.

İşverenler işyerlerinde "risk değerlendirmesi" yapmak zorunda kalacak

Kanunun getirdiği önemli yeniliklerden birisi de, işverenlerin "risk değerlendirmesi" yapma zorunluluğunda olmaları. Bu konu daha önce hiç gündeme gelmemiş, yönetmeliklerle de düzenlenmemişti. Yeni getirilen bu düzenlemeyle, işverenler bir anlamda risk bazlı proaktif bir çalışmanın içinde olacaklar. Yani işyerlerinde ortaya çıkması muhtemel riskleri tespit etmeleri ya da dışarıdan hizmet alarak bu değerlendirmeleri yapmaları gerekecek. Elbette bu risk değerlendirmesi çalışmaları için uzman kişi ya da kuruluşlardan destek alınacak. Bu da işverenler için maliyet demek.

İşverenler acil durum planlarını hazırlayacak

İşverenlerin yine bu kanun kapsamında zorunlu olarak yapacakları bir başka şey de, acil durum planlarının hazırlanması. Kanunda yer alan ifadeye göre; işverenler, "işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar".

Görüldüğü gibi, tasarının kanunlaşmasıyla, işverenlerin yükümlülüklerinde artış olacak. Maliyet boyutuyla dikkate aldığımızda, genel olarak iki tip maliyet kalemi ortaya çıkıyor. Bunlardan ilki, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeni istihdam maliyetleri. Diğeri, kullanılacak olan yeni araç - gereç ve ekipmanların işletmeye alınmasından doğacak maliyetler.

Ancak her iki maliyet kalemi de, ortaya çıkacak herhangi bir kazanın sonuçlarının yanında devede kulak kalır. Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, ülkemizde bir işyeri kazasının işverene maliyeti, alınması gerekli önlemler nedeniyle katlanılan maliyetlerin yaklaşık yedi katı. Bu nedenle kanunun işverenlerin önüne çıkardığı bu yükümlülüklerden kaçınmamak gerek.

Küçük ölçekli işletmelerde ortaya çıkacak maliyetleri devlet karşılayacak

Diğer yandan, küçük ölçekli işletmeler bakımından ortaya çıkacak maliyetlerin devlet tarafından karşılanması söz konusu. Bununla ilgili olarak kanun tasarısında konunun yönetmelikle düzenlenebileceği söyleniyor. Nitekim Çalışma Bakanı Faruk Çelik de, daha önce bu hususla ilgili olarak, 1 -10 arası işçi çalıştıran işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'yla ortaya çıkacak maliyet artışlarının bir kısmının devlet tarafından karşılanabileceğinin sinyalini vermişti. Hatta bu maliyetlerin, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigorta kolunda biriken paralardan alınacak yaklaşık 300 milyon TL ile finanse edileceğini açıklamıştı. 

Kanunun işverenlere yüklediği yükümlülükler ile ilgili daha pek çok ayrıntı var. Ancak bunlara çıkarılacak yönetmelikler çerçevesinde bakmak ve tahlil etmek gerek.

Çalışanların katılımı esas

Bu noktada yeni kanunun çalışanlar ile ilgili birkaç hususundan bahsetmekte de fayda var. Halen mevcut olan düzenlemelerde, çalışanların, işyerlerinde alınacak iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin kararlarda sınırlı bir rolü var. Ancak yeni kanunda çalışanların geniş bir katılımı öngörülüyor. Ayrıca işverenlerin bu katılımı sağlamak amacıyla işyerlerinde gerekli düzenlemeleri yapmaları da zorunlu hale gelmiş.

Çalışanların eğitimi, bilgilendirilmesi ve görüşlerinin alınması konusu kanunda sistematik hale getirildiği gibi, en az 10 çalışanın olduğu yerlerde İş Sağlığı Güvenliği Çalışan Temsilcisi zorunluluğu da yine kanunun yenilikleri arasında. Bu kanunla ilgili daha yazacak çok malzeme var. Özellikle yönetmelikler çıktığında bu konuyu daha geniş olarak inceleyeceğiz.

CEM KILIÇ / DÜNYA 05.04.2012

Hiç yorum yok: