1 Nisan 2012 Pazar

Çalışanların naklindeki KDV konusu çözülüyor

Bu güne kadar süregelen ama bize göre yasal alt yapısı olmayan bir uygulama var: çalışanların birikmiş sosyal haklarıyla devri.
Özellikle grup şirketleri arasında çeşitli nedenlerle çalışanlar zaman zaman nakledilebiliyor.
İş hukuku açısından, bu nakil işlemi aslında eski şirkette işten çıkarma, yeni şirkette işe alma hükmünde.
Ancak bazen çalışanların haklarının korunması, bazen de ihbar tazminatından kurtulmak ve kıdem tazminatlarının ötelemek amacıyla bu giriş çıkış prosedürü işletilmiyor ve çalışanın da mutabakatının alındığı üçlü bir sözleşme ile devir yapılıyor.

Bu işlem o kadar yaygın ki bu konuda yasal bir düzenleme olmasa da konu mahkemelik ola ola en azından yargı organları nezdinde geçerli bir uygulama haline geldi.
Konunun iş hukuku açısından yorumu bizim haddimiz değil ancak vergi uygulamasında ayağı yere basmayan yönlerine dikkat çekelim.
Bu uygulamada nakil durumunda kıdem tazminatı ödenmiyor, çalışan ne zaman işten ayrılırsa o tarih itibarıyla ödenen kıdem tazminatı çalışma sürelerine göre şirketler arasında bölüştürülüyor.
Ancak her iki şirket açısından da kıdem tazminatının giderleştirilmesi ve vergilenmesi (ya da vergilenmemesi) konusunda bulanık kalan kısımlar var.
Gelir Vergisi Kanunu, iş hukukuna göre hesaplanan kıdem tazminatlarının gider yazılmasına ve gelir vergisinden istisna tutulmasına izin veriyor.
Sorun işte burada başlıyor.
Nakil işlemi nedeniyle, çalışana son ücret ve kıdemine göre tazminat hesaplanıp ödendiği için, her ne kadar çalışılan süreye bölünse de eski işyeri açısından olması gerekene göre daha fazla bir tazminat yükü düşmüş oluyor.
Örnek verelim. Diyelim ki devir gününde çalışanın maaşı 1.000 TL ve 10 yıl kıdemi var. Eğer eski şirketinde bu koşullarda kıdem tazminatı ödenseydi 10.000 TL ödenecekti.
Ödeme yapılmıyor ve tüm haklarıyla yeni işyerine geçiyor.
Yeni firmasında 5 yıl daha çalışıyor ve diyelim 1.500 TL maaş seviyesindeyken emekli oluyor. Bu durumda çalışan 15 yıl (toplam) kıdemi nedeniyle 22.500 TL tazminat alacak ve bunun üçte ikilik kısmı yani 15.000 TL lık kısmı eski işverene yansıtılacak.
Eski işverenin 10.000 TL yerine 15.000 TL ödeyecek olması nedeniyle, tazminatın iş hukukuna aykırı hale mi geldi, fazla kısım çalışma karşılığı olmaması nedeniyle gider yazılabilir mi ya da fazla ödenen tazminat gelir vergisine tabi olur mu soruları soruldu ve tartışmalar sürüp gitti bu güne kadar.
Süreye göre bölümleme böyle yapılmayıp, eski işyerine 15.000 TL değil de 10.000 TL ödettirilse bu kez yeni işveren ödemesi gerekene göre daha fazla tazminat ödemiş olacak ve aynı sorular yeni işveren için geçerli olacak.
Diğer bir sorunda yansıtmalar nasıl olacak, fatura mı yoksa dekont mu kesilecek, fatura kesilecekse KDV olacak mı konularıyla ilgiliydi.
Genel haliyle sorunun varlığı devam ediyor ama konu ilk kez Maliye Bakanlığı tarafından mevzuat içerisine gündeme alındı ve KDV yönü çözüme bağlandı.
Şu an taslak halinde olan ve katma değer vergisi açısından çeşitli konulardaki tartışmalara çözüm getirme amaçlı bir sirküler var.
Bu sirkülerde KDV haricindeki sorulara cevap getirilmiyor ama işçi devrinin mümkün olduğu bir anlamda teyit edilmiş oluyor.
Taslakta işverenler tarafından çalışanlara ödenen kıdem tazminatları ücret mahiyetinde olduğundan KDV’nin konusuna girmediği açıkça vurgulanıyor.
İşçilerin iş akitleri feshedilmeden bir başka işverene nakledilmesi nedeniyle, işçilerin tazminat tutarlarının devir tarihine kadar hesaplanarak yeni işverene aktarılması durumunda da, işçilerin yeni işverence iş akitlerinin feshedilmesi veya emeklilik hakkı kazanmaları nedeniyle, tazminat tutarlarının eski işverenin sorumlu olduğu kısmının yeni işverene aktarılması durumunda KDV uygulanmayacağı belirtiliyor.
Keşke diğer sorunlara da yasal bir çözüm gelse ve zaten yürüyen sistem yasal alt yapıya kavuşsa.

Atilla DÖLARSLAN
Ekonomi Gündemi

Hiç yorum yok: